9.07.2010

Lorik Cana Galatasaray'da!

Geçen yaz Sunderland'e Marsilya kaptanı olarak gelen Lorik Cana ilk sezonunda Stadium of Light sakinlerinin en sevdiği futbolcuya dönüşmüştü.

Sunderland'te ilk sezonunda kaptanlığa yükselen Cana'yı, G.Saray'ın Sunderland'in Marsilya'dan aldığı ücretten daha az bir bonservis bedeli ile alması ne kadar başarılı bir transfer yapıldığının ispatı.

Özellikle savaşçı kişiliği ve hırsı Lugano'nun orta saha versiyonuna benziyor Lorik Cana.

İsviçre milli takımında oynayan Behrami gibi Kosova doğumlu bir oyuncu ama o doğduğu ülkenin yani Arnavutluk'un milli takımında oynamayı seçmiş. Babası Agim Cana 22 sene önce bu topraklarda forma giymiş. 1987-88 sezonunda Gençlerbirliği, bir sonraki sezonda Samsunspor forması giymiş. O zaman 5-6 yaşlarında olan Cana 2 yıl da ailesi ile beraber Türkiye'de yaşamış bir futbolcu. Türkiye vatandaşlığına geçen ve Alim Can ismini alan babası kadar olmasa da Lorik Cana çat-pat Türkçe de konuşabiliyor.

Cana 90 dakika oyundan kopmayan bir futbolcu. Maç içinde oyundan kopan futbolcuları taraftar ıslıklamadan, yuhalamadan önce tekme tokat girerek(mecazi anlamda) oyuna motive edecek kadar da deli bir oyuncu.

Henüz 17 yaşındayken 2000 senesinde Arsene Wenger'in radarına girmiş hatta Arsenal ile idmanlara da çıkmış ama çalışma izni problemi nedeni ile bu transferi gerçekleşememiş. Rotasını Fransa'ye çeviren Cana 5 sezon PSG'de (2 sezon altyapıda) 4 sezon da Marsilya'da forma giydikten sonra Premier Lig hayali sebebi ile Sunderland'e transfer oldu.

Gittiği her takımda adeta istikrar abidesi olan Cana PSG'deki ilk profesyonel olduğu sezonu saymazsak eğer neredeyse hiçbir sezon 30 maçın altına düşmemiş. PSG'de tam zamanlı olarak 2 sezon oynarken 72 maçta 2 gole imza atmış. Marsilya'da 4 sezonda toplam 147 maça çıkmış ve 7 gole imza atmış. Premier Lig'de de geçen sezon 31 maçta forma giymiş. 9 sarı, 1 kırmızı kart ile Premier Lig'in en çok kart gören oyuncusu olmuş.

Sarı kartı çok gören oyuncu bana göre kötü oyuncu değildir. Yeter ki bu kartlar Baros gibi sadece itiraz ve elle oynama sebebi ile gelmesin. Cana'nın gördüğü kartlarında neredeyse tamamı oyun içindeki agresifliği ve maçtan kopmamasının sebebi. Marsilya'daki ilk sezonunda toplamda 38 maçta 19 sarı kart görerek kariyer rekoru kırsa da Marsilya taraftarı onu her zaman taparcasına sevdi.

Son 6 sezonuna 70 sarı 3 kırmızı kart gören bir oyuncudan bahsediyoruz. Muhtemelen Premier Lig'de de bu sezon 7-8 sarı kartın altına düşmeyecektir. Ama G.Saray orta sahasındaki en büyük eksikliği tamamlayacaktır. Arda'lı, Elanolu yumuşak orta sahanın 2 kat dirençli olmasını sağlayacak. Her maçın en çok koşan oyuncusu, en çok ikili mücadeleye giren oyuncusu, en çok faul yapan oyuncusu dolayısıyla rakibi en çok yıpratan oyuncu olacaktır.

Forma giydiği 3 takımda da kaptanlığa yülselen Cana'nın G.Saray'da Arda'nın kaptan olması ile 1. kaptan olma şansı yok ama kısa sürede taraftarımızın sevgilisi olacağına hiç şüphem yok. Lucas Neill gibi bu takımın saha içindeki kaptanı olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails