28.06.2010

H Grubu Analizi! İspanya'nın Geri Dönüşü


Son Avrupa Şampiyonu İspanya, belki de tarihinin en iyi kadrosu ile Güney Afrika'ya geldi. Elemelerde 10'da 10 yapan ve kupa öncesinde oynadığı hazırlık maçlarını da kazanan Boğalar'da hedef tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası'nı kaldırmaktı. Bielsa yönetiminde cesur bir futbol oynayan Şili ve 2006 Dünya Kupası'nda gol yemeden son 16'da elenen İsviçre ve Kuzey Amerika temsilcisi Honduras grubun diğer ekipleriydi.

İspanya ilk maçında İsviçre'ye karşı nerdeyse tek kale oynadı ama Eren ile gelişen bir kontra-atakta Gelson Fernandes'in golüne engel olamadı ve sahadan 1-0'lık mağlubiyetle ayrıldı. Maç boyu rakiplerinin 3 katı kadar şut çekseler de (24-8), isabetli pas sayısında 527'ye 182, topla oynama oranında %63'e 37 üstünlük kursalar da İsviçre kalecisi Benaglio'nun 7 kurtarışı ile savunduğu kaleyi bir türlü geçemediler.

Şili, son hazırlık maçında Yeni Zelanda'yı 2-0 ile geçmişti. Gruptaki ilk maçlarını Yeni Zelanda ayarındaki Honduras'a karşı oynayan Şili, Bielsa'nın 3'lü defans ve sürekli hücumu düşünen futbolu ile daha ilk maçtan gönülleri fethetti. Honduras'a karşı sayısız pozisyona girerlerken gruplarda oynanan ilk maçlarda en keyif veren takım oldular. Alexis Sanchez maçın tek golünü yaratan isim olurken maç boyu sürekli her atağın içinde olup Honduras savunmasına çok zor anlar yaşatarak maçta en çok dikkat çeken oyuncu oldu.


İspanya, Honduras maçına ilk maçtan 2 farklı isim ile başladı. Hafif sakatlığı olan Iniesta'nın yerine Jesus Navas yer alırken, İsviçre maçında sakatlığını tam atlatamadığı için yedek başlayan Torres de David Silva'nın yerine ilk 11'de yer alıyordu. Torres'in dönüşü ileride David Villa'yı da rahatlatmıştı. Euro 2008'in gol kralı 17. dakikada kilidi açan isim olurken 51'de farkı 2'ye çıkraıyor, 62. dakikada ise kaçırdığı penaltı ile hat-trick yapma fırsatını tepiyordu. Honduras'ın maç boyu kaleyi tutan şutu bile olmazken İspanya aldığı 2 farklı galibiyet ile grup liderliği için avantajlı konuma geçiyordu.


İspanya'ya karşı olduğu gibi Şili maçında da önce yenilmeme parolası ile çıkan İsviçre ancak 75 dakika dayanabildi Şili'nin etkili hücum silahlarına. Maçın hakeminin 31. dakikada Behrami'yi çok ağır bir şekilde kırmızı kartla oyundan atması İsviçre'nin planlarını altüst ederken maçta toplam 10 kart çıktı. Şili'de yine maçın en etkili oyuncusu Alexis Sanchez'di. Ama gol oyuna 2. yarı giren Mark 'Speedy' Gonzales'ten geldi. İsviçre maç boyu tek etkili atağını İspanya maçının kahramanı Eren ile 90+1'de yakalasa da Türk asıllı oyuncu çok net pozisyonda topu dışarı yolladı ve H grubunda oynanan 4 maçta 3. kez 1-0'lık skor ortaya çıktı.


Son maçlar öncesinde 3 takımında hem lider olma hem de 3. olma şansı neredeyse eşit gibiydi. 6 puanlı Şili, İspanya önünde alacağı beraberlik ile gruptan lider olarak çıkabilirdi. Boğalar'a karşı maça dengede başlasalar da kalecileri Bravo'nun yaptığı bir hata onlara pahalıya mal oldu. Kaleci Bravo'nun 24. dakikadaki hatasını affetmeyen Villa orta sahaya yakın bir yerden topu çok güzel bir şekilde kaleye sokarken attığı golden 13 dakika sonra bu kez yeni takım arkadaşı Iniesta'nın önüne topu çok güzel bırakıyor ve Iniesta'da güzel bir vuruşla farkı 2'ye çıkarıyordu. Gol sonrası Estrada 2. sarıdan atılsada Şili teknik direktörü Bielsea 3-3-3 ile oynayarak geriye çekilmiyordu. 10 kişi olmalarına rağmen 11 kişilik İspanya ile başabaş oynadılar ve 47. dakikada Milar ile farkı 1'e indirdiler. Maçtan puan alamasalarda gruptan 2. olarak çıktılar.

İsviçre, İspanya maçında sürpriz bir sonuca imza atsada son maçlara grupta 3. sırada girmişti. İlk 2 maçlar sonunda 32 takım içinde tek '0' puanlı ülke olan Honduras'a karşı alacakları galibiyet onları 2. tura taşıyacaktı. Ottmar Hitzfieled'in öğrencileri ilk 2 maçtan farklı olarak bu sefer sürekli atağı düşünen bir oyun sergilediler ama Honduras kalecisi Valladares'i bir türlü geçemediler. Maç boyu 20 şut çeken İsviçre aradığı golü bulamayınca 1 gol attığı turnuvada 3. olarak gruplarda veda etti.


2010'un en büyük favorisi İspanya, turnuvanın ilk büyük sürpriz sonucuna imza atsa da averajlada olsa gruptan lider çıkmayı başardı. Torres'in dönüşü, Iniesta'nın sakatlığını tam olarak atlatması ile İspanya hala en büyük favori. İkinci turdaki rakipleri Portekiz'de C.Ronaldo'yu durdurlarsa çeyrek finale rahat kalırlar. Yarı finalde de Arjantin ya da Almanya'dan biri ile final mücadelesi yapacaklar.


Grupta oynadıkları 3 maçtan da çok keyif aldığımız Şili hakettiği gibi 2. tura yükseldi. 6 puanla elenselerdi eğer çok yazık olurdu. 2. turdaki rakipleri Brezilya'ya D.Kupasu elemelerinde 2 maçta da elendiler. Ayrıca İspanya maçında sarı kart gören savunmanın 2 kilit ismi Ponce ve Medel cezalı duruma düştükleri için Brezilya maçında yoklar. Alexis Sanchez ve arkadaşları Brezilya'ya karşı avantajlı durumda olmasalarda sürpriz yapma potansiyelleri hayli yüksek.

Euro 2004'teki Yunanistan gibi kontra-atak futbolunu benimseyen İsviçre bu planı Şili maçında turmayınca turnuvaya erken veda etmek zorunda kaldı. 2006'da 2. tura çıkma başarısını gol yemeden gösteren İsviçre için 2010, 2 tane tarihi başarı göstermeleri ile akıllarında kalacak. Biri İspanya galibiyeti diğeri ise 558 dakika ile İtalya'nın 550 dakikalık rekorunu geçtikleri kalelerinde gol yememel rekoru.

Tarihinde 2. kez Dünya Kupaları'na katılan Honduras, 1982'de olduğu gibi yinr grubunda galibiyet alamadan grubunu sonuncu sırada bitirerek turnuvaya veda etti. İsviçre'ye karşı son maçta aldıkları 1 puan ile en azından Kuzey Kore gibi turnuvayı 0 puanla bitirmemeleri tek tesellileri oldu bu turnuvada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails