14.01.2011

"Hagi'nin Kadro Dışı Kaldığımı Söyleyecek Cesareti Yoktu"

- "Kadro dışı kaldığımı Adnan Sezgin'den öğrendim. Üzülerek söylüyorum. Maalesef Hagi'nin kadro dışı kaldığımı bana söylemeye cesareti yoktu"

- "Hagi'den özür dileyecek bir durum yok. Çünkü beni haksız bir şekilde kadro dışı bıraktı. Onun benden özür dilemesi lazım. Hatalı olduğumda gidip özür dilemesini bilirim. Ama yanlış yaptığım bir şey yok. Onun için özür dilememe de gerek yok"

- "Ben hiçbir takım ile ile görüşmedim, görüşmeme de gerek yok. Belki birkaç gün içinde bir gelişme olur. Olmazsa sezon sonuna kadar Galatasaray'da kalırım"

- "Çıkan haberleri ben de okudum. Yok disiplinsizmişim, yok sakız çiğniyormuşum... Bence bunlar çok saçma ve doğru değil. Bunu herkes bilsin."

- "Yeni bir ülke ve takıma geldiğim için bunlara alışmam gerekiyordu. Her geçen hafta daha iyi olduğum anda beni yılın fıkrasıyla kadro dışı bıraktılar. Galatasaray'da daha da iyi olmak isterdim. Ama maalesef bırakmadılar. Bıraksalar bu takıma faydalı olabilirim, olurum da. "

Iniesta'dan Alley-oop Asisti!


Barcelona İspanya Kral Kupası çeyrek final ilk maçında Real Betis'i 5-0 ile geçerken Messi attığı 3 gol ile geceye damgasını vurmuş ve 2010 yılında olduğu gibi 2011 yılında da leblebi gibi gol atmaya devam etmişti.

Messi'nin hat-trickinden daha ilginç (!) olan ise Iniesta'nın 5. golde Keita'ya yaptığı asist...

Real ile başlayan takımlara bu sezon 5 atmayı gelenek haline getiren Barcelona'nın son 27 maçta yenilmediğini ve bu sezon çıktığı toplam 31 resmi maçta 89 gol attığını dipnot olarak belirtelim.

Hafta Sonu Futbol


14 Ocak Cuma

15.15 Avustralya – Güney Kore (EUROSPORT 2)
18.15 Bahreyn – Hindistan (EUROSPORT 2)
21.30 Bayer Leverkusen – Borussia Dortmund (TRT 3)

15 Ocak Cumartesi

16.30 Wolfsburg – Bayern Munich (TRT 3)
17.00 Chelsea – Blackburn (LİG TV)
17.00 Manchester City – Wolverhampton (SPORMAX)
19.00 Napoli – Fiorentina (SPORMAX / TV 8)
19.00 Villarreal – Osasuna (NTVSPOR)
19.30 Schalke – Hamburg (TRT 3)
19.30 West Ham – Arsenal (SPORMAX / PL TV)
20.00 Bursaspor – İstanbul Belediye (TRT 1)
20.45 Galatasaray – Ajax (EURO FUTBOL – Şifresiz)
21.00 Athletic Bilbao – Racing (NTVSPOR)
21.45 Inter – Bologna (SPORMAX / TV 8)
23.00 Sevilla – Espanyol (NTVSPOR)

16 Ocak Pazar

14.00 Birmingham – Aston Villa (SPORMAX)
14.00 Sunderland – Newcastle (LİG TV / PL TV)
16.00 Juventus – Bari (LİG TV)
16.00 Lazio – Sampdoria (TV 8)
16.05 Liverpool – Everton (SPORMAX / PL TV)
16.30 E. Frankfurt – Hannover (TRT 3)
18.00 Valencia – Deportivo (NTVSPOR)
18.10 Tottenham – Manchester United (SPORMAX / PL TV)
18.15 Çin – Özbekistan (EUROSPORT 2)
18.30 Kaiserslautern – Köln (TRT 3)
20.00 Trabzonspor – Manisaspor (TRT 1)
20.00 Almeria – Real Madrid (NTVSPOR)
21.45 Lecce – Milan (SPORMAX / TV 8)
22.00 Barcelona – Malaga (NTVSPOR)
22.00 Marseille – Bordeaux (KANAL A)

3 Büyüklerin 2010-2011 Sezonundaki 4. Formaları!



13.01.2011

Haftanın Fotoğrafı!

Kapılarını ilk olarak 20 Aralık 1964'te futbolseverlere açan Ali Sami Yen Stadyumu'na 11 Ocak 2011'de oynanan Beypazarı Şekerspor maçı ile veda ettik. Hepimiz çok üzüldük, birçoğumuzun gözleri doldu hatta bazılarımız göz yaşlarını tutamadı bile...

10 yaşında Galatasaray kulübünün alt yapısına gelmiş, ilk kez 1987 yılında çimlerine ayak bastığı Ali Sami Yen stadında aralıksız 12 sene top koşturmuş ve şu anda Galatasaray takımında Hagi'nin yardımcılığını yapan Tugay Kerimoğlu...

Ali Kırca'nın okuduğu 'Ali Sami Yen' şiirinden sonra kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar.

Ronaldinho Flamengo'da!


Roberto Carlos, Ronaldo, Kleberson, Deco, Fred, Emerson, Rafael Sobis, Cicinho, Ricardo Oliveria, Marcelinho, Deivid, Lincoln, Elano...

Yukarıda ismi geçen futbolcular bir dönem Avrupa futboluna damgasını vurmuş ve daha sonra ülkeleri Brezilya'ya dönmüş ve halihazırda ülkelerinde top koşturan yıldız oyunculardan bazıları.

Bu isimlerin arasına dün itibarıyla 10 senedir Avrupa'da PSG, Barcelona ve Milan forması ile kazanmadık kupa, alınmadık ödül bırakmayan Ronaldinho da eklendi. Son olarak İtalya'nın Milan takımında forma giyen ama beklenen performansı sergileyemeyen 'Ronaldo de Assis Moreira (Ronaldinho)' yetiştiği kulüp olan Gremio'nun teklifini reddederek Brezilya'nın en köklü kulüpleri arasında yer alan Flamengo'ya transfer oldu.

18 yaşında Gremio takımında profesyonel futbol kariyerine başlayan Ronaldinho bu kulüpte 3 sezonda çıktığı 52 maçta 24 gol kaydetti ve 2001 yazında 5.1 milyon euroluk bonservis ücreti ile Fransa'nın Paris St. Germain takımına transfer oldu.

PSG'ye transfer olduğu anda henüz 21 yaşında olmasına rağmen 21 kez Brezilya Milli takım formasını sırtına geçirmiş ve 9 gol kaydetmişti Ronaldinho...

Avrupa'daki ilk senesinde vatandaşlarının aksine ilk transferini İspanya ve Portekiz gibi ülkelere yapmamasına rağmen uyum sorunu yaşamadı Ronaldinho. PSG'de geçirdiği 2 sezonda toplam 77 maçta forma giyerken 25 gol 18 asistlik bir performans sergiliyordu. 2002 Dünya Kupası'nda 5 maçta forma giyen ve 2 gol 3 asist yapan Ronaldinho turnuva sonrası 16 kişiden oluşan 'Dünya Kupası'nın Rüya Takımı'nda da kendine yer buluyordu.

Ronaldinho'nun bu performansı Barcelonalı yetkililerin gözünde kaçmıyor ve yeni başkan Laporta'nın seçim kozu olarak 32 milyon euroya Barcelona'ya transfer oluyordu. Barcelona'da 5 sezon forma giyen Brezilyalı yıldız son sezonu dışında her sezon harika bir performans sergiledi.

Barcelona'daki ilk sezonunda 'Altın Top' ödülünün de sahibi olan Ronaldinho, Şampiyonlar Ligi'nin kazanıldığı 2005-2006 sezonunda da 'Altın Top' ödülünün sahibi olmuştu. La Liga'da top koşturduğu 5 senede 145 maça çıkan ve 69 gol, 59 asistlik bir performans sergileyen Ronaldinho toplamda ise Barcelona forması ile çıktığı 207 maçta 94 gol atıp 80 asist yaptı.

Özellikle 19 Kasım 2005 tarihinde Bernabeu stadında Barcelona'nın Real Madrid'i 3-0 yendiği maçtaki futbolu ve attığı 2 gol ile Katalan ekibini taraftarlarının gönlünde taht kuran Ronaldinho, 2008 yazında büyük umutlarla 18.5 milyon euro ücretle Milan'ın yolunu tuttu.

Milan'daki ilk sezonunda ligde sadece 16 maçta ilk 11 başlayan ve toplamda o sezon 35 maçta forma giyen Ronaldinho 8'i ligde olmak üzere 10 gol attı 5 de asist yaptı. 2009-2010 sezonunda ise Barcelona performansına yakın bir performans sergiledi. Ligde sadece 2 maç kaçıran Ronaldinho 36 lig maçında 12 gol 14 asist yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde 6 maçta 3 gol 1 asist yapmasına rağmen 2. turda takımının M.United'a elenmesine mani olamadı.

Bu sezon ise özellikle Robinho ve Ibrahimovic'in takıma katılması ile gözden düşen Ronaldinho ligin ilk yarısında 11 maçta sadece 607 dakika sahada kalırken 3 asist yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde 5 maçta 315 dakika forma giyen Brezilyalı yıldız bu sezonki tek golünü 85. dakikada oyuna girmesine rağmen Auxerre deplasmanında 90. dakikada attı.

11 Ocak tarihinda Blackburn Rovers, Gremio, Palmeiras takımlarının teklifini reddederek Flamengo'nun teklifini kabul eden Ronaldinho yeni takımı ile 4 yıllık bir sözleşme imzalarken yeni sezonda '10' numaralı formayı giyecek.

12.01.2011

2011 Yılına Damgasını Vuracak 11 Yıldız Adayı!

Marca, 2011 yılına damga vurma ihtimali olan ve izlenmesi gereken 11 genç yıldızı belirlemiş. Bu 11 kişilik liste içinde Türkiye'de top koşturan bir genç yıldız da var: Beşiktaş'ın milli futbolcusu İsmail Köybaşı.

Marc gazetesinin hazırladığı ve birçoğu 20 yaşın altında olan 11 yıldız adayı futbolcu şunlar:

Alex Chamberlain (Southampton) - 15 Ağustos 1993


Romelu Lukaku (Anderlecht) - 13 Mayıs 1993


Alvaro Morata (Real Madrid) - 23 Ekim 1992



Philippe Coutinho (Inter) - 12 Haziran 1992


Mario Götze (Borussia Dortmund) - 3 Haziran 1992


Neymar (Santos) - 5 Şubat 1992


Jack Wilshere (Arsenal) - 1 Ocak 1992


Yannis Tafer - Lyon (Kiralık olarak Touluse'da) - 11 Şubat 1991


Marc Bartra (Barcelona) - 15 Ocak 1991


Emmanuel Mayuka (Young Boys) - 21 Kasım 1990


İsmail Köybaşı (Beşiktaş) - 10 Temmuz 1989


Bütün Takımları Yendin, Dünyaları Yendin... Çünkü Sen Ali Sami Yen'din!

Eski Açık 'Veda' Desene...

11.01.2011

Hafta İçi Futbol

11 Ocak Salı

14:00 Konya Torku Şekerspor-Trabzonspor / TRT Haber
15:15 Kuzey Kore-Birleşik Arap Emirlikleri / Eurosport 2 (AFC)
18:15 Irak-İran / Eurosport 2 (AFC)
21:30 Galatasaray-Beypazarı Şekerspor / TRT 1

12 Ocak Çarşamba

15:15 Özbekistan-Kuveyt / Eurosport 2 (AFC)
18:00 Denizlispor-Gaziantepspor / TRT 6
18:15 Çin-Katar / Eurosport 2 (AFC)
18:30 Palermo-Chievo / NTV Spor
20:00 Manisaspor-Beşiktaş / TRT 1
22:00 Inter-Genoa / NTV Spor
22:00 Blackpool-Liverpool / Spormax

13 Ocak Perşembe

15:15 Ürdün-Suudi Arabistan / Eurosport 2 (AFC)
18:15 Suriye-Japonya / Eurosport 2 (AFC)
20:00 Yeni Malatyaspor-Fenerbahçe / TRT 1
22:00 Juventus-Catania / NTV Spor

Ballon D'or (Altın Top) 2010 Messi'nin!

Gecenin en çok merakla beklenen ödülü 'Altın Top' ödülüydü şüphesiz.

'Dünyanın en iyi futbolcusu'na verilen ve bu sene format değiştirerek France Football dergisi ile FIFA tarafından ortak olarak verilen 'Ballon D'or' ödülü için 1 ay önce adaylar 3'e düşürülmüştü. 3 oyuncu da Barcelona alt yapısının ürünü oyunculardı: Xavi, Iniesta, Messi...

Adaylar 23 kişi olarak ilk açıklandığı zaman benim favorim birçoklarının olduğu gibi Sneijder'di. Son 3'e kalamamasına anlam verememiştim. Hem Interle hem de Hollanda ile Dünya Kupası'nda kariyerinin en iyi sezonunu geçirmişti.

Barcelona ile kariyerinin zirvesine çıkmasına, en çok gol attığı yılı geçirmesine rağmen Lionel Messi, Dünya Kupası'nda pek parlak bir performans sergileyememiş, en çok şut çeken oyuncu olmasına rağmen turnuvayı gol atamadan tamamlamıştı.

FIFA'ya üye 208 ülkenin milli takım teknik direktörleri ve kaptanları ile birlikte gazetecilerin oylarıyla belirlenen (Türkiyeden Hiddink, Emre Belözoğlu ve Selçuk Manav oy kullandı) Ballon D'or ödülünün 2010 yılı sahibi toplam oyların %22.65'ini alan Lionel Messi oldu.

Messi'nin Barcelona'dan takım arkadaşları olan diğer 2 adaydan Andres Iniesta oyların %17'sini alırken, Xavi de aldığı %16'lık oy ile 3. sırada yer aldı.

'Altın Top' oylamasında 2007 yılında 3. sırada yer alan 2008 yılında ise 2. sırada yer alan Messi, 2009 yılından sonra 2010 yılında da bu ödülün sahibi olurak Johann Cruyff (1973, 1974), Platini (1984,1985), Van Basten (1988,1989) ve Rumenninge(1980,1981)'den sonra üstüste bu ödülün sahibi olan 5. futbolcu oldu.

Messi'nin bu sezon ödülü kazanması ile toplamda Barcelonalı futbolcular bu ödülün 8. kez sahibi oldu. Messi'den önce bu ödülü kazanan son Barcelonalı futbolcu 2005 yılında Ronaldinho olmuştu.

2010 Yılının En Güzel Golü!

Budapest Honved takımında 6 senede 164 maçta 165 gol. Real Madrid'te 8 senede 182 maçta 157 gol. Macaristan milli takımı ile 85 maçta 84 gol...

Bu istatistiklerin sahibi Macaristan'ın ve Real Madrid'in efsanevi futbolcusu, dünyaya gelmiş nadide gol ustalarından biri: Ferenc Puskas.

17 Kasım 2006'da 79 yaşında hayata veda eden büyük golcü anısına FIFA, 2009 yılında 'Dünyanın en güzel golü' ödülü vermeye başladı ve ödülün ismini de 'Ferenc Puskas' ödülü koydu. Ödülü kazanan kişi internet üzerinden yapılan oylama ile belirleniyor.

Geçen sene ki ödülün sahibi Cristiano Ronaldo olmuştu oyların %17.68'ini alarak. Portekizli yıldızın Manchester United forması giyerken Porto'ya Şampiyonlar Ligi'nde attığı gol '2009 yılının en güzel golü' seçilmişti.

2010 senesi için belirlenen 10 gol arasında milli futbolcumuz Hamit Altıntop da yer aldı. Hamit'in rakipleri arasında Messi, Robben, Van Bronckhorst, Neymar gibi yıldız isimler de vardı.

Hani bir söz vardır ya: "Uluslararası bir platformda yapılan bir ankette bir Türk varsa kesin kazanır. Böyle anket olaylarında Türklüğümüzü her zaman gösterir herkese haber veririz ve sonuçta 1. hep Türk çıkar" diye

Hamit'in golü güzellik açısından 1. olmayı hak ediyor objektif olarak baktığımızda ama yine de 10 gol içinde 1.liği hak etmeseydi bile o anketten kesinlikle 1. olarak çıkacaktı bunu hepimizi biliyoruz :)

Hamit Altıntop toplam oyların %40.55'ini alarak açık ara 1. oldu. Oylamada 2. sırada yer alan İsveçli Linus'un golü sadece %13.23 oy aldı. Van Bronckhorst'un Dünya Kupası'nda attığı gol ise %10.61 oyla 3. sırada yer aldı.

Neyse lafı pek fazla uzatmadan Hamit'in '2010 yılının en güzel golü' seçilen o golünü tekrar izleyelim...

10.01.2011

FIFA "2010 Yılının En İyi 11'i"

Bundan yaklaşık 1.5 ay önce 'FIFA Yılın 11'ine aday 55 futbolcuya blogda yer vermiştik.

Tüm dünyadan yaklaşık 50.000 profesyonel futbolcunun üyeliğini yaptığı FIFPro tarafından belirlenen oylama sona erdi ve 2010 yılının en iyi 11 futbolcusu 4-3-3 dizilişine göre belli oldu.

En iyi 11 futbolcunun 8'i La Liga'da top koştururken 3'ü ise Serie A'da oynayan futbolculardan seçildi. İlginç olan ise İspanya liginden seçilen oyuncuların sadece Real Madrid (2) ve Barcelona (6), İtalya liginden seçilen oyuncuların ise tamamının Inter forması giyiyor olması.

Kaleci kategorisinde Buffon, Cech, Julio Cesar ve Van Der Sar'ı geride bırakan Real Madridli file bekçisi Iker Casillias '2010 yılının en iyi kalecisi' seçildi.

Defans 4'lüsü ise 2 Interli 2 de Barcelonalı oyunculardan oluştu. Inter'in 2 Brezilyalısı Maicon ve Lucio ile birlikte Barcelonanın 2 İspanyol oyuncusu Puyol ve Pique '2010 yılının en iyi savunma oyuncuları' oldular.

Biri olmadan diğeri anlam ifade etmeyen ve Altın Top ödülü adayları arasında Messi ile beraber son 3'e isimlerini yazdıran Xavi - Iniesta ikilisi '2010 yılının en iyi orta saha oyuncuları' olarak kadroya girdiler. Hem Inter hem de Hollanda milli takımında gösterdiği performansla 2010 yılına damgasını vuran Wesley Sneijder de orta saha pozisyonundan '2010 yılının 11'ine girerek teselli buldu.

Forvet olarak ise 2010 yılı içinde toplam 104 gol kaydeden Messi (58) ve Cristiano Ronaldo (46)'nun adlarının olması kimse için sürpriz olmadı. 2011 yılında da aralarındaki yarış son sürat devam edecek gibi gözüküyor. Yılın 11'ine son seçilen isim ise yaz transfer döneminde Valencia'dan Barcelona'ya transfer olan ve Dünya Kupası'nda İspanya forması ile 5 gole imza atan David Villa oldu.

2010 Yılının En İyi Teknik Direktörü!

Bu sene yeni bir statü ile oluşturulan FIFA Ballon D'or ödüllerinde ilk kez yılın teknik direktörü için oylama yapıldı.

Barcelona ile 2 sezondur kazanmadık kupa bırakmayan Pep Guardiola, İspanya Milli takımını tarihinde ilk kez 'Dünya Kupası Şampiyonu' yapan Vicente Del Bosque ve Inter ile geçen sezon yarıştığı tüm kulvarlarda şampiyonluk yaşayan Jose Mourinho 6 Aralık 2010'da bu kategoride yarışacak 3 isim olarak açıklanmıştı.

Bu sezon Real Madrid'in başına geçen ve 27 resmi maçta sadece Barcelona'ya kaybeden Jose Mourinho 'FIFA Yılın Teknik Direktörü' ödülünü de kazanarak teknik direktörlük kariyerindeki 24. ödülün sahibi oldu.

Portekizli teknik adamın daha önce kazandığı ödüller şu şekilde;

Portekiz Ligi Yılın Menajeri: 2002-2003, 2003-2004

İngiltere Premier Ligi Yılın Menajeri: 2004-2005, 2005-2006

İngiltere Premier Ligi Ayın Menajeri: Kasım 2004, Ocak 2005, Mart 2007

İtalya Serie A Yılın Menajeri: 2009

IFFHS Yılın En İyi Kulüp Teknik Direktörü: 2004, 2005, 2010

UEFA Yılın En İyi Menajeri: 2002-2003, 2003-2004

UEFA Yılın Takımında En İyi Teknik Direktör: 2003, 2004, 2005

BBC Sports Yılın En İyi Teknik Direktörü: 2005

La Gazetta Della Sports Yılın Adamı: 2010

Onde D'or (Fransız Onze Mondial dergisi) Yılın Menajeri: 2005

World Soccer Magazine Dünyada Yılın Menajeri: 2004, 2005, 2010

Uluslararası Spor Gazetecileri Yılın En İyi Teknik Direktörü: 2010

Cem Yılmazlı Türk Telekom Arena Reklamı!

9.01.2011

İtalya'da Haftanın Maçı: Milan 4-4 Udinese


Serie A'da bugün oynanan maçlarla birlikte Napoli-Juventus maçı dışında ligin ilk yarısındaki maçlar sona erdi. İtalya'da 2.5 hafta süren devre arası tatili 17. hafta maçlarından sonra olduğu için 20. hafta maçları ertesi hafta oynanmaya devam edecek.

Ligin 19. haftası birden fazla geri dönüşün yaşandığı, maç içinde galip tarafların sürekli değiştiği bir hafta oldu...

Hafta içi Catania'yı 2-0 geriden gelip 4-2'lik skorla mağlup eden Roma bu sefer öne geçtiği maçı kaybetti. Toplam 3 kırmızı kartın çıktığı Sampdoria-Roma mücadelesinde gülen taraf 1-0 geriden gelip maçı 2-1 kazanan Sampdoria oldu.

Yılbaşında Benitez ile yollarını ayırarak Milan'ın eski hocası Leonardo'yu takımın başına getiren Inter yeni hocası ile çıktığı ilk maçta sahasında Napoli'yi 3-1 mağlup etmişti. Bugün de Catania'ya konuk olan Inter 71. dakikada 1-0 geriye düşse de Cambiasso'nun 4 dakikada attığı 2 golle 3 puanın sahibi oldu. Son 5 sezonun Serie A şampiyonu şu anda 2 maç eksiği ile lider Milan'ın 11 puan gerisinde bulunuyor.

Bu sezon zirvenin çok uzağında kalan Fiorentina ligin sondan 2. sırasında yer alan Brescia'yı konuk etti Artemio Franchi stadında. İlk 45 dakikayı konuk ekip 2-0 önde tamamlamasına rağmen Mor-Menekşeler 72, 86 ve 88. dakikada bulduğu goller ile maçtan 3-2 galip ayrılarak iç sahadaki üstüste 5. galibiyetini aldı.

Bu kadar fazla geri dönüşün olduğu bir haftada yine de en heyecanlı maç berabere biten bir karşılaşma oldu. 11. haftada Lazio'dan aldığı liderlik koltuğunu 8 haftadır bırakmayan Milan kendi sahasında Udinese'yi konuk etti. Udinese, Di Natale, Alexis Sanchis ve Denis ile maçta 3 kez öne geçse Milan her seferinde rakibini yakalamayı başardı.

Di Natale'nin 66. dakikada farkı 2'ye çıkarmasına 69'da Cassano hamlesi ile karşılık veren Allegri bunun meyvesini 82. dakikada Pato'nun golü ile skorun 3-3'e gelmesi ile aldı. Çünkü golde asisti yapan isim Cassano'ydu. 84'de oyuna giren Denis 89. dakikada Udinese'yi 4-3 öne geçirse de 90+3'de 'Ibrakadabra' maçta son sözü söyleyen isim oldu.

40 puanla Serie A'da liderliğini sürdüren AC Milan bu sezon ligde 2. kez bir maçta 4 gol atarken kalesinde tam 55 lig maçı sonrası 4 gol gördü. Milan bu maçtan önce kalesinde 4 golü en son 29 Ağustos 2009 tarihinde ligin 2. hafta maçında yine kendi sahasına 4-0 yenildiği Inter maçında görmüştü.

Messi'den 2011'e Merhaba!


2010 yılında Barcelona forması ile çıktığı 54 maçta 58 gol atan Lionel Messi, 2011 yılına da hızlı bir giriş yaptı.

Yılın ilk maçı olan Levante maçında dinlendiriliği için forma giymeyen Arjantinli yıldız hafta içinde oynanan ve 1-1 sona eren Kral Kupası maçında Athletic Bilbao'ya karşı gol atamamıştı.

Bu akşam La Liga'da Deportiovo'nun konuğu olan Barcelona dış sahadaki golcü kimliğini bu maçta da devam ettirerek sahadan 4-0'lık bir galibiyetle ayrıldı. (Ligde 18 maçta toplam 57 gole ulaşan Barcelona bu gollerin 33'ünü 9 dış saha maçında kaydetti.)

2011 yılındaki ilk golüne imza atan Messi'nin 52. dakikada attığı ve takımını 2-0 öne geçiren bu frikik golü belki de Arjantinli yıldızın kariyerindeki en güzel frikik gollerinden...
Related Posts with Thumbnails