29.07.2011

Sergio (Kun) Agüero Manchester City'de!

Açıkçası başlarda Kaka, Torres, Ibrahimovic gibi isimlerin zamanında Manchester City'e gitmeyi reddetmeleri nedeniyle Agüero'nun da İngiliz kulübüne gideceğine pek ihtimal vermiyordum.

Tamam, Robinho, Adebayor, Tevez, David Silva, Dzeko, Balotelli gibi isimlerin geride bıraktığımız senelerde Manchester City'e gelmeyi kabul etmiş olabilir ama Agüero'nun transferi düşük ihtimal gibi gelmişti bana hep.

Yaklaşık 1 ay önce Agüero'nun Atletico Madrid'ten ayrılması bekleniyordu. 03-4 gün önce Atletico Madrid'in ürünlerinin satıldığı mağazalardan Agüero malzemelerinin kaldırılması ile Arjantinli yıldızın takımdan ayrılması hemen hemen kesinleşmişti. 2 gün önce İngiliz medyası Agüero'nun İngiltere'de olduğu resimleri basına servis ederken aynı günün gecesinde Agüero resmi twitter hesabından Manchester City'e transfer olduğunu açıkladı.

Dün sağlık kontrolünden geçen Agüero'nun akşam saatlerinde resmi siteden transferinin bittiği açıklandı. Manchester City bu transfer için Atletico Madrid'e 45 milyon euro ödeyecek. Bu ücret bu yazın transfer sezonunda verilen en yüksek ücret.

2008-2009 sezonunda Arap şeyhleri tarafından satın alındıktan sonra her yaz transfer sezonunun en çok para harcayan kulübü olan Manchester City (2008-2009 sezonunda 122.5 milyon euro, 2009-2010 sezonunda 118.5 milyon euro, 2010-2011 sezonunda 143 milyon euro) bu yaz ise şimdiye kadar 65 milyon euro harcadı.

Agüero transferi ile Manchester City'nin kadrosundaki forvet sayısı 7'ye yükseldi. Adebayor, Dzeko, Santa Cruz, Balotelli, Tevez, Bellamy İngiliz ekibinin şu anda kadrosunda bulunan diğer forvet oyuncuları.

Tevez'in ayda en az 1 kere yaptığı 'Manchester'da mutsuzum, ayrılmak istiyorum' açıklaması genelde çark eder ve birkaç gün sonra tam zıttı bir açıklama gelirdi. Bu sefer öyle olmayacak ve Tevez ayrılacak gibi. Manchester City'nin de kal diye yalvaracak hali yok. Tevez ya Eto'o takası ile ya da minimum 40 milyon euroya Inter'in yolunu tutacak gibi.

Agüero'nun henüz 18 yaşındayken Atletico Madrid'e 23 milyon euroya geldiğini hesaba katarsak 43 milyon euroluk bonservis bedeli henüz 23 yaşında olmasına rağmen bu kadar tecrübeli bir oyuncu için hiç de abartılı bir ücret değil bana göre. Torres'in 58, Carrol'un 40 milyon euroya tranfer olduğunu düşünürsek Agüero'nun ücretini abartmamak gerek.

2 Haziran 1988 doğumlu olan ve Independiente alt yapısından yetişen Agüero henüz 15 yaşını dolduralı 35 gün olmuşken San Lorenzo'ya karşı ilk profesyonel maçına çıktı ve Arjantin liginde forma giyen en genç futbolcu ünvanının sahibi oldu. Arjantinli golcü ilk golünü ise 26 Kasım 2004'te Estudiantes'e attı.

Independiente'deki ilk 2 sezonunda 19 maçta forma giyen ve 5 gol atan Agüero, 2005-2006 sezonunda ise 36 maçta 18 gol attı ve Avrupa kulüplerinin dikkatini çekti ve henüz 18 yaşını bile doldurmamışken Mayıs 2006'da 23 milyon euroya Atletico Madrid'e transfer oldu.

Sezona Torres ve Mista'nın arkasında yedek olarak başlayan Agüero ilk 11'de başladığı ilk maç olan 17 Eylül 2006'daki Athletic Bilbao maçında Atletico Madrid forması ile ilk golünü attı. Kasım ayında Mista'yı kesip düzenli olarak ilk 11'de forma giyen Arjantinli oyuncu ligde tüm maçlarda forma giyerken (25'ine ilk 11'de başladı) sezonu 6 gol 3 asistle tamamladı.

Sezon sonunda Atletico Madrid'in kaptanı Torres Liverpool'a transfer olurken Villarreal'den transfer olan Forlan, Agüero'nun forvetteki yeni partneri oldu. Sezonu Madrid derbisi ile açan Atletico Madrid sahadan 2-1 mağlup ayrılırken Agüero'nun 1. dakikada attığı gol yeterli olmadı. Arjantinli golcü Madrid'te 4-2 kazandıkları Barcelona maçında da 2 gol attı.

O sezon ligde 37 maça çıkan Arjantinli golcü attığı 19 golle Guiza ve Luis Fabiano'dan sonra sezonun en golcü 3. oyuncusu olurken 7 asist yaptı ve partneri Forlan'ın ligde 16 gol atmasına katkıda bulundu. Ligi 4. tamamlayan Atletico Madrid, UEFA Kupası'nda ise 3. turda elendi. 6 maçta forma giyen ve 2'si Erciyesspor'a olmak üzere 5 gol atan Agüero, 3. tur ilk maçında Bolton deplasmanında 15. dakikada kırmızı görüp rövanşta oynayamayınca bir anlamda takımını yaktı. Agüero 2007-2008 sezonunu 9 sarı 3 kırmızı kartla tamamladı.

2008-2009 sezonunda Madrid derbisinde gol atamayan Agüero kendi sahalarında 4-3 kazandıkları uzun yıllar unutulmayacak Barcelona maçında 2 gol attı ki 2.si 89. dakikada geldi. Agüero ligde sadece 1 maçta oynamazken kalan 37 maçın 34'ünde ilk 11'de sahaya çıktı ve sezonu 17 gol 9 asist yaptı. Partneri Forlan'ın attığı 32 golle ligi yine 4. sırada tamamladılar. Şampiyonlar Ligi'nde ise 9 maçta 567 dakika sahada kalan Arjantinli golcü tamamı gruplarda olmak üzere 3 gol attı.

2009-2010 sezonunda lig hem Agüero için hem de Atletico Madrid için kötü geçti. Başkent ekibi 38 maçta 17 mağlubiyet alırken Agüero 24'ü ilk 11'de olmak üzere 31 maçta forma giydi ve 12 gol attı. Şampiyonlar Ligi play-off turunda Panathinaikos'a her 2 maçta da gol atan ve takımının gruplara kalmasında pay sahibi olan Agüero sadece 3 beraberlik aldıkları grup maçlarında ise sadece Chelsea ile 2-2 berabere kaldıkları maçta 2 gol atabildi.

Grubu 3. sırada tamamlayıp Avrupa Ligi'nde yoluna devam eden Atletico Madrid, sırasıyla Galatasaray, Sporting Lizbon, Valencia, Liverpool ve Fulham'ı geçerek şampiyon oldu. Forlan Avrupa Ligi'nde 8 maçta 6 golle oynarken Agüero da deplasmanda 2-2 berabere kalarak tur atladıkları Sporting Lizbon maçında 2 gol attı. Avrupa Ligi'nde 8 maçta forma giyen Agüero 1'i finalde Forlan'ın 116. dakikada attığı golde olmak üzere 4 de asist yaptı.

2010 Dünya Kupası'nın en iyi oyuncusu seçilen Forlan 2010-2011 sezonunda hayal kırıklığı yaratınca Agüero Atletico Madrid'te bireysel olarak en iyi sezonunu geçirdi. Sezonun ilk maçında Süper Kupa finalinde Inter'i 2-0 yendikleri maçta 1 gol atan Agüero, ligde de 32 maçta forma giydi ve 20 gol attı. İspanya Kral Kupası'nda 4 maçta 3 gol atan Arjantinli yıldız Avrupa Ligi'nde de 4 maçta 3 gol attı. Forlan sezonu 32 maçta 8 golle tamamlarken Atletico Madrid ligi ancak 7. sırada bitirdi.

Agüero milli takıma ilk olarak Atletico Madrid'e transfer olduktan 1.5 ay sonra İngiltere'de Brezilya ile oynanan hazırlık maçında çağrıldı. İlk milli formayı 3 Eylül 2006'da giyen genç golcü geride kalan 5 sezonda Arjantin forması ile 30 maça çıkarken 13 de gol attı.

2007'de Arjantin şampiyon olduğu U-20 Dünya Kupası'nda da forma giyen Agüero attığı 6 golle turnuvayı gol kralı olarak tamamlarken aynı zamanda turunuvanın en iyi futbolcusu seçildi. Bir sonraki sezon ise Pekin Olimpiyatları'nda Messi, Di Maria, Lavezzi gibi isimlerle forma giyen Agüero yarı finalde 3-0 yendikleri Brezilya maçında attığı 2 golle takımını finale taşırken finalde Di Maria'nın attığı gol ile şampiyon Arjantin oldu.

2010'da Güney Afrika'da düzenlenen Dünya Kupası, Agüero'nun forma giydiği ilk Dünya Kupası oldu. Gruptaki ilk maçta forma giymeyen golcü oyuncu Yunanistan'a karşı 75, Güney Kore'ye karşı ise 16 dakika sahada kaldı. Damadına torpil yapmayan Maradona, Agüero'yu 2. turdaki Meksika maçında oynatmazke çeyrek finalde 4-0 yenildikleri Almanya maçında ise 16 dakika sahada tuttu.

Son olarak ülkesinin ev sahibi olduğu Copa America'da forma giyen Agüero turnuvanın açılış maçında Bolivya'ya 1, grubun son maçında da Kosta Rika'ya 2 gol atarak Arjantin'i çeyrek finale taşıdı. Çeyrek final maçında ide 83 dakika sahada kalmasına rağmen gol atma başarısı gösteremedi.

28.07.2011

Serie A '2011-2012 Sezonu' Fikstürü!

İtalya ligi Serie A'da 2011-2012 sezonun fikstürü dün akşam SKY stüdyolarında dijital platform üzerinden canlı yayınla tüm kulüp başkanlarının katılımı ile çekildi.

27 Ağustos'ta Siena-Fiorentina maçı ile başlayacak olan 2011-2012 sezonu 18 Aralık'ta oynanacak olan 16. hafta maçlarından sonra araya girecek. 3 hafta aradan sonra 8 Ocak'ta kaldığı yerden devam edecek olan Serie A, İngiltere Premier Lig ve İspanya La Liga gibi 13 Mayıs'ta oynanacak olan 38. hafta maçları ile son bulacak.

Son şampiyon Milan ilk hafta deplasmanda Cagliari ile oynayacak. Geçen sezonu 2. tamamlayan Inter ise sezonu kendi sahasında Lecce maçı ile açacak. 2010-2011 sezonunu hayal kırıklığı ile kapatan Juventus ilk hafta geçen sezonun 4.sü olan ama birçok oyuncusu ile yollarını ayıran Udinese'ye konuk olacak. Napoli kendi sahasında Genoa, Lazio da kendi sahasında Chievo maçı ile başlayacak sezona. Roma ise sezonu Bologna deplasmanında açacak.

Milano derbisi için futbolseverlerin baya beklemesi gerekecek. Milan ile Inter ligin 18. haftasında 15 Ocak'ta Giuseppe Meazza'da karşı karşıya gelecek. Lazio ile Roma'yı karşı karşıya getirecek olan Roma derbisi ise 7. haftada oynanacak.

Sezonun ilk kritik maçı 2. haftada oynanacak. Son şampiyon Milan, Klose ve Cisse transferleri ile kadrosunu güçlendiren Lazio'yu konuk edecek 11 Eylül'de. Bir sonraki hafta Milan, Napoli'ye konuk olurken, Inter kendi sahasında Roma ile karşılaşacak.

Ekim ayının ilk gününe denk gelen 5. haftada ise futbolseverleri 2 önemli karşılaşma bekliyor. Inter kendi sahasında Napoli'yi ağırlarken, Juventus da Delle Alpi'de Milan'ı konuk edecek. 7. haftada Roma derbisi olduğuna üst satırlarda değinmiştik. Ekim ayı içindeki son maçların olduğu 10. haftada ise Inter-Juventus ve Roma-Milan maçları var.

6 Kasım tarihinde 11. haftada Napoli'nin konuğu Juventus olacak. Geçen sezonki başarısını bu sezon da sürdürmek isteyen Napoli 12. haftada ise yine kendi sahasında Lazio ile karşı karşıya gelecek. 13. haftada ise Lazio bu kez kendi sahasında Juventus'la oynayacak. Kasım ayı Juventus için zorlu bir ay olacak gibi.

Juventus'un deplasmanlardaki zorlu maçları Aralık ayında da devam edecek. Ligin 15. haftasında 11 Aralık'ta bu kez diğer başkent ekibi Roma'ya konuk olacak siyah-beyazlı ekip. Roma 16. haftada ise Napoli deplasmanına gidecek.

3 haftalık tatilin ardından ilk devrenin son 3 maçı Ocak ayında oynanacak. 18. haftada Milan-Inter maçı olduğunu daha önce söylemiştik. Ligin 2. yarısında belki de bu maç şampiyonu belirleyecek. 19. ve son haftada ise Inter kendi sahasında Lazio'yu konuk edecek.

İtalya Serie A'da bu sezon birden fazla şampiyonluk adayı olacak. Kim bilir belki de sürpriz bir şampiyon çıkabilir. Geçen sezonu 4. sırada bitiren Udinese neredeyse tüm yıldızlarını gönderdiği için bu sezon ilk 7'ye bile giremez gibi geliyor bana. Milan ve Inter'e biraz antipatim olduğu için geçen sezon olduğu gibi bu sezon da Napoliliyiz :)

İtalya Serie A 2011-2012 sezonu fikstürünün tamamına şuradan ulaşabilirsiniz. Serie A'da ilk haftanın maçları ise şu şekilde;
Siena - Fiorentina
Cagliari - Milan

Napoli - Genoa
Atalanta - Cesena

Bologna - Roma
Inter - Lecce
Lazio - Chievo

Novara - Palermo

Parma - Catania
Udinese - Juventus

Fransa 'SÜPER' Kupası!


85 dakikada 4 gol, son 5 dakikada ise 3'ü 90'dan sonra gelen 3 gol. Son 5 dakikaya 3-1 geride giren Marsilya tarihi bir geri dönüşe imza atarak maçtan 5-4 galip ayrıldı.

Maçı 3 gol ile tamamlayan Marsilyalı Ayew ise büyük bir soğukkanlılıkla 90. ve 90+5. dakikada kazanılan penaltıları golle sonuçlandırarak bir anlamda maçın yıldızı oldu.

İlk kez geçen sezon Fransa dışında bir ülkede Tunus'ta düzenlenen 'Fransa Süper Kupası'nı müzesine götüren Marsilya, bu sezon yine Fransa dışında Fas'ta düzenlenen kupayı da müzesine götürerek üstüste 2. toplamda da 3. kez bu kupayı müzesine götürdü.

Her zaman çok sıkıcı, az gollü maçlara sahne olduğu için eleştirilen Fransa'da sezonun ilk maçı olan 'Süper Kupa' maçında atılan 9 gol belki de bambaşka bir sezon izleyeceğimizin işareti.

27.07.2011

Nesta Niyeti Bozmuş :)


Bayern Münih'in ev sahipliğinde Barcelona, Milan ve Internacional takımlarının katıldığı Audi Cup'ta dün gece oynanan ve penaltılarla Bayern Münih'in yendiği maçta Nesta'nın Mario Gomez'i durdurma çabaları...

Mario Gomez'in top sürerken şortunu düzeltmeyi başarabilmesi de takdire şayan tabi :)

26.07.2011

Alexis Sanchez Barcelona'da!

Barcelona 2 senedir transfer etmeye uğraştığı Fabregas'ta bir türlü mutlu sona ulaşamazken 1 aydır kadrosuna katmaya çalıştığı Alexis Sanchez'in transferini ise Copa America nedeniyle geç de olsa transferini gerçekleştirdi.

Bu sezonki ilk transferini gerçekleştiren Katalan ekibi Şilili yıldızın transferi için kulübü Udinese'ye 26 milyon euro bonservis bedeli ödedi. Ayrıca Barcelona, Alexis Sanchez'in göstereceği performansa göre ekstra 11 milyon euro daha ödeyecek Udinese'ye.

Özellikle 2010 Dünya Kupası'nda gösterdiği performans ile dikkatleri üzerine çeken Alexis Sanchez geçen sezon da Udinese forması ile ligde 12 gol atıp 6 asist yapmış, Di Natale ile birlikte Udinese'nin ligi 4. sırada bitirmesinde başrol oynamıştı.

Alexis Sanchez'i Barcelona'ya satan Udinese bu sezon transferden en çok para kazanan takımların başında geliyor. Şilili yıldızdan 26 milyon euro kazanan İtalyan ekibi, Gökhan İnler'den 17.5 milyon euro, Zapata ve Simone Pepe'nin transferinden de 7.5'ar milyon euro kazanırken şu ana kadar toplamda 67 milyon euro koydu kasasına.

19 Aralık 1988 doğumlı olan Alexis Sanchez 15 yaşında Cobreloa'nın altyapısına girerken 2 yıl sonra A takıma yükselmeyi başardı. 1.5 sezonda 42 maça çıkan ve 12 gole imza atan golcü oyuncu 2006 yazında Udinese tarafından keşfedildi ve 3 milyon dolara İtalyan ekibine transfer oldu.

Udinese'deki ilk sezonuna Şili'nin en iyi takımı olan Colo Colo'ya kiralandı. Şili 'Açılış' ve 'Kapanış' liglerinde şampiyonluk sevinci yaşayan Alexis Sanchez 48 maçta 7 gol kaydetti ve 2007 yazında İtalya'ya döndü. 2007-2008 sezonunda ise bu kez Arjantin'in köklü kulüplerinden River Plate'e kiralık olarak gönderildi. Burada ise 31 maçta 4 gol attı.

Udinese formasını ilk kez 14 Eylül'de ligdeki Juventus maçında giydi. 59. dakikada Di Natale'nin yerine dahil olan Şilili oyununun Udinese forması ile attığı ilk gol 19 Ekim'de 2-2 biten Lecce maçında oldu. 57. dakikada oyuna giren Alexis Sanchez 1 dakika sonra fileleri havalandırdı. İlk sezonunda 18'i ilk 11'de olmak üzere 32 maçta forma giyen ve 3 gol 2 asist yapan Alexis Sanchez, forma giydiği 7 UEFA Kupası maçında da 455 dakika sahada kaldı.

2009-2010 sezonunda ligde 32 maçta forma giyen Şilili oyuncu özellikle Dünya Kupası'nın yaklaşmaya başldığı Nisan-Mayıs aylarında performansını iyice arttırdı. Bu dönemde ligde 4, İtalya Kupası'nda da 1 gol attı.

Dünya Kupası'nda Şili 2. tura yükselirken performansı ile göz dolduran Alexis Sanchez'in peşinde M.United, Real Madrid, Barcelona, Inter, Manchester City, Juventus, Chelsea gibi dev takımlar vardı. Transfer sezonu kapandığında Udinese'de kalan Alexis Sanchez kaldığı yerden devam etti.

2010-2011 sezonunda Udinese forvetinde Di Natale ile birlikte forma giyen Alexis Sanchez sezonu 12 golle tamamlarken, Di Natale de sezonu 28 golle tamamladı. Özellikle 27 Şubat günü deplasmanda kazanılan 7-0'lık Palermo galibiyetinde attığı 4 golle unutulmayacak bir performans sergiledi. O maçtaki diğer 3 gol de Di Natale'den geldi.

2010-2011 sezonu sonunda 'İtalyan Futbolcular Derneği' tarafından verilen 'Serie A'da Yılın Futbolcusu' ödülünün de sahibi olan Alexis Sanchez FIFA tarafından '2011 yılınn en iyi genç futbolcusu' adayları arasında gösterildi ve aldığı %35 oyla bu ödülü de kazandı. Alexis Sanchez'den sonra en çok oyu alan futbolcu ise %18 ile Tottenham'ın genç yıldızı Gareth Bale. Nuri Şahin, Pastore, Ganso ve Hazard da diğer aday futbolcular arasındaydı.

Şili milli formasını ilk kez 18 yaşındayken giymeye başlayan Alexis Sanchez şu ana kadar Şili forması ile çıktığı 40 maçta 14 gole imza attı. Şili U-20 takımınn 3. olarak tamamladığı 2007 Dünya Kupası'nda da etkileyici bir performans sergiledi. Son olarak 2011 Copa America'da forma giyen genç golcü 4 maçta 2 gole imza attı.

Alexis Sanchez Barcelona'da 9 numaları formayı giyecek. Son 3 sezonda Barca'da 9 numaları formayı giyen 3 oyuncu sezon sonunda takımdan ayrıldığı için 'Lanetli numara' olarak gözüküyor. 2008-2009 sezonu sonunda Samuel Eto'o, 2009-2010 sezonu sonunda Ibrahimovic ve son olarak da 2010-2011 sezonu sonunda Bojan Krkic 9 numaranın lanetine uğrayan futbolcular.

Bakalım Alexis Sanchez bu laneti yenip Barcelona forması ile efsane olacak mı, yoksa ilk sezonunda hayal kırıklığı yaratıp gerisin geri gönderilecek mi ?

Barcelona'nın büyük beklentiler içinde transfer ettiği Alexis Sanchez için hazırladığı video ile yazıyı sonlandıralım. Biz de o kadar yıldız transferi yaptık ama şöyle bir video kimsenin aklına gelmedi. Videonun yarısında da THY reklamı var gözümüzden kaçmadı :)


25.07.2011

'Copa America' 15. Kez Uruguay'ın Oldu!

Arjantin'in ev sahipliğini yaptığı ve 1 Temmuz'da oynanan Arjantin-Bolivya maçı ile başlayan 43. Copa America, 24 Temmuz gecesi oynanan Uruguay-Paraguay finali ile sona erdi.

Daha önce düzenlenen 42 turnuvada 14'er şampiyonluğu bulunan Arjantin ev sahibi olmanın avatajını kullanamayıp çeyrek finalde elenirken, Uruguay ise çeyrek finalde penaltılarla elediği Arjantin'den sonra yarı finalde Peru'yu 2-0, finalde de Paraguy'ı 3-0 yenerek toplada 15. Copa America şampiyonluğuna ulaştı.

Bu turnuvadan önce elde ettiği 14 şampiyonluğun 7'sini ülkesinde 7'sini başka ülkelerde kazanan Uruguay, toplamda 8. kez başka ülkelede düzenlenen Copa America'da şampiyonluğa ulaşırken bu 8 şampiyonluğun 3'ünü Arjantin'de yaşadı.

A grubunda yer alan Arjantin ilk 2 maçını beraberlikle tamamlayınca gruptan çıkma şansını zora sokmuştu. Gruptaki son maçında 'Gold Cup' nedeni ile yedek ağırlıklı bir kadro ile gelen Kosta Rika'yı 2-0 yenen Arjantin çeyrek finalde turnuvaya veda etti.

Bu turnuva ile birlikte 9. kez Copa America'ya ev sahipliği yapan Arjantin, daha önce ev sahibi olduğu 8 turnuvada 6 şampiyonluk yaşarken, 1'inde finalde kaybetmiş, diğerinde ise turnuvayı 4. sırada tamamlamıştı. '2011 Copa America' Arjantin'in ev sahibi olduğu turnuvalar içinde en kötü derecesini yaptığı turnuva oldu.

Arjantin'le beraber turnuvanın en favori ülkelerinden biri olan ve son 6 turnuvada 5 kez oynayıp 4 kez şampiyon olan Brezilya da turnuvaya erken veda eden takımlardan oldu. Arjantin gibi ilk 2 maçında berabere kalan Sambacılar, son maçta Ekvador'u 4-2 yenince averajla grubunu lider bitirdi. Çeyrek finalde Paraguay'la eşleşen Brezilya normal süresi 0-0 sona eren maçta 4'te 0 penaltı atınca turnuvaya erken veda etti ezeli rakibi Arjantin gibi.

Bu seneki Copa America'da sadece Arjantin ve Brezilya değil, diğer favori ekipler de son 4'e kalamadılar. B grubunu 1. sırada bitiren Brezilya'nın yanı sıra A grubunu ve C grubunu 1. sırada tamamlayan Kolombiya ve Şili de çeyrek finalde elendiler.

Falcao, Teofilo, Guarin, Yepes gibi yıldız isimlere sahip olan Kolombiya, Arjantin'in önünde A grubunu lider tamamlamasına rağmen çeyrek finalde C grubunu 3. tamamlayan Peru'ya 2-0 yenilmekten kurtulamadı.

2010 Dünya Kupası'nda oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazanan Şili ise C grubunu Uruguay'ın önünde lider tamamladı. Alexis Sanchez, Medel, Vidal, Matias Fernandez, Jimenez gibi isimleri kadrosunda bulunduran Şili ise çeyrek finalde B grubunu Brezilya'nın arkasından averajla 2. tamamlayan Venezeula'ya 2-1 yenilerek turnuvaya erken veda etti.

95 yıllık Copa America tarihinde sadece 2 kez (1939, 2001) hem Arjantin hem Brezilya yarı finale kalamadan turnuvaya veda etmişti. 1939'daki Copa America'yı Uruguay'ı yenen Peru kazanırken, 2001'de ise şampiyon Meksika'yı 1-0 yenen Kolombiya olmuştu.

2006 ve 2010 Dünya Kupası'nda hiç gol atamayan ve ülkesinde çok eleştirilen Messi, bu turnuvayı da gol atamadan tamamladı. (Barcelonalı yıldız 2007'deki Copa America'da 2 gol atmıştı) Messi'nin bu turnuvada iyi oynadığı tek maç 2 asist yaptığı 3-0 biten Kosta Rika maçı oldu.

Bu turnuvada hayal kırıklığı yaratan tek kişi Messi olmadı tabi. Turnuvanın yıldız adayları da kendilerini pek fazla gösteremedi. Brezilya'nın yeni Pele(!) adayı Neymar, Arjantinli Javier Pastore, Kolombiyalı Falcao, Paraguaylı Lucas Barrios, Şilili Alexis Sanchez performansları ile beklentilerin altında kaldı.

Almanya Bundesliga'da Hamburg forması giyen Perulu Guerrero ise neredeyse tek başına ülkesini sırtladı. Gruplarda attığı 2 golle ülkesine 4 puan kazandıran (Uruguay 1-1, Meksika 1-0) 28 yaşındaki golcü Peru'nun Venezuela'yı 4-1 yendiği 3.lük maçında hat-trick yaptı ve toplamda 5 golle turnuvayı gol kralı olarak tamamladı.

Uruguaylı Luis Suarez de turnuvanın öne çıkan yıldızlarından oldu. Devre arasında Liverpool'a geçmesine rağmen performansı düşmeyen golcü oyuncu Peru'ya karşı yarı finalde 2 gol atarken finalde de attığı tek golle turnuvayı 4 golle tamamladı.

Final maçına kadar durgun olan Forlan ise finalde attığı 2 golle milli takımda süren 13 maçlık gol orucunu sonlandırmış oldu. Napoli forması ile kariyerinin en iyi sezonunu geride bırakan Cavani ise yaşadığı sakatlık problemi nedeni yüzünden Copa America'da sadece 123 dakika sahada kaldı.

Bir sonraki Copa America 2015 yılında Brezilya'da düzenlenecek. Daha önce 4 kez ev sahibi olan ve 4'ünde de kupaya uzanan Brezilya 1 yıl ara ile ev sahipliğini yapacağı 2014 Dünya Kupası ve 2015 Copa America'yı müzesine koyacak mı göreceğiz.

Arıza Heryerde Arıza!


Real Madrid ve Manchester United gibi ABD'de kampta olan Manchester City'ni dün LA Galaxy ile oynadığı hazırlık maçına Balotelli damgasını vurdu.

Normal süresi 1-1 biten maçı Manchester City penaltılarla 7-6 kazandı. Normal sürede Manchester City'nin tek golünü 20. dakikada penaltıdan atan Balotelli vukuatlarına bu maçta da devam etti.

Golü attıktan 8 dakika sonra ceza sahası içinde kaleci ile karşı karşıya kalan Balotelli topa normal vurmak yerine gayri ciddi bir şekilde arkasını dönerek topukla vurunca teknik direktör Mancini'yi çıldırttı.

Bu pozisyondan 2 dakika sonra da Mancini, Balotelli'yi oyundan çıkararak yerine James Milner'ı aldı oyuna. Manchester City'nin uslanmaz oyuncusu Balotelli oyundan çıktıktan sonra da Mancini'yi çıldırtmaya devam etti.

Maçtan sonra Manchester City'nin teknik direktörünün bu olayla ilgili olarak yaptığı şu açıklamalar ile Balotelli'ye aba altından sopa göstermiş resmen.

"Futbolda her zaman ciddi ve profesyonel olmalısınız. Mario davranışlarına dikkat etmeli. Umarım bu onun için bir ders olur"

"O da hata yaptığının farkında, hatasının cezasını da yanıma gelerek ödedi. Mario genç bir futbolcu ona yardımcı olmak istiyorum ama bunun da bir sonu var"


Related Posts with Thumbnails