7.11.2009

Wayne Rooney Baba Oldu, Bahisler Açıldı!

Manchester United'ın golcüsü Wayne Rooney'in bir oğlu dünyaya geldi. Bebeğin annesi daha 23 yaşında ve Rooney'nin yeni doğan oğluna verilen ad Kai Wayne!

Manchester United'ın golcüsü ve İngiltere milli takımının gözdelerinden Wayne Rooney, doğum öncesi Manchester United'ın Beşiktaş'ın grubundaki CSKA Moskova maçı hazırlık idmanını kaçırdı. 9 gündür beklenen bebeğin öğleden sonra dünyaya geldiği ve Rooney ile eşinin büyük mutluluk duydukları açıklandı.

Bebeğin adına, Wayne Rooney'in adından esinlenerek Kai Wayne denmesi ilgi çekerken, İngiltere'de bahisçiler, bebeğin ileride babası gibi futbolcu olacağına dair bahisleri başlattılar bile!

Coral şirketi, Kai Rooney’in babasının yolundan gidip İngiltere’de futbol oynayacağına 1'e 66 veriyor. William Hill ise Kai'nin Premier Lig’de oynamasına 1'e 100, Manchester United'da forması giymesine 1'e 125, İngiltere Milli Takımı'na seçilmesine 1'i 150 oranlarıyla bahis açtı.

6.11.2009

Şampiyonlar Ligi 4. Hafta Değerlendirmesi!

Şampiyonlar Ligi'nde 4. maçları geride bırakırken yine sürpriz sonuçlarla karşı karşıya kaldık.

Özellikle bu hafta içi oynanan maçlar sonucunda Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi olan takımların gruplardan çıkamama tehlikesi ile karşı karşıya kalması bizleri çok fazla şaşırttı. Öte yandan 2. tura çıkacak 16 takımdan 7'si gruplarda henüz oynanmamış 2 maç olmasına rağmen belli oldu.

A grubunda favori olarak gösterilen Bayern Münih ve Juventus'un arasından sıyrılan Bordeauax, bu gruptan çıkmayı garantileyen ilk takım oldu. Allianz Arena'da B.Münih'e konuk olan Franzız ekip karşılaşmayı 2-0 kazanırken puanınıda 10'a yükseltti. 4 puanda kalan Bayern ise bir üst tur şansını mucizelere bıraktı. 2 hafta önce Torino'da M.Haifa'yı 1-0 geçen Juventus, İsrail deplasmanında da aynı skorla galip gelerek 8 puana yükseldi.

B grubunda Beşiktaş, İstanbul'da ağırladığı Wolfsburg'a 3-0 yenilerek 1 puanda kalırken 2. tura yükselme şansını tamamen kaybetti. Old Trafford'ta oynanan M.United-CSKA Moskova maçında konuk ekip maçın son 7 dakikasına 3-1 önde girdi. 84'te Scholes, 90+2'de 2 hafta önce Rusya'da yine son dakikalarda tek golü atan Valencia'nın golleri ile 1 puanı kurtaran ManU 2. tura çıkmayı garantiledi. 4 gruba yükselen CSKA Moskova, 7 puana ulaşan Wolfsburg ile 3 hafta sonra içerde oynayacağı maçı kazanıp tur vizesi arayacak.

CL'nin en zor gruplarından biri olan C grubunda son 2 maç öncesinde 4 takımında 2. tur şansı hala devam ediyor. Sonucu en çok merakla beklenen maçta Milan ile Real Madrid karşılıklı goller ile 1'er puanı paylaşırken her 2 takımda 7 puana yükseldi. Gruptaki ilk puanlarını 2 hafta önce İsviçre'de alan Marsilya, kendi sahasında ağırladığı Zürih'i 6-1'lik skorla geçerek 6 puana ulaştı. İsviçre temsilcisi ise 3 puanda kalırken grubun son sırasındaki yerini korudu.

D grubunda heyecan beklenenden kısa sürdü ve 4. maçlar sonunda gruptan çıkmayı garantileyen 2 takımda belli oldu. Madrid'te Chelsea'yi ağırlayan Atletico, Agüero ile 1-0 öne geçsede Drogba'nın 2 golü ile 2-1 yenik duruma düştü. Son dakikada Agüero'nun frikik golü ile A.Madrid 1 puan alsada 2 puana ulaşarak CL'ye veda etti. Grubun diğer maçında APOEL'i deplasmanda 84. dakikada Falcao'nun attığı gol ile deviren Porto 9 puana yükselerek tur vizesini kaptı.

Son 5 sezonun 4'ünde en az çeyrek final oynayan Liverpool'un bu sezon 2. tura yükselmesi mucizelere kalmış gibi görünüyor. 2 hafta önce Anfield Road'ta Lyon'a 90. dakikada yediği gol ile 2-1 mağlup olan Kırmızılar, Fransa'da oynanan maçta yine 90. dakikada yediği gol ile 1 puan almak zorunda kaldı. Aldığı 1 puanla 10 puana ulaşan Lyon 2. turu garantilerken Liverpool 4 puana ulaştı. Fiorentina ise Artemio Franchi'de ağırladığı Debrecen'i 5-2 gibi farklı bir skorla geçerek 9 puana yükseldi ve bir üst tur için büyük avantaj yakaladı.

Kuralar çekildiğinde Barcelona ve Inter'in rahat çıkar diye düşünüldüğü F grubunda işler iyice karıştı. 2 hafta önce Gökdeniz'in golüyle Nou Camp'ta Rubin Kazan'a 2-1 yenilen Barça, Rusya deplasmanında da golsüz berabere kalınca Rubin ile beraber 5 puana ulaştı. 85. dakikaya kadar D.Kiev'e karşı 1-0 geride olan Inter ise son 5 dakikada bulduğu 2 golle karşılaşmadan 2-1 galip ayrıldı ve 6 puanla sonunculuktan grup liderliğine yükseldi. Kiev ise 4 puanla sonuncu sırada yer aldı.

G grubunda beklenildiği gibi Sevilla rahat bir şekilde gruptan çıkmayı garantiledi. Gruptaki ilk 3 maçınıda kazanarak 9 puanla 4. maçlara giren Endülüs ekibi sahasında ağırladığı Stuttgart ile 1-1 berabere kalsada 10 puanla 2. turu garantiledi. Alman ekibi ise 3 puanla 3. sırada yer aldı. Grubun Romanya'da oynanan diğer maçında Rangers son dakikada yediği golle Unirea karşısında 1 puana razı oldu. Romanya ekibi 5 puanla 2. sıradaki yerini koruyor. Rangers ise sadece 2 puanda.

H grubunda yer alan Arsenal, diğer 3 İngiliz temsilcisinden ikisi gibi 2. tura çıkmayı garantiledi. Alkmaar'a karşı her 2 yarıda bulduğu 2 gol ile 4-1'lik net bir skorlu galibiyet alan Wenger'in öğrencileri 10 puanla grubunun zirvesinde yer alıyor. Ligede istediği gibi başlayamayan Alkmaar 2 puanla grubun son sırasında yer alıyor. Sinan Bolat'ın kalesini koruduğu Standart Liege ise Belçika'da ağırladığı Olympiakos'u 2-0'lık skorla geçerek gruptaki ilk galibiyetini aldı ve 4 puanla 2. tur şansını sürdürdü. Zico'nun ekibi ise 6 puanla 2. sırada yer almaya devam etti.

Hafta Sonu Futbol


6 Kasım Cuma

20:00 Bursaspor-Gençlerbirliği / Lig TV
21:30 Leverkusen-E.Frankfurt / TRT 3
21:45 Derby County-Coventry / Futbol Smart

7 Kasım Cumartesi

13:30 Samsunspor-G.Antep Bld / D Spor
14:45 Swansea-Cardiff / Futbol Smart
16:30 Bayern Münih-Schalke / TRT 3
17:00 Manchester City-Burnley / Spormax
19:30 Wolverhampton-Arsenal / Spormax
20:00 Trabzonspor-Beşiktaş / Lig TV
20:00 PSG-Nice / Kanal A
21:00 Barcelona-Real Mallorca / NTV
21:45 Atalanta-Juventus / NTV Spor
22:00 Sochaux-Lens / Kanal A
22:30 Atletico PR-Goias / Spormax
23:00 Atletico Madrid-Real Madrid / NTV

8 Kasım Pazar

13:00 CSKA Moskova-Rubin Kazan / Spormax
13:30 Giresunspor-Altay / D Spor
14:45 Falkirk-Celtic / Euro Futbol
15:30 AZ Alkmaar-Feyenoord / Futbol Smart
16:00 Sivasspor-Kayserispor / Lig TV
16:00 Lazio-Milan / NTV Spor
16:30 Hannover 96-Hamburg / TRT 3
17:30 Twente-Ajax / Futbol Smart
18:00 Toulouse-Rennes / Kanal A
18:00 Chelsea-Manchester United / Spormax
18:30 Werder Bremen - Dortmund / TRT 3
20:00 Fluminense-Palmeiras / Spormax
20:00 Lille-Bordeaux / Kanal A
20:00 Diyarbakırspor-Galatasaray / Lig TV
21:45 Inter-Roma / NTV Spor
22:00 Lyon-Marseille / Kanal A
22:00 Sevilla-Villareal / NTV

5.11.2009

Yılın Futbolcusu Seçilemeyen 10 Efsane - 2

Dün Goal.com'dan derleyip yazdığım Dünyada Yılın Futbolcusu seçilemeyen oyuncular listesinin ikinci 10 kişilik listesini de bugün girelim.

İşte 20 kişilik o listenin ikinci 10 yıldız oyuncusu;

HRISTO STOICHKOV

1992 yılında Barcelona ile Avrupa'da zirveye çıksada ikinci sırada kalmıştı. 2 yıl sonra, Bulgaristan Dünya Kupası'nı 4. sırada tamamlarken Stoichkov da Salenko ile gol krallığında zirveyi paylaşıyordu. Fakat bu sezonda da Romario'nun gerisinde kaldı.

PAVEL NEDVED

Juventus onu Zidane'ın açığını kapatmak için transfer etmişti. 2003 yılında takımını Şampiyonlar Ligi finaline taşırken Ballon d'Or'u kazanmayı başarmıştı; fakat bu ödül için ilk üçte bile değildi.

PAOLO MALDINI

Milan efsanesi, 25 yıllık kariyerinde kulüpler düzeyinde kazanılabilecek tüm kupaları kazandı. Ancak savunmacı olduğu için, bireysel başarılarda eksik kaldı. 1995'te, ödülü alan takım arkadaşı George Weah'ın arkasından ikinci olmuştu.

OLIVER KAHN

2002'de Almanya'yı finale taşırken, bir Dünya Kupası'nda Altın Top'u kazanan ilk kaleci olma unvanını elde ediyordu. Aynı yıl, Dünyada Yılın Futbolcusu ödülünde de ilk üçe giren ilk kaleci olmayı başardı; ancak Ronaldo'nun arkasında ikincilikte kaldı.

THIERRY HENRY

2001 ile 2006 yılları arasında, İngiltere'de kazanılabilecek her şeyi kazandı. Fakat aynı dönemde, Arsenal ile Şampiyonlar Ligi'nde veya Fransa ile milli takımlar düzeyinde şampiyonluğa ulaşamadı. 2003 ve 2004 yıllarında 2. sırada kaldı.

STEVEN GERRARD

2001'de Liverpool'un kazandığı 3 kupanın (UEFA Kupası, Şampiyonlar Ligi, FA Kupası) finallerinde gol atmayı başardı. UEFA tarafından 2004/05 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nin en değerli oyuncusu seçilmişti, Futbol Yazarları Derneği'nden de geçen yıl ödül aldı; fakat bu ödülü henüz kazanamadı.

CAFU

3 kez Dünya Kupası finalinde oynamak yeterli gelmiyor olmalı ki, Cafu, bu ödülde ilk 3'e dahi giremedi. Oysa kulüp seviyesinde de, hem Güney Amerika'da hem de Avrupa'da gayet başarılıydı. Defansif bir bölgede oynuyor olması, ödüle yaklaşamamasındaki etkenlerden biri olsa gerek.

GIANLUIGI BUFFON

İtalya ile Dünya Kupası kazandığı 2006'da, Juventus ile Şampiyonlar Ligi'nde final oynadığı 2003'de, hep diğer bölgelerden oyuncular tercih edildi. Bu yıl ülkesinden gösterilen tek aday; ancak kazanması yine zor gözüküyor.

DAVID BECKHAM

İngiliz yıldız, ödüle 2 kez çok yaklaşsa da, ikisinde de 2.liğe razı oldu. 1999'da Manchester United ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşırken Rivaldo'nun, 2001'de ise Luis Figo'nun arkasında kaldı.

MICHAEL BALLACK

2001-2002 sezonunda Bayer Leverkusen ile Şampiyonlar Ligi'nde ve Almanya ile Dünya Kupası'nda finale ulaştığında, Zidane veya Ronaldo kadar istikrarlıydı. Fakat o zaman bile ilk üçe girmeyi başaramamıştı.


4.11.2009

Yılın Futbolcusu Seçilemeyen 10 Efsane - 1

1991 yılında verilmeye başlanan FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülü, antrenörlerin ve milli takım kaptanlarının oylarıyla sahibini buluyor.

Geçtiğimiz günlerde 2009 için bu ödüle aday olan 23 futbolcu açıklanırken (Messi'den başkasının alacağını düşünmüyorum), 'Goal.com' geçen bu 18 sene içinde bu ödüle aday gösterilmesine rağmen seçilemeyen 20 efsane futbolcuyu belirlemiş.

İşte o 20 kişilik listenin ilk 10 oyuncusu ;

PETER SCHMEICHEL

3 defa 'Yılın Kalecisi', 2 kez de 'Dünya'da Yılın En İyi Kalecisi' ödülü kazandı. Ancak, yılın futbolcusu ödülünü bir türlü kazanamadı.

FRANCO BARESI

90'ların başında Dünya'nın en iyi savunmacılarından bir tanesi olarak görülen Baresi, Milan'la 1 kez Şampiyonlar Ligi'ni kazanıp, İtalya ile 94'te Dünya Kupası Finali oynamasına rağmen, FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülünde ilk üçe bile giremedi.

ROBERTO CARLOS

90'ların sonuyla 2000'li yılların başında Dünya'nın tartışmasız en iyi sol beki olarak görülüyordu. Dünya Kupası sahibi ve R.Madrid formasıyla 3 defa Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kaldırsada çoğunlukla hücumcular tarafından domine edilen ödüle bir kez olsun yaklaşamadı bile.

JURGEN KLINSMANN


1990'da Almanya'yla Dünya Kupası'nı kaldıran kaptan, o dönemin en iyi golcüleri arasında yer alıyordu. Almanya'yla Euro 96'da zafere ulaşması da, bu ödüle layık görülmesine yetmedi.

DENNIS BERGKAMP


Hollandalı usta oyuncunun kariyerini ve klasını tartışmaya gerek yok. Ancak, hem Hollanda Milli Takımı'nın büyük bir turnuvada kupaya uzanamaması hem de Arsenal'in Şampiyonlar Ligi'ni kaldıramaması, O'nu bu büyük onurdan uzak tutan etkenler oldu.

RYAN GIGGS

M.Unitedlı efsane, bu ödüle büyük ihtimalle milli takım kariyeri sebebiyle layık görülmedi. United formasıyla 2 defa Şampiyonlar Ligi'ni kaldıran Giggs, milli takımının son 10 yıldır en ufak bir kıpırdanma dahi gösterememesi nedeniyle, Dünya'nın en iyisi seçilmedi.

ANDRIY SHEVCHENKO

2004 yılında Altın Top ödülünü kazanan Sheva, FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülünde Ronaldinho ve Henry'nin gerisinde kalmaktan kurtulamadı. Avrupa Kupaları tarihinin 4. en iyi performansına sahip olan Ukraynalı, bir daha bu performansına yaklaşamadı.

FRANK LAMPARD

2005 yılında, Lampard bu ödüle en çok yaklaşan 3. İngiliz futbolcu oldu (Sherear ve Beckham'dan sonra). Ancak, o sezon Ronaldinho'nun senesiydi. Bu ödülü kazanması için ya Şampiyonlar Ligi ya da Dünya Kupası'nı kaldırması şart!

SAMUEL ETO'O

3 defa 'Afrika'da Yılın Futbolcusu' seçildi. Barcelona formasıyla 2 kez Şampiyonlar Ligi'ne uzanan Eto'o , ayrıca 2 ayrı finalde birden gol atma başarısı gösteren 2 futbolcudan biri. Weah'tan sonra bu ödülün sıralamasında ilk 3'e giren 2. Afrikalı olan Eto'o, 2005 yılında 3. sırada yer almıştı.

RAUL GONZALEZ

İspanya ve Şampiyonlar Ligi tarihinin en golcü oyuncusu olmasına rağmen bir türlü bu onuru yaşayamadı. 2001 yılında bu ünvana çok yaklaşsada ödül takım arkadaşı Figo'ya gitti. 3 defa Şampiyonlar Ligi'ni kazanan futbolcunun FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu olamamasındaki en büyük neden muhtemelen milli düzeyde aynı başarıyı sergileyememiş olması.

3.11.2009

Sezona Hayal Kırıklığı Yaşatarak Başlayan Takımlar!

Kasım ayına girdik, birçok ligde 10-11 haftalık süreç geride kaldı ve durumlar yavaş yavaş netleşmeye başladı.

Bazı takımlar beklenildiği gibi zirve yarışında kendini bulurken bazı takımlar ise bırakın zirve yarışında olmayı, düşme hattının tamamen içinde buldular kendini. Lafı çok fazla uzatmayarak Avrupa'nın büyük liglerinde 2.5 aylık süreçte hayal kırıklığı yaratan takımlara göz atalım.

TURKCELL SÜPER LİG

SİVASSPOR

Son 2 sezonda Türkiye ligine damgasını vuran ve her 2 sezonda da şampiyonluğu kılpayı kaçıran Yiğidolar 2009-2010 sezonuna da aynı hedef doğrultusunda başladı.

Şampiyonlar Ligi önelemesi oynamaya hak kazanan Sivasspor, sezon başında oynadığı 4 hazırlık maçında 3 yenilgi 1 beraberlik alırken 13 de gol yemişti. Her ne kadar Bülent Uygun bunu güçlü rakipler (Heerenveen, Gudajalara, Olympiakos, PSV) ile oynamasına bağlasa da ligdeki gidişatta pek iç açıcı değildi.

Şampiyonlar Ligi ön elemesinde ilk maçta Anderlecht ile karşılaşan Sivasspor, Belçika'da 5-0'lık bir hezimet alırken prestij mücadelesine dönen rövanş maçını 3-1 kazandı ve yoluna UEFA Avrupa Ligi'nde devam etti.

Lige de iç sahada Trabzonspor mağlubiyeti ile başlayan Sivasspor'da işler pekte beklenildiği gibi gitmiyordu.
Avrupa Ligi'nde Shaktar'a karşı 2 maçta da yenilerek elenilmesi ve ligdeki ilk 7 maçta sadece 1 puan alınabilmesi sonucunda tüm eleştiri okları Bülent Uygun'a çevrilmişti.

Her ne kadar başkanı Mecnun Odyakmaz destek çıksa da tribünelerden gelen çatlak sesler Uygun'un istifasının yolunu açmıştı. Bülent Uygun yönetiminde çıktığı son maçta evinde Antalyaspor'u 2-0 ile geçen Sivasspor, Bülent Ertuğral'ı takımın başına getirdi. Yeni hocası ile çıktığı 3 maçta 1 galibiyet alan Yiğidolar şu anda ligde 11 maçta topladığı 7 puanla 16. sırada yer alırken aldıkları 8 mağlubiyetle ligin en çok mağlup olan takımı durumunda.


İNGİLTERE PREMIER LİGİ

LIVERPOOL

Her sezon olduğu gibi bu sezona da şampiyonluk parolası ile başlayan Liverpool yaz sezonundaki transfer sezonunda kadrosunu Glen Johnson ve Aquilani ile takviye ederken Arbeloa ve Xabi Alonso'yu Real Madrid'e göndermişti.

Geçen sezonu 2. sırada tamamlayan Kırmızılar lige White Hart Lane'de Tottenham mağlubiyeti ile başladı. Bir sonraki hafta geçen sezon 2 maçtada gol atamadığı Stoke City'i 4-0'lık skorla gole boğsalarda bu maçtan 5 gün sonra iç sahada alınan Aston Villa mağlubiyeti şok etkisi yarattı.

Eylül ayında ligde oynanan 4 maçta 4 galibiyet ile tekrar çıkışa geçen Benitez'in öğrencileri için Ekim ayı ise tam bir kabus ayı oldu. Aralarında Chelsea maçınında olduğu 4 maçta 3 mağlubiyet alan Liverpool 11 haftası geride kalan İngiltere Ligi'nde 6 galibiyet 5 mağlubiyet ile 6. sırada yer alıyor.

Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçta Marcar ekibi Debrecen'e karşı zorlansada tek gollü bir galibiyet alan Kırmızılar, gruptaki diğer maçlarında deplasmanda Fiorentina'ya ve iç sahada Lyon'a yenilerek bu kulvardada işini zor duruma soktu. İngiltere Lig Kupasında'da Arsenal'e 2-1 yenilerek veda ettiler.

EVERTON

Şehrin diğer takımı Everton'da Liverpool gibi bu sezona kötü başlayan takımlardan biri oldu. Geçen sezonu 5. sırada tamamlayan şehrin mavi renkli takımı ligde çok kötü gitse de Avrupa'da oynadığı son maçı hariç istediği gibi gidiyor.

Sezona Goodison Park'ta 6-1'lik Arsenal mağlubiyeti ile başlayan David Moyes'in öğrencileri 2. maçlarında da ligin yeni ekibi Burnley'e 1-0 yenilmekten kurtulamadı. İstikrarsız sonuçlar alan Everton ligdeki son galibiyetini 26 Eylül'de alırken, son 4 lig maçında sadece 3 puan toplayabildi. 10 maçta sadece 3 galibiyet alabilen Everton topladığı 12 puanla ligde 13. sırada yer alıyor.

UEFA Avrupa Ligi'nde play-off turunda Sigma Olomuc'e eleyen Everton, grupta oynadığı ilk 2 maçı kazansada son maçında Portekiz deplasmanında aldığı 5-0'lık hezimetle bu kulvardada taraftarlarına büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

İSPANYA LA LİGA

ATLETICO MADRID

İspanya Ligi'nde 9 hafta geride kalırken El Galacticos 2'yi kuran Real Madrid'in aksine diğer Madrid ekibi Atletico Madrid çok kötü bir giriş yaptı La Liga'ya.

'Avrupa Gol Kralı' ünvanlı Diego Forlan ve tüm Avrupa'nın peşinden koştuğu Arjantinli yıldız Agüero'yu kadrosunda tutan Atletico Madrid 2 kalecisi Leo Franco ve Coupet ile yollarını ayırmış yerine 'Yeni Casillias' lakaplı Asenjo'yu kadrosuna katmıştı. Bunun dışında kadro genel manası ile bozulmadı.

Sezonun ilk maçlarını Şampiyonlar Ligi play-off turunda Panathinaikos'a karşı oynayan A.Madrid, 2 maçta da Yunan temsilcisini yerenerek gruplara kalmıştı. Ancak lige çok kötü bir giriş yaptılar. İlk haftada sadece 3 beraberlik alan Resino'nun öğrencileri ligdeki ilk ve tek galibiyetini 3 Ekim'de iç sahadaki Zaragoza maçında aldı. Şampiyonlar Liginde'de iç sahada APOEL'i yenemeyen deplasmanda da Porto'ya yenilen Madrid ekibi Ekim ayının son haftası öncesinde Resino ile yollarını ayırdı.

Resino'nun yerine gelen en son Benfica'yı çalıştırmış Flores ile çıktığı maçlarda da galibiyetle tanışamayan Atletico Madrid ligde oynadığı 9 maçta 7 puanla 18. sırada yer alırken, Şampiyonlar Liginde'de 3 maçta 1 puanla grubunda son sırada yer alıyor.

VILLARREAL

Nihat Kahveci'nin eski kulübü geçen sezonun La Liga 5.si Villarreal de İspanya'da bu sezon beklentileri karşılayamayan kulüplerin başında geliyor.

Yaz transfer döneminde Nilmar'ı kadrosuna katarak büyük yankı uyandıran Sarı-Denizaltılılar, Brezilyalı golcüden beklenen katkıyı görmemiş gibi gözüküyor 2.5 aylık süreçte.

Ligde oynadığı ilk 2 maçtan beraberlikle ayrılan Villarreal sezonun ilk galibiyetini ancak 25 Ekim'de Malaga'ya karşı alabildi. Bu maça kadar ligde 7 maçta aldığı 3 puanla ligin dibine demir atan Tejedor'un öğrencileri geçtiğimiz hafta sonu da Tenerife'yi 5-0'lık skorla geçerek hem beklenen patlamayı yaptı hemde ligde üstüste 2. galibiyetini alarak 9 maçta 9 puanla 13. sırada yer aldı.

Bu sezon Avrupa Ligi'nde mücade eden Villarreal, Hollanda temsilcisi Nac Breda'yı 6-1 ve 3-1'lik skorlarla geçerek gruplara kaldı. G grubunda sadece Levski Sofia'yı yenen Sarı-Denizaltılılar, gruptaki diğer maçlarında Lazio ve Salzburg'a yenilirken 3 puanla 3. sırada yer aldı.

İTALYA SERIE A

ROMA

Geçen sezon İtalya Ligi'ni büyük bir düşüş yaşayarak 6. sırada tamamlayan (3-4 hafta olsa o bile ellerinden gidebilirdi) Roma bu sezona da hayal kırıklığı ile başladı.

En önemli orta saha oyuncularından Aquilani'yi Liverpool'a, Panucci'yi de Parma'ya gönderen Roma, yaz transfer döneminde sadece Burdisso ile anlaşmıştı.

Sezonun ilk 2 haftasında zorlu Genoa ve Juventus maçlarından puan çıkaramayan başkent ekibi 4 sezondur takımın başında yer alan Spaletti ile yollarını ayırarak takımın başına geçen sezon Juventus'u çalıştıran Ranieri'yi getirdi.

Ranieri geldikten sonra oynadığ 5 lig maçında 11 puan toplayan Roma, sonraki 3 maçıda kaybedince tekrardan alt sıralara geriledi. Son hafta iç sahada Bologna'yı 2-1 ile geçen başkent ekibi ligde oynadığı 11 maçta topladığı 14 puanla 14. sırada yer alıyor.

Avrupa Ligi ön eleme turlarına fırtına gibi giren Roma, hem 3. öneleme turunda Gent'i, hem de play-off turunda Kosice'yi 7-1'lik skorla yenerek gözdağı vermişti. Gruplarda ise oynadığı ilk 3 maçta CSKA Sofia'yı yenen, Basele'e yenilen ve Fulham ile berabere kalan İtalyan ekibi topladığı 4 puanla E grubunda 3. sırada yer alıyor.

ALMANYA BUNDESLİGA

HERTHA BERLİN

Bu sezonun en büyük hayal kırıklıklarından biri şüphesiz Hertha Berlin. Geçen sezon uzun süre şampiyonluk yarışında yer alan Berlin ekibi Bundesliga'yı 4. sırada tamamlamıştı.

Pantelic'i Ajax'a, Simunic'i Hoffenheim'a gönderen başkent ekibi kadrousunu geçen sezon A.Biefeld forması ile 13 gol atan Wichniarek ve Hoffenheim'in savunma oyuncusu C.Janker ile takviye etmişti.

Sezona kendi sahasında aldığı Hannover galibiyeti ile başlayan Hertha, bu maçtan sonra ligde oynadığı üstüste 8 maçı kaybederek ligin dibine demir atmıştı. 4 Ekim'de Favre'nin yerine Funkel'in takıma gelmesi de kötü gidişata ilaç olamadı ve Herhta 11 puanla topladığı 4 puanla Bundesliga'nın son sırasında yer aldı.

UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Brondby'i rövanş maçında son 15 dakikada bulduğu gollerle eleyen başkent ekibi gruplarda ise ligdeki performansını aratmadı. Oynadığı 3 maçta sadece Litvanya ekibi Ventspilis'den -o da iç sahada- 1 puan alabilen Hertha, gruptaki diğer 2 maçında ise mağlubiyetle ayrılarak son sırada yer aldı.

STUTTGART

Geçen sezona kötü başlayan Stuttgart, Markus Babbal'in gelişinden sonra yükselişe geçmiş ve Alman hoca yönetiminde çıktığı 20 maçta topladığı 46 puanla ligi 3. sırada bitirerek Şampiyonlar Ligi vizesi aldı.

Bu sezona da Babbel yönetiminde başlayan Stuttgart yaz transfer sezonunda geçen sezon 24 gol atan golcü oyuncusu Mario Gomez'i B.Münih'e satmıştı. Kadrosunu Pogrebynak, Hleb gibi isimlerle güçlendiren Stuttgart geçen sezondan daha kötü bir giriş yaptı.

Ligin ilk haftasında Wolfsburg'a 2-0 yenilen Stuttgart, bir sonraki hafta kendi sahasında Freiburg'u 4-2 ile geçmişti. Ancak bu maçtan sonra ligde oynadığı üstüste 5 maçta galibiyet alamayan Babbel'in öğrencileri bu sezonki 2. deplasmandaki tek galibiyetini 26 Eylül'de Freiburg'a karşı aldı. Ekim ayı içinde oynadığı 4 maçta ise sadece 1 puan çıkartabilen Stuttgart ligde 11 maçta toplam 6 mağlubiyet alırken topladığı 9 puanla 13. sırada yer alıyor.

Şampiyonlar Ligi play-off turunda bir önceki turda Shaktar'ı eleyen Poli Timisoara'yı saf dışı bırakarak gruplara kalan Babbel'in öğrencileri gruplarda ise ilk maçlarda çok kötü bir performans sergiledi. Rangers ve Unireia ile berabere kalıp, Almanya'da Sevilla'ya 3-1 yenilen Stuttgart topladığı 2 puanla grubunda 3. sırada yer alıyor.



Serie A'nın En Balon 13 Transferi!

'theoffside.com' sitesi, İtalya'daki en büyük 13 transfer fiyaskolarını sıralamış. Bu 13 kişilik listede Türk futbolsevelerin çok yakından tanıdığı 3 isim de var.

Inter'e büyük ümitlerle transfer edilen ama beklentileri karşılayamayan Hakan Şükür'ün yanı sıra, aynı takımda silik bir performans gösteren Okan Buruk ve 2005-06 sezonunda Roma'da etkisiz kalan Shabani Nonda da bu listeye girmekten kurtulamadı.

Site, 2000 yılında Inter'e transfer olan Hakan'ın gol makinesi olarak gittiği kulüpte 25 maçta sadece 5 gol atabildiğine, kendisine ikinci bir şans veren Parma'da da 15 karşılaşmada 3 gol kaydedebildiğine değinmiş.

Hakan Şükür'den 1 yıl sonra Emre Belözoğlu'yla birlikte İtalya'ya giden Okan Buruk'un da Hakan Şükür gibi hayal kırıklığı yarattığını belirten site, bu oyuncunun sahip olduğu yeteneği bir türlü sahaya yansıtamadığını ifade etmiş.

'theoffside.com' sitesi, Luciano Moggi'nin önerisiyle Roma'ya transfer edilen Nonda'nın da 14 karşılaşmada sadece 4 gol atabildiğini okuyucularına duyurmuş.

İŞTE 13 KİŞİLİK TRANSFER BALONU LİSTESİ

Hakan Şükür - Inter, Parma (2000-2002)

Okan Buruk - Inter (2001-2004)

Shabani Nonda - Roma (2005-2006)

Fabian Carini - Inter (2004-2007)

Rivaldo - Milan (2002-2003)


Gaizka Mendieta - Lazio (2001-2002)

Mido - Roma (2004-2005)

Javi Moreno - Milan (2001-2002)

Ricardo Oliveira - Milan (2006-2007)

Ricardo Quaresma - Inter (2008-)

Olivier Kapo - Juventus (2004-2005)

Nicolae Dica - Catania (2008-2009)

Al Saadi Kaddafi - Perugia, Udinese, Sampdoria (2003-2007)



Related Posts with Thumbnails