11.12.2009

Herşey Vatan İçin!!!

Uzun zamandır bloga yazı girmiyordum. Dahası başta Türkiye ligleri dahil tüm Avrupa ligleri maçlarını da sadece skor olarak biliyordum. Golleri kimin attığını bile nete giremediğimden bilmiyordum

Bunun sebebi ise 12 Aralık'ta askere gidecek olmamdan ötürü son günlerimde iyice bir gezeyim, köyüme (Ordu'ya) gidip babaannemeden, halalarımdan ve diğer akrabalardan hellallik almak ve elllerini öpmekti.


10 Aralık Perşembe günü TSK'nin resmi sitesinden yaptığı açıklama ile İzmir'in Narlıdere ilçesine düştüm. 'İstihkam Okulu ve Eğitim Komutanlığı Merkezi'nde yapacağım 5 ay 5 günlük askerliğimi.

Mayıs ayında görüşmek üzere...

Kalın sağlıcakla

3.12.2009

Şampiyonlar Ligi 5. Hafta Değerlendirmesi!

24-25 Kasım 2009 tarihlerinde Şampiyonlar Ligi gruplarında 5. maçlar oynandı ve 2. tura yükselen 9 takım belli oldu. Oynanan 16 maçın 14'ünün İddaa tabiri ile 'Alt' bitmesi ise çok ilginç bir durumdu.

Geride bıraktığımız hafta içinde alınan en ilginç sonuç şüphesiz temsilcimiz Beşiktaş'ın M.United'ı deplasmanda 1-0 yenmesi oldu. Bu maç sonucunda M.United 23 maç sonra ilk kez Avrupa maçlarında sahasında yenilmiş oldu. Daha detaylı analizimi 26 Kasım'da yazmıştım.

Gruplardaki 5. maçlar sonucunda Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi olan Liverpool resmen elenirken, oynanacak son maçlardan sonra B.Münih ve Juventus'un da Avrupa Ligi'ne şahit olacağız.

A grubundaki en kritik maçta Fransız temsilcisi Bordeaux, Juventus'u kendi sahasında 2-0 yenerek grubu lider bitirmeyi garantiledi. Gruptan çıkma adına son kozlarını oynayan B.Münih ise M.Haifa'yı zar zor da olsa tek golle geçti. 8 Aralık'ta oynanacak 8 puanlı Juventus ile 7 puanlı Bayern Münih'in Torino'daki maç her 2 takımında bu sezonki en önemli maçı olacak.

B grubunda temsilcimiz Beşiktaş, deplasmanda M.United'ı Tello'nun ceza sahası dışında attığı golle 1-0 yendi ve 4 puana ulaşarak 3.lük şansını sürdürdü. Gruptaki diğer maçta CSKA Moskova, 1-0 geriye düşmesine rağmen Wolfsburg'u 2-1 yendi. Her 2 takım da 7 puanda yer alsa da ikili averajda Alman ekibi üstün durumda.

İlk maçta Zürih'e deplasmanda 5 gol atan Real Madrid, İspanya'daki maçta çok gol beklentisi olmasına rağmen galibiyeti zor günlerin adamı Higuain'in attığı tek golle buldu. Grubun diğer maçında Milan ile Marsilya 1'er gol ile 1 puanı paylaşırken son maçta Zürih'e gidecek Milan, gruptan çıkma adına avantajlı durumda. 10 puanlı Madrid'i Fransa'da konuk edecek 7 puanlı Marsilya'nın ise ikili averajda Real'i geçmesi için en az 3 farklı yenmesi şart.

4. maçlar sonunda çıkacak 2 takımında belli olduğu D grubunda Chelsea, Porto'yu deplasmanda tek golle geçerek 13 puana yükseldi ve grubu 1. sırada bitirmeyi garantiledi. Gruptaki diğer maçta A.Madrid, APOEL deplasmanında berabere kalarak hala galibiyetle tanışamadı. Atletico'nun 3 puanı olsada 2 puanlı APOEL'in Chelsea deplasmanına gidecek olması dolayısı ile UEFA şansı yüksek.

En zorlu gruplardan biri olan E grubunda Devler Ligi'nin gediklisi Liverpool'un vedasına şahit olduk son maçlar öncesinde. Macaristan'da Debrecen'i tek golle geçmeleri 7 puana ulaşan Kırmızıların 2. tur şansının devam etmesini sağlayamadı. Fiorentina'da Lyon'u aynı skorla geçerek 12 puanla liderliğe yükseldi. Lyon 10 puanda kalsada ikili averajda Liverpool'un önünde yer alıyor.

F grubunda yine ilginç sonuçlar vardı ve son maçlar öncesinde 4 takım da hala 2. tur şansını sürdürüyor. Barcelona beklenildiği gibi Inter'i 2-0'la geçerken, Mourinho'nun öğrencileri Devler Ligi'ndeki ilk mağlubiyetini aldı. Grubun diğer maçında Rubin sahasında D.Kiev ile 0-0 berabere kalınca ayağına kadar gelen ilk sezonlarında 2. tura yükselerek tarih yazma fırsatını tepmiş oldu. Son maçlar; Inter(6)-R.Kazan(6), D.Kiev(5)-Barcelona(8)

Sevilla gruptan çıkmayı ilk 3 maç sonunda garantiledikten sonra grupta puanları dağıtmaya başladı. Romanya'da Unirea'nın konuğu olan Endülüs ekibi sahadan 1-0 yenik ayrılınca F grubunda işler iyice karışmış oldu. Stuttgart deplasmanda Rangers'ı 2-0 yenerek 6 puana ulaşsa da 3. sırada yer alıyorlar. Haftaya sahalarında 8 puanlı Unirea ile oynayacakları maçta kazanmaktan başka alternatfileri yok. Beraberlikte bile R.Kazan'ın yapamadığını Romanya temsilcisi yapar.

H grubunda Arsenal yolunda dolu dizgin devam ediyor. Gruptan çıkmayı 4. maçlar sonucunda garantileselerde evlerinde S.Liege'yi 2-0 ile geçerek her maça aynı motivasyon ile çıktıklarını kanıtladılar. Zicolu Olympiakos, Alkmaar deplasmanında 0-0 berabere kalınca gruptan çıkmayı garantileyemedi. 4 puanlı S.Liege 9 Aralık'ta Belçika'da Alkmaar'ı yenerse ve 7 puanlı Olympiakos sahasında Arsenal'e yenilirse ikili averajda Yunan temsilcisinden üstün olduğu için 2. tura yükselen takım olacak.

2.12.2009

Bu Gole Şapka Çıkartılır!


İspanya Segunda B Ligi 4. Grubunda 14. hafta mücadelesi. 20 takımlı ligde 17. sırada yer alan Moratalla sonuncu sırada yer alan Marbella'yı konuk ediyor.

Maçı konuk ekip 19. dakikada Dani'nin attığı gol ile 1-0 kazanıyor. Yeşil sahalarda böylesi bir golde ender rastalanır. Çünkü golü atan oyuncunun vuruşu yaptığı yer kendi yarı sahasının ortası, tam olarak 65 metre mesafeden.

İŞTE O GOL!

Panathinaikos Kalecisi Pompalı Tüfekle Vuruldu!

Geride bıraktığımız hafta sonu futbol adına derbilerle dolu bir hafta sonu olarak hafızalara kazındı.

Şüphesiz içlerinden en önemlisi daha doğrusu en ateşlisi Yunanistan liginde oynanan Olympiakos - Panathinaikos derbi mücadeleseydi.

Yunanistan Ligi'nde son 13 sezonun 12'sinde şampiyonluk yaşayan Olympiakos, 72.000 kapasiteli Spiros Louis stadında taraftarının müthiş desteği ile Yoncalar'ı 2-0 ile geçerek 11 haftadır ligde lider olan rakibini geçti ve 30 puanla zirveye oturdu.

Yunanistan'ın ve hatta dünyanın en ateşli derbilerinden biri olan bu karşılaşmada her zamanki gibi maçın sonucu arka planda kaldı.

Zico'nun takımında 2 golü de atan Konstantinos Mitroglou'nun attığı ilk golden sonra yaptığı gol sevinci henüz gündemden yeni düşmüşken, Panathinaikos kalecisi Alexandros Tzorvas'ın maç içinde pompalı tüfekle vurulduğunu söylemesi gündeme bomba gibi düştü.

Yunanistan Milli Takımı'nın kalesini de koruyan Tzorvas, Pire Savcılığı'na giderek vücudundaki saçma izlerini ve doktor raporunu sunmuş ve kendisini Olympiakos taraftarlarının tüfekle yaraladığını söylemiş. Ayrıca Yunan kaleci bu yaşananları maç içinde hakeme söylemesine rağmen raporda yazılmadığını da iddia etmiş.

Holiganldığın geldiği ve bizim ülkemizde bile bu kadarı olmaz dediğimiz bu olay ile ilgili Pire Savcılığı, Olympiakos Kulübünden güvenlik kamera görüntülerini ve yayıncu kuruluştan da maç görüntülerini istemiş.

2010 Dünya Kupası Torbaları

4 Aralık tarihinde Charlize Theron tarafından çekilecek Dünya Kupası grup kuraları öncesinde 4 torbada yer alacak olan 8'er takım belli oldu.

İlk torbada ev sahibi Güney Afrika'nın dışında Dünya sıralamasında en üstte yer alan 7 takım yer alırken, 2. torbada Asya ve Kuzey Amerika'dan gelen takımlar, 3. torbada Güney Amerika ve Afrika kıtasından gelen takımlar, 4. torbada ise Avrupa kıtasından gelen takımlar yer alıyor.

1. TORBA

Güney Afrika
Brezilya
Arjantin
İtalya
İspanya
Almanya
İngiltere
Hollanda

2. TORBA

A.B.D.

Meksika
Avustralya
Honduras
Japonya
Kuzey Kore
Güney Kore
Yeni Zelanda

3. TORBA

Cezayir
Kamerun
Gana
Fildişi Sahilleri
Nijerya
Şili
Paraguay
Uruguay

4. TORBA

Danimarka
Fransa
Portekiz
Yunanistan
İsviçre
Slovakya
Slovenya
Sırbistan

'Altın Top' Eze Eze Messi'nin!

France Football dergisi tarafından 1956 yılından beri verilen Ballon D'or (Altın Top) ödülünü Messi en yakın rakibi C.Ronaldo'ya 240 puan fark atarak kazanmış.

Bu ödülü başkasının kazanmasını beklemekte yanlış olurdu zaten. Messi Barcelona forması ile 2009 sezonunda aldığı başarılar ile sonuna kadar hakediyordu. C.Ronaldo sempatizanları objektif bakabilirse eğer Messi'nin 2009'da tüm ödülleri alacağını da bilirler.

2007 yılında açıklanan Ballon D'or listesinde 3. olan Messi geçtiğimiz sezon da bu listede C.Ronaldo'nun ardından 2. sırada yer almıştı ki bir önceki sene C.Ronaldo, Messi'den kat be kat iyi performans sergilemiş 42 gol 8 asist yapmıştı M.United forması ile.

Barcelona'nın Arjantinli yıldızı Messi, toplamda verilen 480 oyun 473'ünü alırken, Cristiano Ronaldo 233 oy almış. Barcelona'nın birbirinden ayrılmaz ikilisinden biri olan Xavi 170 oyla 3., Iniesta da 143 puanla 4. sırada yer almış.

İŞTE BALLON D'OR'UN 2009 LİSTESİ:

1. Lionel Messi (Arjantin, FC Barcelona) : 473 puan
2. Cristiano Ronaldo (Portekiz, Manchester United /
Real Madrid) : 233 puan
3. Xavi (İspanya, FC Barcelona) : 170 puan
4. Andrès Iniesta (İspanya, FC Barcelona) : 149 puan
5. Samuel Eto'o (Kamerun, FC Barcelona / Inter Milan) : 75 puan
6. Kaka (Brezilya, Milan AC / Real Madrid) : 58 puan
7. Zlatan Ibrahimovic (İsveç, Inter Milan / FC Barcelona) : 50 puan
8. Wayne Rooney (İngiltere, Manchester United): 35 puan
9. Didier Drogba (Fildişi Sahilleri, Chelsea): 33 puan
10. Steven Gerrard (
İngiltere, Liverpool) : 32 puan
11. Fernando Torres (
İspanya, Liverpool): 22 puan
12. Cesc Fabregas (İspanya, Arsenal) : 13 puan
13. Edin Dzeko (Bosna Hersek, Wolfsburg) : 12 puan
14. Ryan Giggs (Galler, Manchester United) : 11 puan
15. Thierry Henry (Fransa, FC Barcelona) : 9 puan

SON 10 SEZONDA BALLON D'OR ÖDÜLÜNÜ KAZANAN OYUNCULAR:

2008 - Cristiano Ronaldo
2007 - Kaka
2006 - Fabio Cannavaro
2005 - Ronaldinho
2004 - Andrei Shevchenko
2003 - Pavel Nedved
2002 - Ronaldo
2001 - Michael Owen
2000 - Luis Figo
1999 - Rivaldo


Yan Hakem, Holginadan Daha Manyak Çıktı!

Geçtiğimiz hafta sonu Brezilya liginde şampiyonluk yolunda çok önemli bir maç vardı Corinthias ile Flamengo arasında.

Ligin bitimine 2 hafta kala lider Sau Paulo'nun 1 puan gerisinde bulunan Flamengo, Ronaldolu Corinthias'ı deplasmanda 2-0'lık skorla geçerek son haftaya 64 puanla lider girmeyi başardı. Adrianolu Flamengo'nun hemen ardında ise 62 puanlı 3 takım (Internacional, Palmeiras, Sao Paulo) averajla yer alıyor.

Brezilya, şampiyonluk yarışı içinde çok önemli bir yere sahip olan bu maçta, skordan çok yan hakemin taraftara yaptığı hareketleri konuşuyor.

Maçın 28. dakikasında 1-0 öne geçen Flamengo bu üstünlüğünü maçın sonuna kadar korurken 90. dakikada orta hakem Flamengo lehine penaltı kararı verdi. Ne olduysa da bu penaltı kararından sonra oldu zaten.

Penaltı atışını kullanmak için sahaya atlayan bir taraftarı önceden farkeden maçın yan hakemi penaltı noktasının üzerine gelerek topun önüne geçmiş ve taraftarı önlemeye çalıştı. Penaltı atışını kullanmakta ısrarcı olan taraftara bir boksör gibi müdahele eden yan hakem taraftara çelme takıp düşürmeye de çalışıyor.

Daha sonra araya giren güvenlik güçleri taraftarı apar topar dışarı çıkartırken penaltı atışını kullanan Leo Moura topu filelerle buluşturarak Flamengo'nun maçı 2-0 kazanmasını sağlıyor.

İŞTE MAÇTA VERİLEN PENALTI KARARI VE SONRASINDA YAŞANANLAR

28.11.2009

Hafta Sonu Futbol


28 Kasım Cumartesi

14:45 Aberdeen-Rangers / Futbol Smart
16:30 W.Bremen-Wolfsburg / TRT 3
17:00 Celtic-St.Mirren / Futbol Smart
17:00 Portsmouth-M.United / Spormax
19:30 Aston Villa-Tottenham / Spormax
20:00 Fenerbahçe-Kasımpaşa / Lig TV
20:00 Paris SG-Auxerre / Kanal A
21:00 Genoa-Sampdoria / NTV Spor
22:00 Lens-Marsilya / Kanal A
23:00 Sevilla-Malaga / NTV

29 Kasım Pazar

13:30 Vitesse-Ajax / Futbol Smart
13:30 Ç.Rizespor-Karşıyaka / D Spor
15:30 Everton-Liverpool / Spormax
16:00 İnter-Fiorentina / NTV Spor

16:00 Trabzonspor-Eskişehirspor / Lig TV
16:30 Leverkusen-Stuttgart / TRT 3
18:00 Nancy-Bordeaux / Kanal A
18:00 Arsenal-Chelsea / Spormax

18:30 Hannover-Bayern Münih / TRT 3
20:00 Barcelona-Real Madrid / NTV
20:00 Sivasspor-Beşiktaş / Lig TV
21:00 Corinthians-Flamengo / Spormax
21:45 Catania-Milan / NTV Spor
22:00 Lyon-Rennes / Kanal A

26.11.2009

Kurban Bayram'ı da 'Futbol Bayramı' Olacak!

Bu seneki Ramazan Bayramı hafta sonuna denk gelmiş ve o hafta sonunda Avrupa'nın çeşitli liglerinden birbirinden güzel 4 maç oynanmış ve bayram adeta bir futbol bayramı olmuştu.

19 Eylül'de de 'Bu Maçları Kaçırmayın' uyarısı ile blogumda yazmıştım bu 4 maçı;

Barcelona-Atletico Madrid, Manchester United-Manchester City, Chelsea-Tottenham ve Roma-Fiorentina. Bu 4 maçta toplam 21 gol olmuş ve hepsini izlediğimizde futbola doymuştuk.

Bu sefer Kurban Bayramı geldi çattı ve bu 4 günlük bayramın 2 günü hafta sonuna denk geldi. Ve ne tesadüftür ki bu bayramıda 'futbol bayramı' olarak geçireceğiz. Birbirinden zevkli ve heyecanlı yine 4 maç Kurban Bayramı'nda bizleri bekliyor. Maçların tamamının derbi olması ise olaya farklı bir heyecan katıyor.

Hafta sonu tüm gözler tabiki öncelikli olarak El Classico'da olucak. Geçen sezon Bernabeu'daki 6-2'lik sonuçla derbinin ismi 'El Hezimeto' olarak değişmişti. Bu sefer maç Nou Camp'ta. Uzun süren sakatlığından sonra C.Ronaldo sahalara döndü. İspanya'nın en önemli maçı öncesi Real Madrid, Katalan ekibinin 1 puan önünde.

Haftanın bir diğer önemli mücadelesi ise Merseyside derbisi olan Everton - Liverpool maçı olacak. Her ne kadar bu sezon iki takım da hayal kırıklığı yaratsa da, Liverpool bu maç öncesinde Devler Ligi'nden elenmenin şokunu yaşasa da geçmişi itibarı ile Ada'nın en önemli derbi maçlarından biri. Bu maç öncesinde Everton 15, Liverpool da 20 puanla zirvenin epey uzağında yer alıyor.

Arsenal ile Chelsea arasında oynanacak Londra derbisi ise zirveyi çok yakından ilgilendirecek bir maç olucak. Son yıllarda şampiyonluk yarışına erkan havlu aran Arsenal bu sezona çok iyi bir giriş yaptı. 13 maçta 36 gol atarak ligin en golcü takımı olan Wenger'in öğrencileri 33 puanlı Chelsea'nin 8 puan gerisinde yer alsa da ligde 1 maçı eksik.

İtalya'nın en önemli derbilerinden biri olan "Derby Della Lanterna" diğer bir deyişle Cenova derbisi de Kurban Bayramı'nda oynanacak. Futbolundan ziyade şiddeti ile ön plana çıkan bu derbi her iki takımında ortak kullandığı Luigi Ferrais stadında oynanacak. İki takımın arasındaki en son maçı Genoa 3-1 kazanmış ve maçta 3 kırmızı kart çıkmıştı.

28 Kasım Cumartesi:

21.45: Genoa - Sampdoria (NTV SPOR)

29 Kasım Pazar:


15.30:
Everton - Liverpool (SPORMAX)

18.00:
Arsenal - Chelsea (SPORMAX)

21.45: Barcelona - Real Madrid (NTV)

Old Trafford'ta Yeniden Tarih Yazıldı!

Tello'nun 20. dakikada attığı golden zaten bu maçın farkı olacağı belliydi.

1993'te, İngilizlerin tarihi fark beklediği ancak 3-3 biten Manchester United - Galatasaray maçında Arif'in bu statta attığı gol ve 1996 yılında da Bolic'in Kırmızı-Şeytanların iç sahadaki 40 yıllık yenilmezliğine son veren golün bir benzeri gibi geldi Şilili yıldızın attığı gol bana.

Maçtan önce CSKA Moskova'nın 1-0 geriden gelerek Wolfsburg'u Rusya'da 2-1 yenmesi Beşiktaş'ın grubu 3. sıraa bitirme umutlarını da neredeyse bitirmişti. CSKA'nın 6 puan gerisine düşen Kara-Kartal bir mucizeyi gerçekleştirip deplasmanda Manchester United'ı yenemezse grubu sonuncu bitirmeyi garantileyecekti.

Yazının başında da belirttiğim gibi Tello'nun attığı inanılmaz gol, ve maçın uzatma dakikalarında Rüştü'nün kalesinde panterleşmesi ve birbirinden kritik 3 kurtarış yapması bu mucizenin gerçekleşmesini sağladı.

Maçtan önce yapılan basın toplantısında Mustafa Denizli, "M.United'ı deplasmanda yenmek istiyoruz ve böyle bir zaferin ülke tarihinde yer alması beni mutlu eder" demişti.

Beşiktaş'ın 1-0'lık zaferi ile Manchester United'ın Şampiyonlar Ligi maçlarında 23 maçlık Old Trafford'ta yenilmezlik serisi de sona ermiş oldu.

Belki Manchester United maça genç ağırlıklı bir kadro ile çıktı. Rooney, Nani, Valencia, Ferindand, Giggs, Scholes, Berbatov, Van Der Sar kadroda yoktu. Ama şunu unutmamak gerekir ki tarih hangi takımın hangi kadro ile çıktığını değil maçın sonucunu yazar.

Galatasaray'ın Manchester'da 2-0 geriden gelip 3-2 öne geçtiği ve sonunda 3-3 berabere kalmasın, Fenerbahçe'nin M.United'ı Old Trafford'ta 1-0 yenmesini ya da Beşiktaş'ın 2003'te Londra'da Chelsea'yi 2-0 yenmesini yazdığı gibi.

24.11.2009

Premier Lig Tarihinin En Farklı Skorlu 10 Maçı!

İngiltere'de Pazar günü herkes Tottenham'ın Wigan'ı 9-1 yendiği tarihi maçı konuşurken 'Skysports' sitesi de Premier Lig tarihinde alınan en farklı skorlu 10 maçı derlemiş.

Manchester United, birer kez 9,8 ve 7 gollü galibiyetler alarak bu listede 3 maçla yer alırken, Arsenal 2005 yılında aldığı 7 gollü galibiyetler ile listeye 2 maçını sokmuş.

S.Wednesday takımı da bu 10 maçlık listeye 2 kez yenilen taraf olarak girmiş. N.Forrest 2 kez yenilen ve 1 kez yenen taraf olarak listede yer alırken, M.Boro'da 1 kez yenilen 1 kez de yenen taraf olarak listeye adını yazdırmış.

İŞTE PREMIER LİG TARİHİNİN EN FARKLI SKORLU MAÇLARI!

1 - Manchester United 9-0 Ipswich Town (1995)

2- Tottenham Hotspur 9-1 Wigan Athletic (2009)

3 - Newcastle United 8-0 Sheffield Wednesday (1999)

4 - Nottingham Forrest 1-8 Manchester United (1999)

5 - Middlesbrough 8-1 Manchester City (2008)

6 - Arsenal 7-0 Middlesbrough (2005)

7 - Manchester United 7-0 Barnsley (1997)

8 - Arsenal 7-0 Everton (2005)

9 - Sheffield Wednesday 1-7 Nottingham Forrest (1995)

10 - Blackbrun Rovers 7-0 Nottingham Forrest (1995)



Maç İçinde Hayvan Sevgisinin Cezası: Sarı Kart

Hırvatistan 1. liginde Sibenik ile Medjimurje Cakovec arasında oynanan ve ev sahibi ekibin 1-0 kazandığı maçta rakip takımın kalecisin başına gelenler maçın önüne geçmiş.

Medjimurje Cakovec kalecisi Ivan Banovic, maçın 20. dakikasında sahaya giren kediyi yakalayarak, skorbordun yakınlarında güvenli bir yere taşımış. Sahaya geri döndüğünde ise kötü bir sürprizle karşılaşmış.

Tek amacı oyunun devamını sağlamak ve kediye yardımcı olmak olan Banovic, kendisinden izin almadan oyun alanını terk ettiği gerekçesiyle hakem Mark Matoc tarafından sarı kartla cezalandırılmış. Hakemin kartı Banovic oyuna döner dönmez değil de ancak Sibenikli oyuncuların protestoları sonucunda çıkarması ise Medjimurje'li teknik kadro ve yöneticilerin tepkisini çekmiş.

Rakip kalecinin haksız yere kart gördüğünü ve hakemin anlayış göstermediğini düşünen Sibenikli taraftarlar bile bu karara sert tepki gösterip, hakeme hakaretlerde bulunmuş.







Böyle Gol Yenir Mi?

Belçika Ligi'nde hafta sonu oynanan maçlarda lider Anderlecht, ligin son sırasında yer alan Roeselare'yi konuk ediyor.

Ev sahibi ekip beklenildiği gibi maçı çok rahat bir şekilde kazanıyor. İlk 45 dakika da 3 gol bulan Anderlecht maçı da 3-1 kazanarak Club Brugge'in yenildiği haftada puan farkını 5'e yükselterek liderliğini sürdürüyor.

Ligde 15 hafta sonunda toplam 34 gol yiyerek açık ara Belçika Jupiler Ligi'nin en çok gol yiyen takımı olan Roeselare'nin kalecisi Sierens'in bu maçta yediği 2. gol ise muhtemelen kariyerinde yediği en kötü gol.

Biz futbolseverler için ise dünyanın en komik gollerinden biri :))

İŞTE O GOL!

Tottenham 9-1 Wigan (Tamamen Gerçek!)


Haftasonu derbi yoğunluğu, Cumartesi iş çıkışında Sky Türk'te canlı yayına gitme ve sonrasında Haydarpaşa'da sabahlayarak arkadaşlarla Kocaeli'ye gitmenin ardından Pazar akşamı 22.00'da kendimi eve zar zor attım. Haliyle de hafta sonu özellikle de Pazar günü futbolda ne oldu ne bitti bilmiyordum.

Pazartesi sabahı işe gelince ise yukarıda resimde görülen skor ile karşı karşıya kaldım. İlk başta inanamadım, bir Premier Lig maçında böyle skor olur mu dedim. İşin ilginci maçın ilk yarısı da 1-0 Tottenham lehine bitmiş.

Yani ikinci 45 dakika da Tottenham tam 8 gol atmış. Aslında bu gollerin dakikalarını daha da daraltırsak; (gollerin atıldığı dakikalara bakarak hesap yapalım) Tottenham 25 dakikaya sığdırmış 8 golü.

51 ile 69. dakikalar arasında ev sahibi ekip 5 gol kaydetmiş. 87. dakika dahil olmak üzere maçın sonuna kadar 3 gol daha sıkıştırmışlar. Bir dönem Liverpool'un kalesini de koruyan Kirkland ise yediği 9 golü ömrünün sonuna kadar unutamayacak belli ki. Burdan skor 6-1 olduktan sonra Kirkland-Pollit değişikliği yapmayan Robert Martinez'i de kınadığımı belirtmek isterim.

Bu maçta 5 gol kaydeden ve Premier Lig tarihinde bunu başaran 3. oyuncu (Diğer ikisi Andrew Cole ve Alen Shearer) olan Defoe, 11 gole ulaşarak 10 gollü Torres'in önünde gol krallığında zirveye yükseldi.

21.11.2009

Premier Lig Tarihi'ne Damga Vuran 10 Genç Oyuncu!

Dailymail'in futbol uzmanları, Premier Lig tarihine damga vurmuş genç oyuncuları belirlemiş.

50 kişilik listede Liverpool ve Manchester United damgası vursa da Alex Ferguson'un elinin altından geçen oyuncuların birçoğu ilk geldiklerinde yıldız adayı iken şu anda dünyanın sayılı oyuncularından oldu.

Arsene Wenger'in de hakkını yemeyelim. Onun da hiç kimsenin bilmediği oyuncuları bulup, yıldız adayı olarak kamuoyuna sunduğunu ve şu anda bu gençlerle yoluna mükemmel bir şekilde devam etmesi de göz ardı edilemez.

Resimlerin tamamen gerçek olduğunu dipnot olarak vererek bu listenin ilk 10'unu verelim:

1. Wayne Rooney / Everton - 2002 (16 yaşındayken)

2. Michael Owen / Liverpool - 1998 (18 yaşındayken)

3. Ryan Giggs / Manchester United - 1992 (18 yaşındayken)

4. Robbie Fowler / Liverpool - 1993 (18 yaşındayken)

5. Cesc Fabregas / Arsenal - 2003 (17 yaşındayken)

6. Cristiano Ronaldo / Manchester United - 2003 (18 yaşındayken)

7. Rio Ferdinand / West Ham United - 1997 (19 yaşındayken)

8. Joe Cole / West Ham United - 1998 (17 yaşındayken)

9. Nicolas Anelka - Arsenal - 1996 (17 yaşındayken)

10. Alan Smith / Leeds United - 1998 (18 yaşındayken)

20.11.2009

Slovenya Başbakanı Sözünü Tuttu!

"Eğer milli takım Dünya Kupası'na katılırsa, tüm futbolcuların kramponlarını temizleyeceğim" demişti Slovenya Başbakanı Borut Pahor. Muhtemelen ülkesinin Rusya karşısında otoriteler gibi pek şansının olmadığını düşünmüş ve espri ile karışık böyle bir açıklama yapmıştı.

Play-off eşleşmelerinde en büyük sürprizi gerçekleştiren Slovenya, Hiddink'in çalıştırdığı Rusya'yı deplasman golü ile geçereken herkesin aklına Pahor'un verdiği söz gelmişti.

İşin espri boyutunu bir kenara bırakınca bu olayın olacağını pek sanmıyordum. Olsa bile temsili olarak bir temizleme olacağını düşünüyordum. Ancak Slovenya Başbakanı'nın yaptığı şu açıklama ile ne kadar sözünün eri olduğunu gördük.

"Bu gerçekten ilginç bir durum. Verdiğim sözü yerime getirmeyeceğimi düşünenleri yanılttım ve oyuncuların kramponlarını temizledim. Ancak itiraf etmeliyim ki bu doğru dürüst bir temizlik olmadı"


Fransa'dan Nefret Ediyoruz Ama Henry'den Asla...


Önceki gece oynanan play-off rövanş maçında Fransa'nın İrlanda Cumhuriyeti'ni tartışmalı bir golle elediğini 'Tanrının değil Henry'nin eli' postunda vermiştik.

Maçtan sonra açıklama yapan Fransız yıldız Gallas'a verdiği asisti eli ile yaptığını itiraf etmiş ama hakem olmadığım için yapacağım birşey yok demişti.

Bugün ise yabancı basında görüğüm resimler ile Henry'e olan hayranlığım bir kat daha arttı.

Nou Camp Stadı'nın önüne 'Özür Diliyorum' başlığı ile bir pankart yaptıran Henry tüm İrlanda halkından özür dilemiş. Bu şekilde İrlanda'yı eleyerek Dünya Kupası finallerine gittiğikleri için üzgün olduğunu belirtmiş.

Ayrıca bugün ajanslara geçen açıklamasında Barcelona'nın Fransız golcüsü şu ifadeleri kullanarak Fransa'dan nefret etmeye başlayan İrlandalıların muhtemelen gönlünü de aldı;

"Bu durumdan oldukça utanıyorum. Tabi ki en adaletli çözüm bu maçın tekrar oynanmasıdır. Ancak durumun kontrolü bende değil. Biz kazandık ama İrlanda için gerçekten çok üzgünüm. Onlar, fazlasıyla Güney Afrika'da olmayı hak ettiler"


En Pahalı 10 Genç Futbolcu!

'Futbolfinans' isimli bir site Avrupa'da oynayan 21 yaş ve altındaki genç futbolcuların tahmini bonservis bedellerini değerlendirerek ve en pahalı 10 futbolcuyu belirlemiş.

İŞTE AVRUPA'NIN EN PAHALI 10 GENÇ YILDIZI!

1- Sergio Agüero / Atletico Madrid - 50 milyon euro

2 - Karim Benzema / Real Madrid - 40 milyon euro


3 - Gonzalo Higuain / Real Madrid - 30 milyon euro


4 - Alexandre Pato / Milan - 30 milyon euro

5 - Mario Balotelli / Inter Milan - 30 milyon euro


6 - Theo Walcott / Arsenal - 25 milyon euro

7 - Stevan Jovetic / Fiorentina - 25 milyon euro

8 - Juan Mata / Valencia - 25 milyon euro

9 - Angel Di Maria / Benfica - 20 milyon euro

10 - Miralem Sulejmani / Ajax - 15 milyon euro

Related Posts with Thumbnails