1.07.2011

'Copa America 2011' Başlıyor!

İlki 1916 yılında yapılan, Güney Amerika kıtasında yer alan 10 ülke ve kıta dışından özel davetle gelen 2 ülkenin katılımıyla düzenlenen 'Copa America'nın 43.sü yarın gece oynanacak olan Arjantin-Bolivya maçı ile resmen başlıyor.

Bu sene Arjantin'in ev sahipliği yapacağı turnuvaya kıta dışından Meksika ve Japonya çağrılmıştı ancak birkaç ay önce Japonya'da meydana gelen büyük deprem nedeni ile Japonya bu turnuvaya gelmekten vazgeçti ve yerine Kosta Rika 'Copa America'ya davet edildi.

Bu kupada 8. kez mücadele edecek olan Meksika 1993 yılından beri her turnuvaya davet edildi. 1 hafta önce 'Gold Cup' şampiyonu olan Meksika 'Copa America'da 2 kez finale kadar yükselmesine rağmen şampiyon olamadı.

Daha önce 1997, 2001 ve 2004'te bu turnuvada boy gösteren Kosta Rika'nın ise en büyük başarısı 2 kez çeyrek finale yükselmesi oldu. Orta Amerika kıta temsilcisi geçen hafta tamamlanan Gold Cup'ta çeyrek finalde Honduras'a penaltularla elenmişti.

En son 1987 yılında Copa America'ya ev sahipliği yapan Arjantin 14 yıl aradan sonra yeniden bu turnuvada ev sahibi olarak yer alıcak ve bu nedenle de turnuvanın en büyük favorisi. Toplamda 9. kez ile 'Copa America'ya en çok ev sahipliği yapan ülke olan Arjantin daha önce 8 kez ev sahibi olduğu turnuvalarda tam 6 kez şampiyon oldu. 1'inde finalde Uruguay'a kaybetti, diğerinde ise kupayı 4. sırada tamamladı.

Arjantin ve Uruguay toplamda 14'er kez ile 'Copa America'yı en çok kazanan ülkeler. 7 kez 'Copa America'ya ev sahipliği yapan Uruguay bunların tamamında şampiyon oldu. Bu 2 ülkeyi 8 şampiyonlukla Brezilya takip ediyor. Paraguay ve Peru'nun 2'şer, Kolombiya ve Bolivya'nın ise 1'er şampiyonluğu bulunuyor.

Copa America'nın son 9 turnuvasında ezici bir Brezilya ve Arjantin dominantlığı var. Son 9 finalin 8'inde bu 2 ülkeden en az 1'i yer aldı hatta 3'ünde Brezilya-Arjantin finali oldu. Bu 2 takımın karşı karşıya geldiği son final ise 2007'de Venezuela'nın ev sahibi olduğu son 'Copa America'da oldu.

Her ne kadar Brezilya şampiyonluk sayısında Arjantin ve Uruguay'ı n çok gerisinde olsa da son 5 turnuvanın 4'ünü şampiyon olarak tamamladı. Son 6 turnuvanın 5'inde de finale kalmayı başardı. Brezilya'nın son 4 şampiyonluğundan 2'sini son 2 turnuvada Arjantin'i finalde yenerek aldığını da belirtelim.

2007'deki turnuvanın yıldızı 6 gol atan ve o turnuvanın gol kralı da olan Robinho olmuştu. 5 gol atan Arjantinli Riquelme, 4 gol atan Meksikalı Nery Castillo o turnuvada öne çıkan isimler olmuştu. Messi ise her zamanki gibi beklentilerin altında kalmıştı ulusal takımda.

Bu turnuvanın ise yıldız adayları oldukça fazla olacak gibi. Bunların en başında ise tüm dünyanın peşinden koştuğu 19 yaşındaki Neymar geliyor. 2010 Dünya Kupası kadrosunda yer alamayan Brezilyalı Pato'nun da ilk büyük turnuvası olacak bu kupa.

Barcelona'da her sezonu muazzam geçirmesine rağmen aynı performansı bir türlü Arjantin forması ile gerçekleştiremeyen hatta geçen yaz Dünya Kupası'ndan sonra baya eleştirilen Messi'nin de ülkesi adına en sonunda bir patlama yapması olası duruyor. Tevez, Agüero, Higuain gibi golcülerin yanı sıra Palermo'da forma giyen 21 yaşındaki Pastore'nin bu turnuvada neler yapacağını herkes çok merak ediyor.

Manchester City'e mi gidecek yoksa Udinese'de mi kalacak söylentileri bitmeyen Şilinin 22 yaşındaki yıldızı Alexis Sanchez, Dünya Kupası'ndaki performansına yakın bir performans sergilerse ülkesini bu turnuvada baya yukarılara taşıyacak gibi gözüküyor.

Geçen sezon Porto forması ile kırılmadık rekor bırakmayan Radamel Falcao da ülkesi Kolombiya'nın bu turnuvadaki en büyük kozu olacak. 28 milli maçta sadece 7 golü bulunan 25 yaşındaki golcünün yanı sıra Porto'dan takım arkadaşı da olan Guarin bu turnuvada öne çıkan isimlerden olabilir. Bir dönem Trabzonspor forması giyen daha sonra Arjantin'e kaçıp yarım sezonda Racing forması ile 11 gol atan Teofilo'ya da dikkat.

Galatasaray'a gidecek mi gitmiyecek mi söylentileri bitmek bilmeyen Muslera'yı Uruguay'ın kalesinde farklı gözlerle izleyeceğiz bu turnuvada. Son Dünya Kupası'nın en iyi futbolcusu seçilen Forlan, Napoli forması ile kariyerinin en iyi sezonunu geçiren Cavani ve devre arasında Liverpool'a transfer olan Luis Suarez Uruguay'ın bu turnuvada yıldız olacak isimleri.

Paraguay ise Dünya Kupası'nda olduğu gibi yine etkili hücum silahları ile iş yapmaya çalışacak bu turnuvada. Dortmund forması giyen Lucas Barrios, emektar golcü Roque Santa Cruz ve geçen sezon La Liga'da Hercules forması giyen Nelson Valdez Paraguay'ın en büyük kozları olacak.

Geçen hafta Gold Cup şampiyonu olan Meksika o turnuvanın yorgunluğunu yaşayacak muhtemelen. Manchester Unitedla harika geçen bir sezonun ardından Gold Cup'ta da hem gol kralı olup hem de 'En iyi futbolcu' seçilen Javi Hernandez'in kadroda olmaması büyük bir kayıp. 22 yaşındaki Giovani Dos Santos genç ağırlıklı kadroya abilik yapıcak gibi gözüküyor bu turnuvada.

Copa America'da Türkiye'de forma giyen ya da gelecek sezon Türkiye'de forma giyecek olan 5 oyuncuyu izleme şansı bulacağız. Fenerbahçe'de forma giyen Andres Dos Santos'u Brezilya, Diego Lugano'yu ise Uruguay ile bu turnuvada göreceğiz. Samsunspor'un Botafogo'dan transfer ettiği Arevalo Rios da Lugano ile birlikte Uruguay'ın başarısı için ter dökecek Kayserispor forması giyen Santana, Paraguay, Sivasspor forması giyen Pedriel de Bolivya ile 'Copa America'da boy gösterecek.

'Copa America 2011' 2 Temmuz Cumartesi TSİ ile gece 03.45'te oynanacak Arjantin-Bolivya maçı ile başlayacak ve tam 3 hafta sürecek. 24 Temmuz Pazar gecesi TSİ ile 22.00'da oynanacak finak müsabakası ile şampiyon belli olacak.

Son bir dipnot olarak Türkiye içinde maçların yayın hakkını A Haber'in aldığını belirterek yazıyı sonlandıralım.

30.06.2011

3 Büyük Ligin 2011-2012 Sezonu Resmi Topları!


Nike, İngiltere Premier Lig, İspanya La Liga ve İtalya Serie A'da 2011/12 sezonunun resmi topu olan "Nike Seitiro"'yu tanıttı.

Bir önceki sezon kullanılan topa göre hızlanma özelliği daha fazla olan Seitiro, kullanılan renkler sayesinde de oyuncuların topu saha içerisinde net bir şekilde görüp farkındalıklarını artıracak şekilde tasarlanmış. Firma tarafından "NİKE RADAR" teknolojisi adı verilen bu özellik sayesinde futbolcuların daha hızlı karar verip uygulamaları hedeflenmiş.

Top ilk olarak Kupa Amerika'da kullanılacak ve ardından İngiltere Premier Lig, İspanya La Liga, İtalya Serie A, Asya Şampiyonlar Ligi, Copa Libertadores gibi tüm turnuvalarda da kullanılacak. Seitiro bunun dışında Brezilya, Fransa ve Portekiz federasyonlarının da resmi futbol topu olarak kabul edildi.

29.06.2011

David De Gea Manchester United'ta!

Geride bıraktığımız 2010-2011 sezonunun en çok konuşulan kalecileri Alman Neuer ile İspanyol De Gea'ydı. 2010 Dünya Kupası'nda da başarılı maçlar çıkaran Neuer geçen sezon özellikle Şampiyonlar ligi maçlarında performansını çok üst seviyeye taşımıştı. Almanya ligindeki en iyi oyuncuları toplama alışkanlığından vazgeçmeyen Bayern Münih taraftar baskısına rağmen Schalke'de forma giyen 25 yaşındaki kaleciyi 18 milyon euroya kadrosuna kattı.

Atletico Madrid'te forma giyen 1990 doğumlu David De Gea 13 yaşında Atletico Madrid alt yapısına girdi. Genç kaleci 18 yaşında profesyonel oldu ve 2008-2009 sezonunda Atletico Madrid'in B takımında kaleyi 35 kez korudu.

Sezon sonunda 31 yaşındaki Leo Franco ve 36 yaşındaki Coupet'in takımdan ayrılması ile 2009-2010 sezonunda Atletico Madrid'in kalesini 20 yaşındaki Sergio Asenjo, 23 yaşındaki Jimenez ve 19 yaşındaki De Gea koruyacaktı.

1. kaleci Asenjo'nun İspanya U-20 takımında olması nedeni ile 30 Eylül'de Şampiyonlar ligindeki maça 2. kaleci Jimenez ilk 11'de başladı. Jimenez'in 25. dakikada sakatlanması ile yerine giren David De Gea Atletico Madrid'teki ilk resmi maçına çıktı. 3 gün sonra Zaragoza ile oynanan lig maçında da penaltı kurtaran genç kaleci ligin ilk yarısndaki maçlarda kaleyi Asenjo'dan alamasa da sezonun 2. yarısındaki maçların neredeyse tamamında sahada yer aldı.

Ligde toplam 19 maçta forma giyen ve bu maçlarda toplam 66 kurtarış yapan İspanyol kaleci Atletico Madrid'in Avrupa Ligi şampiyonluğunda da büyük pay sahibi oldu. İlk Avrupa Ligi maçını Galatasaray'a karşı oynayan De Gea 8 Avrupa maçında kalesinde 7 gol gördü.

2010-2011 sezonunda ilk maçına Inter'e karşı Süper Kupa finalinde çıkan De Gea o maçta sergilediği müthiş performans ile adını tüm dünyaya duyurmayı başardı. Atletico Madrid karşılaşmayı 2-0 kazanarak Süper Kupa'nın sahibi olurken De Gea maçın 89. dakikasında Diego Milito'nun penaltısını kurtardı.

Yarım sezon içinde 3. kalecilikten 1. kaleciliğe yükselen De Gea geçtiğimiz sezon La Liga'daki 38 maçın tamamında Atletico Madrid'in kalesini korudu. Bu 38 maçta kalesinde 53 gol gören genç kaleci 154 kurtarış yaparak La Liga'nın en çok kurtarış yapan kalecisi oldu.

Van Der Sar'ın futbolu bırakması ile kaleci arayışlarına başlayan Manchester United bu işi Galatasaray gibi çok fazla dallandırıp budaklandırmadan direkt olarak David De Gea'ya gitti ve 18 milyon pound karşılığında kadrosuna kattı.

Manchester United ile 5 yıllık sözleşme imzalayan 20 yaşındaki De Gea'nın minimum 35 yaşına kadar burada kalacağını söylersek abartmış olmayız sanırım. Bu arada 40 yaşındaki Van Der Sar'ın yerine kalede De Gea'nın olması ile gelecek sezon Manchester United ilk 11'inin yaş ortalaması otomatikmen 1.8 oranında düşecek :)

River Plate'e 20 Maç Ceza!


Pazar günü oynanan play-out rövanş maçında sahasında Belgrano ile 1-1 berabere kalan ve tarihinde ilk kez 2. lige düşen River Plate'in ateşli taraftarları beklenildiği gibi Monumental Stadı'nı cehenneme çevirdi.

Sadece stadyum içinde değil stadyum dışında ve Buenos Aires şehrinde o gece River Plate taraftarları sabaha kadar taşkınlık yapıp şehrin birçok noktasını ateşe verip sayısız olay çıkardı. Güvenlik güçlerinin müdahelesi ise yeterli olamadı tabi.

Arjantin Futbol Federasyonu'da River Plate taraftarının bu taşkınlığına tarihi bir ceza vermiş. Gelecek sezon 2. ligde mücadele edecek olan River Plate'e 20 maç saha kapatma cezası vermiş. 2. ligde 20 takımın olduğunu ve her 1 takımın iç sahada 19 maç yaptığını düşünürsek River Plate'in bu cezasını '1 sezon saha kapatma' olarak da ifade edebiliriz.

Son olarak olaylar nedeni ile River Plate'in yeni sezona eksi punala başlama ihtimalinin olduğunu da belirtelim.

Arsenal 125. Yıl Forması!

28.06.2011

Neymar Hangi Takıma Gidecek ?

Santos geçen yaz genç yıldızı Neymar'ı ne yapıp edip kadroda tutmuştu ama bu yaz bunu başarmaları neredeyse imkansız olacak gibi.

Geçtiğimiz hafta oynanan Libertadores Kupası finalinde Santos'un Penarol'u 2-1 yenip şampiyon olduğu maçın açılış golünü atan 19 yaşındaki Brezilyalı oyuncu için o maç büyük olasılıkla Santos kariyerindeki son maçı oldu. Neymar'ın Libertadores'te çıktığı 13 maçta 6 gol attığını da belirtmekte fayda var.

1 Temmuz'da başlayacak olan 'Copa America' dolayısıyla Brezilya milli takımı ile kampta olan Neymar'ın turnuva sonrasında Brezilya'ya dönmek yerine Avrupa'ya gitmesi sürpriz sayılmaz bu noktadan sonra.

Santos kulübü Neymar için 45 milyon euroluk bir bonservis ücreti belirlemiş ve Santos başkanı Luis Alvaro de Oliveria'nın ESPN'e yaptığı açıklamaya göre 5 kulüp bu fiyatı vermeyi kabul etmiş.

İspanyadan Real Madrid ve Barcelona, İngiltere'den Chelsea ve Manchester City ile Rusya'ya bu sezon yükselen, daha önce yaptığı Roberto Carlos, Diego Tardelli, Boussoufa ve Dzsudzsak transferleri ile adını sıkça duyduğumuz Anzhi kulübü bu 45 milyon euroyu vermeye hazır olan takımlar.

Transfer konusunda olay Santos kulübünden tamamen çıkmış durumda ve herkes Neymar'ın hangi takımı seçeceğini merak ediyor. Geçen hafta Goal.com'da "Neymar Real Madrid'te" haberleri çıkmasına rağmen Brezilyalı golcü bu haberi yalanlamıştı. Buradan belki de Neymar'ın Real Madrid'i istemediği sonucuna varabiliriz. Ya da Robinho'nun izinden gidip Avrupa kariyerine Madrid ekibinde başlayabilir.

Barcelona'nın Alexis Sanchez transferi gerçekleşirse eğer Neymar'ın Katalan ekibini tercih etme ihtimali baya azalır düşüncesindeyim. Bu yaşta sırf para için Rusya'yı tercih etmeyeceğini düşünürsek (Santos başkanı Neymar'ın Brezilya'da da çok yüksek ücret aldığını söylemiş) Anzhi Neymar için şansı en az olan kulüp.

Robinho Real Madrid'ten sonra Chelsea'ye gitmeyi çok istemiş ama transferin son gününde Manchester City ile anlaşmıştı. Neymar direkt olarak Avrupa kariyerine İngiltere'de başlarsa eğer Chelsea onun için Manchester City'den daha öncelikte gelir diye düşünüyorum. Chelsea'nin teknik direktör koltuğunda kendisi gibi Portekizce konuşan bir teknik direktör olmasının da etkisi olacaktır. Ayrıca Boas'ın gençlere ne kadar çok önem verdiğini biliyoruz.

Boas'ın Porto'daki öğrencisi Falcao'yu alması durumunda Manchester City düşük bir ihtimalle de olsa bu transferde avantajlı olabilir. Sırf para için Manchester City'e gitme ihtimali çok düşük tabii. Düşük bir ihtimalle de olsa Neymar Santos'ta kalıp Pele gibi Brezilya içinde efsane olma yolunu da seçebilir. Bekleyip zaman içinde kararını göreceğiz.

Neymar'ın hangi takıma gideceğine dair ihtimalleri kendi fikrimden yola çıkarak hesaplarsam eğer;

%30 Barcelona, %30 Chelsea, %25 Real Madrid, %10 Manchester City, %5 Santos diyorum.

İngiliz bahis şirketi Skybet ise (Drogba'nın kime gideceğine dair yazıda da kullanmıştık) Neymar'ın Real Madrid'e transfer olmasını favori göstermiş. Real Madrid'e verilen oran 1'e 1.4 iken, Chelsea'ye 1'e 4, Barcelona'ya 1'e 6, Manchester City'e ise 1'e 8 oran verilmiş.

Yazının başında belirttiğim gibi hemen hemen kesin olan bişey var ki o da Santos forması ile 2.5 senede çıktığı 132 maçta 66 gol atan Neymar'ın Copa America'dan sonra bu 5 takımdan birine transfer olacağı. Sonu Robinho gibi olmaz umarım...

Trabzonspor 2011-2012 Sezonu Formaları!


Trabzonspor'un 2011-2012 sezonunda giyeceği formalar Feriye Ortaköy'de düzenlenen lansmanla basına tanıtıldı.

Sunuculuğunu Burcu Esmersoy'un yaptığı Lig Tv ve Ntv Spor'dan canlı yayınlanan lansmanda futbolcular Giray Kaçar, Onur Recep Kıvrak, Henrique, Colman, Glowacki, Ferhat ve Zeki yeni sezon formalarını tanıttı.

Trabzonspor resmi sitesinde formalar şu şekilde tanıtılmış;

"Enerji adını taşıyan, bordo-mavi renkteki çubuklu forma tasarımı, formaya yepyeni bir enerji getiriyor. Karadeniz’in fırtınasını, dalgalarını temsil eden bu yeni tasarımla formanın çubuklarında sanki şimşek çakarmış gibi bir etki yaratıldı.

Victory (Zafer) adını taşıyan diğer formanın göğsünde kocaman bir zafer işareti yer alıyor. V for Victory forması Trabzonspor’un Türkiye’de ve Avrupa’daki sayısız zaferinden ilham alınarak tasarlandı.

Deplasman maçlarında giyilecek olan beyaz forma ve sıra dışı renklere sahip Gold forma da koleksiyonun diğer parçaları. Sarı-siyah olarak tasarlanan Gold forma, şık tasarımı ve çarpıcı renkleriyle dikkat çekiyor."

Gold olarak adlandırılan forma daha çok Arsenal formasıne benzemiş. Arsenal'in de aynı renklerde hatta aynı çizgilerde forması vardı diye hatırlıyorum.

Victory diye adlandırılan formanın benzerini 2009 yılında Manchester United giyiyordu. Nike firmasının kendine has bir çizgisi olsa gerek o 'V' işareti. Lansmanda Burcu Esmersoy'un üstünde bu forma olmasından dolayı 'Zafer' formalarının satışında bir patlama olması muhtemel :)

Tottenham 2011-2012 Sezonu Formaları!

27.06.2011

Messi Türk Hava Yolları'na İhanet Etmiş :)


Barcelona'nın resmi sponsorlarından olan Türk Hava Yolları'nın Barcelona uçağında Messi'nin Şampiyonlar ligi finalinden sonra ailesi ile ne kadar rahat ettiğini görmüştük fotoğraf karelerinde.

Arjantinli yıldız bu kez Air Europa'nın reklamında rol almış. 63 saniye süren reklamın sadece son 16 saniyesinde Messi gözükse de kalan 47 saniyede yaşlı bir teyzeyi görüyoruz. Tanınmamak için 'Nine' kılığına giren Messi ayağının ucuna top gelince kendini kaptırıyor bir an.

Bu arada siz Barcelonalıların deyimiyle 'Turkish Airlines'ın uçakları daha konfor Messi :)

Aston Villa 2011-2012 Sezonu Deplasman Forması!

River Plate Küme Düşer, Buenos Aires Yanar!






1901 yılında kurulduğundan beri sürekli 1. ligde mücadele eden 1931 yılında Arjantin 1. ligi profesyonel olduktan sonra 80 yılda elde ettiği 33 şampiyonlukla Arjantin liginin en çok şampiyonu olan (River'den sonra en çok şampiyon olan takım 23 kezle Boca Juniors) River Plate tarihinde ilk kez küme düştü.

Arjantin'deki sistemde küme düşen takımı belirlemek için son 3 sezonun puan durumuna bakılıyor ve buna göre 19. ve 20. sıradaki takımlar direkt olarak alt lige düşüyor, 17. ve 18. sıradaki takımlar ise 2. ligi 3. ve 4. sırada bitiren takımlar ile play-out maçı oynuyor.

River Plate bu sezon 'Açılış ligi'ni 4. 'Kapanış Ligi'ni de 9. sırada bitirmesine rağmen 2008-2009 sezonundaki kötü performansı ile (Açılış ligini son sırada bitirmişlerdi) son 3 sezon puan ortalamasında 17. sırada yer alınca play-out oynamak zorunda kaldı.

4 gün önce deplasmanda Belgrano ile oynadığı play-out ilk maçında sahadan 2-0 mağlup ayrılan 'Los Millonarios' sahasında oynayacağı maçı 2-0 kazansa bile ligde kalacaktı. Maçın henüz 6. dakikasında Pavone ile öne geçen River Plate 62. dakikada Farre ile kalesinde beraberlik golünü gördü. Bu golden 7 dakika sonra penaltı kazanan River Plate de ilk golü atan Pavone penaltıyı kaçırınca tüm moraller bozuldu ve maç da 1-1 tamamlandı.

Maçın biletlerini günler öncesinden tüketen River Plate taraftarları 89. dakikada sahaya girmek isteyince maçın hakemi karşılaşmayı normal sürenin tamamlanmasını beklemeden bitirdi. Birçok River Plate taraftarı futbolcular gibi gözyaşlarına boğulup sakince üzüntüsünü yaşarken bir kısım taraftar ise tel örgüleri kesip sahaya inmeye çalışmakla meşguldu.

Bu maçta Boca Juniors maçlarındakinden daha fazla sayıda güvenlik görevlisi olsa da ateşli binlerce taraftarı durdurmaya yetmedi. Taraftara sıkılan tazyikli su bile bu ateşi söndürmekte yeterli olmadı.

Yukarıda yer alan ilk video maçın 89. dakikasında yaşanan olaylar. Diğer video ise Monumental stadının çıkışında yaşanan olaylardan görüntüler...

26.06.2011

Giovani Dos Santos Kaleciyi Süründürmüş!


Kuzey-Orta Amerika kıtasındaki ülkeler va Karayiplerdeki ülkelerin katıldığı 2 senede bir düzenlenen 'Concacaf Gold Cup'un 2011 şampiyonu Meksika oldu.

Üstüste 3. kez finalde ABD ile karşılaşan Meksika 23 dakikada 2-0 geriye düşmesine rağmen Barrera'nın 2, Guardado ve Giovanni Dos Santos'un golleriyle karşılaşmayı 4-2 kazanarak 'Gold Cup'ı 6. kez müzesine götürdü.

2009-2010 sezonunu Galatasaray'da kiralık olarak geçiren, geride bıraktığımız sezonun da Racing Santander'de kiralık olarak forma giyen Giovanni Dos Santos'un perdeyi kapatan golü ise jeneriklere girecek güzellikte. Adeta ABD kalecisi Tim Howard ile dalga geçen Dos Santos mükemmel bir aşırtma ile son noktayı koymuş.

Manchester United'taki ilk sezonu mükemmel geçen 23 yaşındaki Meksikalı Javi Hernandez nam-ı diğer 'Küçük Bezelye (Chicharito) finalde gol atmasa da turnuvayı toplamda 7 golle tamamlayarak hem gol kralı oldu hem de '2011 Gold Cup'ın en iyi futbolcusu' seçildi.

Gold Cup adıyla 1991'de düzenlenmeye başlayan ve her seferinde ABD'nin ev sahipliği yaptığı turnuvada şu ana kadar sadece 3 ülke şampiyonluk sevinci yaşadı. Meksika dün gece 6. zaferine ulaşırken 3 kez ABD 1 kez de Kanada bu kupayı kazandı.

2007 ve 2009 yılında da Meksika ve ABD finalde karşı karşıya gelirken ABD 2007'deki finali 2-1 kazanmış, 2009 yılındaki finalde ise Meksika 5-0'lık skorla ABD'yi hezimete uğratıp kupaya uzanmış Dos Santos o maçta da gol atmıştı.
Related Posts with Thumbnails