Futbolda en nankör mevkii kaleciliktir. Maçta yıldızlaşsanız da yapacağınız bir hata sizleri tarihe geçirebilir, hatta rezil edebilir! Birazdan izleyeceğiniz görüntülerde olduğu gibi.
Hepimiz video portallarında komik golleri izlemişizdir. İşte o izlediğimiz videolarda yer alan gollerin bir benzeri bu hafta Norveç II. Ligi'nde kaydedildi.
Skeid Oslo ile LovHam takımları arasında oynanan maçta, ev sahibi Skeid Oslo'nun kalecisi Beau Molenaar inanılmaz bir hata yaptı. Rakip atakta ceza sahası içinde topa sahip olan Molenaar, yardımcı hakemin ofsayt bayrağını kaldırması üzerine topu önüne yuvarladı ve atış için beklemeye başladı. Ancak karşılaşmanın hakemi, yardımcısının uyarısını 'gördüm' diye kabul etmiş ve avantaj kuralını devreye sokarak pozisyonu devam ettirmişti. Serbest atış kullanacağını zanneden Oslo kalecisinin bu ikramını LovHam forveti Arve Walde geri çevirmedi ve tarihe geçecek gollerden birini kaydetti.
Brezilya'daki Sertaozinho adlı futbol takımının aynı adlı bölgede attığı şampiyonluk turunda facianın eşiğinden dönüldü.
Üstü kapatılan bir kamyonun tepesinde taraftarlarını selamlayan Sertaozinholu futbolcular bir anda kamyonun devrilmesiyle ölümle burun buruna geldiler.
O sırada kayıtta olan bir amatör kamera ise kamyonun devrilme anını saniye saniye görüntülemeyi başardı. Kamyonun düz yolda neden devrildiği anlaşılamazken olay sırasında kamyonun tepesinde bulunan 29 futbolcu çeşitli yerlerinden yaralandı.
Devler Ligi'nde yarı finale kalacak takımların belirleneceği 4 eşleşmede sonucu en çok merak edilen karşılaşma şüphesiz 2 İngiliz takımını karşı karşıya getiren eşleşme idi. Anfield Road'ta oynanan ilk maçı konuk Chelsea 3-1 kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez ilk 11 çıkan Ivanovic bu maçta 2 gol atarken rövanş maçına herkes prestij gözü ile bakıyordu. 15 Nisan'da oynanan rövanş maçında Kırmızılar, 19. dakika da Aurelio'nun frikiğinde Cech'in büyük hatası ile, 28'te de Xabi Alonsonun penaltı golü ile 2-0 öne geçerek İstanbul ruhunu geri getiriyordu. "Üstad" Hiddink'in 36. dakikada Kalou-Anelka değişikliği ise ibreyi tekrar Maviler'e çevirdi. 51'de Anelka'nın sağ kanattan müthiş bindirmesi ve devamında yaptığı ortada Drogba'nın sihirli dokunuşu farkı 1'e indirdi. 57'de Alex'in İngilizler'in tabiri ile "unbelieveble frikiği ve 78'de Lampard'ın golü ile Chelsea öne geçerken herkes Liverpool'un oyundan koptuğunu düşünüyordu. Liverpool'lu oyuncuların içlerinde bir yerde olan "İstanbul ruhu" ile 81'te Lucas, 82'te Kuyt skoru 4-3'e getiriyordu. Perdeyi kapatan isim ise 90. dakika da Lampard olurken, Liverpool'lular Milan mucizesi gerçekleşemediği için, biz ise maçın heyecanı damağımızda kaldığı için üzüntülü idik.
2- Liverpool 4-4 Arsenal
Premier Lig tarihindeki ilk şampiyonluğuna çok yaklaşan Liverpool bu maç öncesinde üstüste 5 maç kazanmış ve Manu ile puan farkını 2'de tutmaya devam etmişti. 21 Nisan günü oynanan maçta Arshavin fırtınası 39. dakikada başlıyordu. İLk yarıyı Rus golcünün golü ile yenik kapatan Liverpool, 2. yarının ilk 7 dakikasında Torres ve Benayoun'un golleri ile 2-1 öne geçiyordu. Öne geçtiler geçmesine ama Arsenal'in ara transferin bitmesine 3 saat kala kadrosuna kattığı 1.72'lik Arshavin'i Liverpool savunması durduramıyordu. 67. ve 70. dakika da ağları havalandıran Arshavin Topçular'ı tekrar öne geçirdi. Torres 3 dakika sonra beraberliği sağlamasına rağmen 90'da Arshavin kendisinin ve takımının 4.golüne imza atarak Arsenal'i tekrar öne geçirdi. Benayoun'un maçın bitimine saniyeler kala attığı gol Arsenal'in 3 puan almasına engel olsa da Arshavin'in bu maçta tarihe geçmesine engel olamıyordu. Arshavin'in attığı her golden sonra parmağı ile kaçıncı golünü attığını göstermesi orjinal bir sevinç olmasa da Liverpool taraftarını kızdıracak boyuttta olduğu kesin.
3- Chelsea 1-1 Barcelona
28 Nisan'da oynanan Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında Chelsea'nin 80'lerden kalma katı savunmasını aşamayan Barcelona, 8 ay sonra ilk kez bir maçı gol atamadan tamamlamıştı. 8 gün sonra oynanan rövanş maçında Hiddink faktörü ve saha avantajı ile Chelsea favori gözükse de birçok insanın gönlünden Barcelona'nın finale çıkması geçiyordu. Henüz maçın 10. dakikasında Essien'in uzak mesafeden şutu gol olunca, Chelsea ilk maçtaki taktiğine geri dönüyor ve oyunu sıkıcı bir hale sokuyordu. 66'da Abidal'in kırmızı görmesi ile Barcelona 10 kişi kalıyor ve o an Guardiola'nın gözlerinden umutsuzluk iyice okunuyordu. Bir önceki turda yaptığı ustaca değişiklik ile turu getiren Hiddink, 72. dakika da Drogba'nın yerine Belletti'yi alarak 10 kişi kalan rakibine karşı farkı açmayı değil gol yememeyi düşünüyordu. Son dakikaya kadar bunda başarılı olan Hollanda'lı hoca bir şeyi unutuyordu. Futbolun adaleti son saniye de olsa işliyor; Iniesta'nın attığı gol Barcelona'ya turu getiriyor ve herkesin düşlediği Barcelona - Manchester United finali gerçeğe dönüşüyordu.
4- Barcelona 4-0 Bayern Münih
Bir önceki turda Sporting Lizbon'a 2 maçta 12 gol atan ve herkesi büyüleyen Bayern Münih. çeyrek finaldeki tek Alman temsilcisi olarak Barcelona'nın karşısına çıktı. Bu maçtan 4 gün önce ligde Wolfsburg'tan 5 gol yiyen Bayern'de işler Klinsmann için çok kötü gidiyordu. Koltuğu sallantıda olan Alman hoca için tek çıkar yol Devler Ligi'nde başarı elde etmekti. 8 Nisan'da oynanan maça Barcelona her zamanki gibi hızlı başlıyor ve ilk 12 dakika da Messi ve Eto'o ile skoru 2-0 yapıyordu. İlk yarı boyunca rakibine adeta top göstermeyen Barcelona, oyunu 30 metrelik bir alanda oynadı desek yanlış olmaz. Pozisyon bulmayı geçtik, Barcelona'nın yarı alanına bile gelemeyen Münih ekibi, 38'te Messi, 43'te de Henry'i durduramayınca soyunma odasına 4-0 geride giriyordu. Sezon boyunca rakiplerine saygılı olan ve fark iyice açıldıktan sonra pek fazla gol atmayan Barcelona'ya duacı olan Bayern Münih tarihi farktan da kurtuluyordu. Wolfsburg maçında kaleyi koruyan Rensing yerine bu maçta Butt'u koyan Klinsmann'ın gollerden sonra tepkisi "neden eşleştim Barcelona" ile şeklindeydi.
5 - Real Madrid 2-6 Barcelona
Real Madrid'te ki teknik direktörlük kariyeri ligin 14. haftasında bir Barcelona maçı ile başlayan Juande Ramos, o maçtan 2-0 mağlubiyetla ayrılmıştı. O hafta Barcelona'nın tam 12 puan gerisinde 6. sırada yer alan Real Madrid o maçtan sonra çıktığı 18 maçta 52 puan alarak El-Classico öncesi puan farkını 4'e indirmiş ve şampiyonluk yolunda iyice umutlanmıştı. 10. dakika da Higuain'in attığı golle 1-0 öne geçen Real Madrid, adeta uyuyan devi uyandırmıştı. Önce 18'te Henry ile beraberlik golü geldi. Bu golden 3 dakika sonra da Puyol Barcelona'yı öne geçirdi. Devrenin skorunu ise 36'ta Messi'nin attığı gol belirledi. İkinci yarıda da ilk golü atan Real Madrid, golleri sıralayan Barcelona oluyordu. 56'da Ramos'un farkı 1'e indiren golüne cevap 2 dakika sonra Henry'den geldi. İyice dağılan Real Madrid'e karşı 75'te Messi ile 5-2 öne geçen Barcelona, 83'te Pique ile maçın skorunu tayin etti. Barcelona'nın 6. golünün anlamı ligdeki 100. gol olduğu için farklı bir anlam da taşıyordu. Bu golü atan ismin ise ligdeki ilk golünü atan Pique olması ise kaderin bir cilvesi olsa gerek.
6 - Manchester United 1-4 Liverpool
14 Mart'ta Old Trafford'ta Manchester United, belki de şampiyonluğunu belirleyecek bir maça çıktı. 11 maçtır kazanan, son 15 maçında sadece 1 gol yiyen Manu, bu maçta Liverpool'u da yenmesi halinde aradaki puan farkını iyice açıcak ve şampiyonluk yolunda rakipsiz kalacaktı. 23. dakika da Ronaldo'nun penaltı golü ile Manu 1-0 öne geçse de bu gole 5 dakika sonra Torres ile cevap veren Liverpool maçı bırakmadı. 44'te Gerarrd'ın golü ile Benitez'in talebleri soyunma odasına 2-1 önde girdi. Maçta Torres'i durdurmakta başarılı olamayan Manu'da Vidic, İspanyol golcüyü gole giderken düşürünce kırmızı kartı gördü. Kazanılan frikik atışını Fabio Aurelio golle sonuçlandırırken, Kırmızı-Şeytanlar oyundan tamaman düşüyordu. Perdeyi kapatan ise 4 gün önce Real Madrid maçında son golü atan İtalyan oyuncu Dossena oluyor ve Liverpool, şampiyonluk yarışında Manu'yu takibini sürdürüyordu. Manchester United 10 Şubat 2008 tarihinden sonra Old Trafford'ta ilk lig mağlubiyetini alırken, Old Trafford stadına ilk kez Liverpool'dan 4 gol yiyordu.
Kimse Fenerbahçe ve Galatasaray çok kötü diye Beşiktaş şampiyon oldu demesin. Beşiktaş hakederek hemde 19 yıl aradan sonra çifte kupa ile sezonu tamamlamıştır.
Ertuğrul Sağlam namağlup olarak takımın başından gönderilince, zaten birçok kişi tarafından sevilmeyen Yıldırım Demirören'e yönelik eleştiriler iyice artmıştı. Başkanlığı boyunca belki de en doğru hamlesini yaparak takımın başında Mustafa Denizli'yi getiren Demirören, başkanlığı süresince ilk şampiyonluk sevincini de yaşamış oldu.
Başta herşey kötü başlamıştı. Ertuğrul Sağlam yönetiminde ilk 6 maçta 14 puan toplayan ve liderlik koltuğunda oturan Kara-Kartallar, Denizli yönetiminde çıktığı ilk 10 maçta 14 puan toplayarak ligin ilk yarısını 28 puanla 6. sırada tamamladı. Devre arasında takıma Bursaspor'dan 34'lük Yusuf ile Schalke'nin istikrarlı orta saha oyuncusu Ernst'i transfer eden Beşiktaş bunun semeresini çok geçmeden aldı.
Fikstür avantajı ile 2. yarıda çıktığı ilk 8 maçta 20 puan toplayan Beşiktaş, 2. sıraya yükselirken, kupada da yarı finale yükseldi. Sivas deplasmanında 1-1 berabere kalarak liderliğe yükselme şansını tepen Beşiktaş, 31. hafta da Ankaraspor deplasmanından 4-1'lik bir galibiyet çıkarırken, Sivas'ın sahasında İstanbul Belediye'ye yenilmesi ile ligin zirvesinin yeni sahibi oldu.
Liderliğinin 4. gününde kupa finalinde Fenerbahçe ile karşı karşıya gelen Beşiktaş 4-2'lik skorla hem ligdeki mağlubiyetin rövanşını almış, hem rakibinin özlemini 26 yıla yükseltmiş, hem de sezonun ilk kupasını kazanmıştı. Son 3 hafta hata yapmayan Beşiktaş, Türkiye Liglerindeki 12. şampiyonluğunu da elde etmiş oldu.
Aralık ayınca yoğun eleştirelere maruz kalan Mustafa Denizli, 3 büyük kulübü de şampiyon yapan hoca olarak tarihe geçerken, 6. sıradayken söylediği 26. hafta sözü ile herkesi bir kez daha ters köşe yaptı.
Geldiği gün neredeyse herkesçe eleştirilen Yusuf, kritik maçlarda kilidi açan isim olurken, Delgado'nun yedeği olur çok fazla oynayamaz diyenlere, Delgado'yu yedek bıraktırarak cevap verdi. Özellikle Eskişehir maçında Holosko'ya attırdığı (sezonun en güzel asisti) gol şampiyonluğu getiren gollerden biri oldu. Ernst'de orta sahaya büyük bir güç katarken Cisse ile iyi bir ikili oldu. Tello'nun da 10 numaralığa soyunması ve ligi 6 gol 11 asistle tamamlayarak, takımına büyük katkısı yapması, Bobo - Holosko ikilisinin son 8 maçta 9 gol kaydetmesi şampiyonluğu getiren diğer etkenler oldu.
3 puanlı sisteme geçildiğinden bu yana 71 puanla sezonun en düşük 2. puanlı (En düşük puanlı şampiyon 70 puanla Zico'nun Fenerbahçesi) şampiyon olan Beşiktaş, attığı 60 golle de en kısır şampiyonlardan biri oldu. Ligin ilk yarısını 6. sırada bitirdiği halde şampiyon olan ve Türkiye'de bu alanda bir ilk olan Beşiktaş büyük bir mucizeyede imza attı. (Wolfsburg'un ilk yarıyı 9. bitirip şampiyon olması ile Avrupa'da bu alanda ilk olamadı Beşiktaş)
Şampiyonluğunu 2 hafta önce Milan'ın, Udinese'ye yenilmesi ile ilan eden Inter, bugün TSİ 16.00'da San Siro'da Atalanta ile sezonun son maçına çıktı.
Sezonun son haftası olması nedeni ile tüm maçaların aynı anda başlaması yüzünden serviste Ntv Spor'da şampiyonun maçınımı yoksa Ntv'deki Fiorentina-Milan maçını izleyelim diye baya düşündük. İsim olarak diğer maç daha çok cezbetse de Inter maçının ilk 12 dakikasında gelen 3 gol, bu seçimde zorlanmamızı sağladı.
Bu maça her 2 takım rahat çıksa da Milano ekibinin ilk yarıdan alması gereken bir rövanş vardı. Sezonun ilk yarısında oynanan maçı Atalanta 3-1'lik skorla geçerek Inter'i bozguna uğratmıştı. İki takımda açık oynadığı için bol pozisyonlu, 7 gollü ve heyecan dolu bir maça tanık olduk.
İlk yarısı 2-2 biten maçın 53. dakasında Doni nefis bir frikik golü ile takımını 3-2 öne geçirdi. Bu maçta 2 gol atan Doni'nin sezonun ilk yarısındaki maçta da 2 gol attığını da belirtelim. 80'de Cambiasso, 81'de Ibrahimovic'in golleri ile Inter sahadan 4-3 galip ayrıldı ve sezonu 84 puanla şampiyon tamamladı. Inter bu sonuçla üstüste 4. toplamda da 17. lig şampiyonluğunu kazandı.
Mourinho'nun "yanlış hatırlamıyorsam Atalanta maçından sonra" bir sözü vardı Inter'li futbolculara. "3 sene önceki şampiyonluğunuzu şike skandalı ile kazandınız. 2 sene önceki şampiyonluğunuzda Juventus bir alt ligde, Milan -30 puan ile başlamıştı. Geçen seneki şampiyonluğunuzu da son haftada ancak kazanabildiniz" şeklinde. Mourinho'ya göre Inter hakederek bir şampiyoluk kazansa da Avrupa'da başarı gelmedi.
Son hafta öncesinde gol krallığı yarışında Di Vaio ile aynı golü bulunan Zlatan Ibrahimovic, bu maçta 2 gol atarak ligde 25 golle gol kralı oldu. Takımı son hafta kalan Bologna'lı Di Vaio ile, sezonu 5. sırada tamamlayan Genoa'nın golcüsü Diego Milito (seneye Inter Milan'da) 24 golle ligi tamamladılar.
Inter ile beraber Milan ve Juventus direk Devler Ligi'ne katılırken, sezonu 4. sırada bitiren Fiorentina ön eleme oynayarak Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya çalışacak. Genoa, Roma ve Lazio (İtalya kupasını kazandı), Uefa Avrupa Ligi'nde İtalya'yı temsil edecek takımlar olacak. Reggina ve Lecce'nin ardından düşen son takım ise Roma'ya deplasmanda 3-2 mağlup olan Torino oldu.
Maçla ilgili son önemli not ise Luis Figo'nun son maçı olmasıydı. Real Madrid, Barcelona, Inter gibi üst düzey kulüplerde yıllarca oynayan Figo harika bir veda ile 43. dakikada oyunan çıkarak futbola veda etti.
Sonunda bunu da yaptılar dedirtecek bir gelişme oldu Sivas'ta.
2 senedir ligimize renk katan Sivasspor'un teknik direktörü Bülent Uygun'un "Biz gönüllerin şampiyonuz", "Şampiyon biziz lider Beşiktaş" türevindeki açıklamalarından ilham alan bir dernek, yapımını sürdürdüğü camiye "Gönüllerin Şampiyonu Camii" adını vermeyi uygun görmüş.
Bülent Uygun "gönüllerin şampiyonu" lafının patentini alırmı merak ediyorum. Bu arada 2010 yılında bitecek bu caminin açılışını yapmaya gitmesi muhtemel Sivasspor takımı yine "gönüllerin şampiyonu Sivasspor" sıfatı ile mi gidecek, yoksa hakiki şampiyon olarakmı gidecek, bunu bize zaman gösterecek.
Almanya'daki Mercedes-Benz Arena'nın zemininde patlamamış 18 bomba bulundu.
Bugüne kadar Pele, Maradona, Beckham, Klinsmann gibi yıldızlara ev sahipliği yapan, Dünya Kupası, Şampiyon Kulüpler Kupası finali gibi en önemli futbol organizasyonlarına sahne olan Almanya'daki Mercedes -Benz Arena'nın zemininde patlamamış 18 bomba bulundu.
Bombaların 1944'te İngiliz birliklerinin saldırısından kaldığı tahmin ediliyor. Büyük risk taşıdığı belirtilen bombaların temizlenmesi için staddaki yenileme çalışmaları durduruldu.
Yıldıray Baştürk'ün de forma giydiği Stuttgart'ın maçlarını oynadığı 58 bin kişilik statta yapılan zemin yenileme çalışmaları sırasında, sahanın yaklaşık 1.5 metre altında henüz patlamamış 18 bomba bulundu. Bombaların boyunun 1.5 metreye yaklaştığını belirten stat yöneticisi, zemin tamamen temizlenene kadar çalışmaların durdurulduğunu açıkladı.