4.06.2011

26 Yıllık Özlem Sona Erdi!

Öncelikle şunu söyleyeyim bu yazı subjektif, tamamen taraflı, bir Ordulu olarak Orduspor'un Süper Lig'e çıkması üzerine yazılmış bir yazıdır.

Küçükken rahmetli babamdan Orduspor'un 1. ligde oynadığı yılları, hatta Avrupa kupasında maç yaptığı günleri çok dinlerdim. 90'lı yılların ortasında o zaman TRT'de '2. Lig Dosyası' diye bir program olurdu. Memleketimin takımı olan Orduspor da o zamanlar 2. ligde oynadığı için Orduspor'un maçına sıra gelmesini dört gözle beklerdim.

Zaman geçti, 1. ligin adı 'Süper Lig' olarak değişti, alttaki ligler A Kategorosi, B kategorisi diye değişti. Orduspor da 2002-2003 sezonunda B kategorisinde mücadele etti ilk olarak. 3 gruba ayrılan ve her grubun 1.sinin A kategorisine yükseldiği sistemde Orduspor 2002-2003'de mücadele ettiği B grubunu 7. sırada tamamladı. 2004-2005'te yine B grubunda mücade eden Mor-Menekşeler lider Sarıyer'in 6 puan gerisinde sezonu 4. sırada tamamladı.

2004-2005 sezonunda ise tarih Orduspor'un muazzam başarısını yazdı. Gençlerbirliği'nin pilot takımı Gençlerbirliği ASAŞ, Eskişehirspor, Karabükspor, Ünyespor, Eyüpspor gibi güçlü takımlarla aynı grupta olan Orduspor ligin ilk yarısını 6. sırada tamamladı. Yücel İldiz yönetimindeki takım 2. devrede oynadığı 17 maçın 17'sini de kazanarak sezonu 2. sırada tamamlayan Gençlerbirliği ASAŞ'ın 1 puan önünde A Kategorisi'ne yükseldi. O sezon Konya'da üniversitedeki ilk senem olduğu için finallerden sonra 1 hafta memlekete kaçmış, olaylı Eskişhirspor maçında stadyumda yer almıştım hatta.

A Kategorisi'ne Yücel İldiz ile devam eden Orduspor sezonu 6. sırada tamamlayarak henüz ilk sezonunda play-off oynamaya hak kazandı. Ankara'da oynanan play-off maçında ise yarı finalde Altay'a 1-0 yenilmiştik. 2006-2007, 2007-2008 ve 2009-2010 sezonlarını 8. sırada bitiren Mor-beyazlı takım, 2008-2009 sezonunu ise 10. sırada tamamlamıştı.

Bu sezona geçmiş sezonlarda olduğu kadar iddialı başlamamıştık. Sezona Uğur Tütüneker'le ve yaş ortalaması 25 olan genç bir takımla başlamıştık. Takımın 30 yaş üstündeki tek oyuncusu 31 yaşındaki Kürşat Duymuş'tu. İsim olarak bakıldığı zaman süper bir kadro olmasa da özellikle deplasmanda alınan iyi sonuçlar takımı üst sıralara taşımıştı.

İlk yarının son haftasında Ordu'da oynanan Denizlispor maçı kazanılsa ligin ilk yarısını lider tamamlayacaktık ama maç 0-0 bitince Denizlispor ve Rizespor'un 1 puan arkasında 3. sırada tamamladık devreyi. 19. haftada deplasmanda Giresun'dan alınan galibiyet ile ise ligin zirvesine kurulduk. 25. haftaya kadar ligin zirvesinden inmeyen Orduspor, direkt Süper Lig'e çıkmanın hesaplarını yaparken üstüste kaybedilen puanlar ve arkadaki takımlarla puan farkının az olması nedeni ile 28. haftada kendini 7. sırada buldu.

Son 7 haftada Uğur Tütüneker'in yerine gelen Metin Diyadin takımın başında çıktığı ilk 4 maçın tamamında berabere kalınca son 3 haftaya Orduspor 8. sırada girdi. İlk 2 iddiası kalmayan Mor-beyazlı takım üstüste Diyarbakırspor, Karşıyaka ve Denizlispor maçlarını kazanınca 5. sıradan play-off oynamaya hak kazandı.

Play-offta rakibimiz Çaykur Rizespor'du. TFF'nin her sene statüstünü değiştirdiği play-off maçlarında bu sezonki statü 3. ile 6. ve 4. ile 5. eşleşecek, çift maç üzerinden eleme maçı oynayacak, finale çıkan takımlar tarafsız sahada maç yapacaktı. Kadro kalitesi olarak Rize bizden daha iyi olduğu için açıkçası biraz endişelerim vardı. Hatta %51 onları favori görüyordum.

Ordu'da oynanacak ilk maç ayrıca tarihi bir maç olarak da hafızalara kazındı. Çünkü Ordu'da ilk kez gece maçı oynanacaktı. Bu sezon her maçta olduğu gibi 19 Eylül Stadı'nı tıklım tıklım dolduran taraftarlar 40 dakika içinde Rize kalesinde 4 tane gole şahitlik ettiler. İlk maçın 4-0 bitmesinden sonra Rize'deki maç formalite maçına döndü tabi. Rize taraftarları bile pek inançlı olmadıkları için stadın yarısını ancak doldurmuşları. O maçta da 3-1 öne geçsek de eski Rize'li Kürşat'ın kendi kalesine attığı golle maç kardeşçe 3-3 sonuçlandı :)

Finaldeki rakibimiz Gaziantep Büyükşehir Belediyespor olmuştu. Ligde Antep'te 0-0 berabere kalıp Ordu'da 4-2 yenildiğimiz Antep ekibinden açıkçası Tavşanlı Linyit kadar çekinmiyordum. TFF final maçının 20.000 kişilik Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynanmasına karar vermişti. İzin günüm Cumartesi olduğu için Pazar günü oynanan bu maç için Ankara'ya gidememenin burukluğunu yaşıyordum açıkçası.

Bu gibi play-off finallerinde stadın biletleri yarı yarıya satılır ama Orduspor taraftarı için ayrılan 10.000 bilet 1 saat içinde tükenince ekstra 5.000 bilet daha satışa çıkarıldı ve o biletler de kısa zamanda tükendi. Antep'lilerin yoğun ilgi göstermemesi ile 20.000 kişilik stadın 18.000lik kapasitesini Orduspor taraftarı doldurmuştıu.

Maç için yazılacak pek bişey yok. İlk yarıda Kostovski'nin ortasında Ahmet Kuru'nun direkten dönen topu ile biraz heyecan yaşadık. 2. yarıda oyunun kontrolü tamamen bizdeydi zaten. Galatasaray alt yapısından çıkan İrfan Başaran'ın maestroluğunda rakip kaleye yüklendikçe yüklendik ve golü de en güzel dakikada 88. dakikada Ahmet Kuru ile atarak maçı uzatmalara götürmeden şampiyon olduk.

Sezon başında 'Süper Ligin Ordusu Geliyor' diye bir sloganımız vardı ve 26 yıl aradan sonra yeniden 'Süper Lig'e yükseldik. Süper ligdeki ilk yılımızda kalıcı olur muyuz yoksa ilk senemizde düşer miyiz (Metin Diyadin kalacağı için ligde kalıcı oluruz diye düşünüyorum) orası bilinmez ama 25 yaşında olan ben bu heyecanı yaşadığım için bile tüm takıma sonsuz teşekkür ediyorum.

Bu arada başkan Nedim Türkmen'in şampyionluk kutlamalarında yaptığı '3 sezon sonra Avrupa kupalarında mücadele edeceğiz, 5 sezon sonra şampiyon olacağız' açıklaması için de birkaç şey söylemek istiyorum. Orduspor 1. lige ilk olarak 1975-1976 sezonunda çıkmıştı ve 1978-1979'da ligi 4. sırada tamamlayarak Avrupa kupalarında mücadele etmişti. Hatta UEFA Kupası'nda karşılaştığı Banik Ostrava'yı 2-0 yenmişti Ordu'da. Rövanşta 6-0 yenilmiştik ama olsun :)

1979-1980 sezonunu Galatasaray ve Beşiktaş'ın üstünde 7. sırada tamamlayan Orduspor, 1980-1981 sezonunda küme düşmüştü. 29 Mayıs 2011'den tam 28 sene önce 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar 1. lige yükselen Mor-Menekşeler 1983-1984 sezonunu 13. 1984-1985 sezonunu 9. sırada tamamlamış, 1985-1986'da ise 19 takımın yer aldığı ligi 18. sırada tamamlayarak küme düşmüştü. O tarihten sonra ilk kez yeniden Türkiye'nin en üst ligindeyiz.

Bank Asya 1.ligde güzel yıllarımız geçti ama tekrar oraya dönmemek umuduyla...

3.06.2011

Bank Asya 1.Ligde 2010-2011 Sezonun Ödülleri!

Bank Asya 1. Lig'de geride kalan 2010-2011 sezonunda sergiledikleri performansla ödüle layık görülen kulüp, teknik adam ve sporcular, Bank Asya 1. Lig Spor Ödülleri gecesinde ödüllerini aldı.

Lutfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen, Bank Asya'nın isim sponsorluğunda bu yıl 4'üncüsü düzenlenen ödül gecesinde Bank Asya 1. Lig jürisinin belirlediği, yılın en iyileri ve yılın 11'i şu şekilde oluştu:

Yılın Takımları: Mersin İdmanyurdu ve Samsunspor

Yılın Teknik Direktörleri: Nurullah Sağlam (Mersin İdmanyurdu) ve Hüseyin Kalpar (Samsunspor)

Yılın Futbolcusu: Adem Büyük (Mersin İdmanyurdu)

Yılın Genç Yeteneği: Kemal Tokak (Samsunspor)

Yılın Gol Kralı: Mbilla Etame (Adanaspor)

Yılın Yabancı Oyuncusu: Simon Zenke (Samsunspor)

Play-Off Yıldızı: Ahmet Kuru (Orduspor)

Yılın Yeniden Doğan Ödülü: Hakan Bayraktar (Samsunspor)

Fair Play Ödülü: Samsunspor

Jüri Özel Ödülü: Tavşanlı Linyitspor

Yılın 11'i: Ahmet Şahin (Samsunspor) - Erdem Özgenç (Boluspor), Kemal Tokak (Samsunspor), Joseph Baum (Mersin İdman Yurdu), Ersin Güreler (Çaykur Rizespor) - Mehmet Akyüz (Tavşanlı Linyitspor), Ali Çamdalı (Orduspor), Ramazan Altıntepe (Gaziantep Büyükşehir Belediyespor) - Mbilla Etame (Adanaspor), Adem Büyük (Mersin İdman Yurdu), Simon Zenke (Samsunspor)

1.06.2011

Avrupa Liglerinde Gol Kralları!

Geçtiğimiz haftasonu Fransa ve Danimarka liginde oynanan maçlar sonucunda soğuk ülkelerdeki ligler dışında Avrupa'nın tümünde ligler sona erdi. Şampiyonlar, Avrupa'ya gidecek takımlar, ligden düşen takımların yanı sıra sezonu 'Gol kralı' olarak tamamlayan futbolcular da belli oldu.

Cristiano Ronaldo'nun açık ara önde olduğu gol kralları listesini en çok gol atan oyuncudan en az gol atan oyuncuya göre listelediğimizde 14 Avrupa ülkesindeki gol kralları şu oyuncular oldu;

Cristiano Ronaldo (Real Madrid/İspanya) 40 gol

Mario Gomez (Bayern Münih/Almanya) 28 gol

Antonio Di Natale (Udinese/İtalya) 28 gol

Alex De Souza (Fenerbahçe/Türkiye) 28 gol

Alexandre Frei (Basel/İsviçre) 27 gol

Moussa Sow (Lille/Fransa) 25 gol

Dame N'Doye (Kopenhag/Danimarka) 25 gol

Djibril Cisse (Panathinaikos/Yunanistan) 24 gol

Hulk (Porto/Portekiz) 23 gol

Björn Vleminckx (Nec Nijmegen/Hollanda) 23 gol

Ivan Perisic (Club Brugge/Belçika) 22 gol

Carlos Tevez (Manchester City/İngiltere) 21 gol

Kenny Miller (Rangers/İskoçya) 21 gol

Roland Linz (Avusturya Vien/Avusturya) 21 gol

31.05.2011

Guardilo'ya Yıllık 36 Milyon Euroluk Teklif!

"Arap yağı bol bulunca orasına, burasına sürermiş" diye bir söz vardır ya tam da bu söze uygun bir haber olucak az sonra yazacaklarım.

Marca gazetesi, Barcelona'nın başında 3. sezonunu tamamlayan ve bu 3 sezonda tam 10 kupa (2 Şampiyonlar Ligi, 3 La Liga, 1 Kral Kupası, 2 İspanya Süper Kupası, 1 Süper Kupa, 1 Kıtalararası Kupa) kazanan Pep Guardiola için Katar milli takımının teklifte bulunacağını iddia etti.

2006 yılında futbolculuk kariyerini sonlandıran Guardiola 2003-2005 yılları arasında Katar'ın Al Ahli takımında forma giymiş, 2 sezonda 36 maçta 7 gol atarken Katar ülkesi tarafından da çok sevilen bir isim olmuştu.

2022 Dünya Kupası'nda ev sahibi olacak Katar'ın futbol federasyonu başkanı Hamad Bin Khalifa Bin Ahmed Al Thani, İspanyol teknik adamı 2013 yılında takımın başına geçirmek istiyor ve bunun için Guardiola'ya 1 yıl için 36 milyon euroluk bir teklif yaptı.

Tabi bu iddialar Marca gazetesine ait. Bu iddialar ne kadar doğru, Guardiola bu teklife ne cevap verir bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Guardiola için dünyanın en iyi teknik direktörü diyemeyiz. En iyi teknik direktörü olsa bile yılda 36 milyon euro çok abartılı bir miktar be :)

30.05.2011

Şampiyonlar Ligi'nin En İyi 11'i!

Şampiyonlar Ligi'nde bir sezon daha geride kalırken 'Uefa.com'da 2010-2011 sezonunda bu kulvarda forma giyen oyuncular için yapılan oylama sonucunda içerisinden 'En iyi 11' belli oldu.

Şampiyon Barcelona'dan ve finalist Manchester United'tan 3'er oyuncu bu 11'e girerken, Real Madrid'ten 2, Schalke, Shaktar ve Tottenham'dan 1 oyuncu 'Yılın 11'ine seçildi.

Lafı çok uzatmadan 'Şampiyonlar ligi yılın 11'indeki oyuncuları söyleyelim;

Van Der Sar (Manchester United)

Darjo Srna (Shaktar Donetsk)

Gerard Pique (Barcelona)

Nemanja Vidic (Manchester United)

Marcelo (Real Madrid)

Gareth Bale (Tottenham Hotspur)

Andres Iniesta (Barcelona)

Mesut Özil (Real Madrid)

Ryan Giggs (Manchester United)

Raul Gonzalez (Schalke 04)

Lionel Messi (Barcelona)

28.05.2011

Ateşli Taraftar Dediğin Böyle Olur!


3 gün önce oynanan Romanya kupası finalinde Steaua Bükreş ile Dinamo Bükreş karşı karşıya geldi ve maçtan 2-1'lik skorla Steaua Bükrei galip geldi.

Psikopatlık yönünden, sahaya yabancı madde atma yönünden Türk taraftarldan farkı olmayan Romanya taraftarlarının maç içinde attıkları meşale ise maça damga vurdu.

Sahaya attıkları şey için meşale demek de tam doğru olmaz aslında. Kız kaçıranın büyük ve daha çok ateşli versiyonu gibi birşey. Yerde kaç kere sektiğini kameralar bile yakalayamıyor :)

Final Maçı Öncesi Bilinmesi Gerekenler!


► Barcelona ile Manchester United tarihlerinde 11. kez karşı karşıya gelecek. Geride kalan 10 maçta her 2 takımda 3'er galibiyet alırken 4 maçta berabere sonuçlandı. Bu maçlarda Barcelona 17, Manchester United ise 14 gol attı.

► Barcelona ve Manchester United tarihlerinde 3. kez bir Avrupa kupası finalinde karşılaşacak. (1991 Kupa Galipleri Kupası Finali: M.United 2-1 Barcelona, 2009 Şampiyonlar Ligi Finali: Barcelona 2-0 Manchester United)

► İngiliz ve İspanyol takımları daha önce 15 kez Avrupa Kupası finallerinde karşı karşıya geldi. Bu 15 finalin 8'ini İspanyol takımları kazanırken 7 finalde de İngiliz takımları mutlu sona ulaştı. 15 finalin 5'i Kupa Galipleri Kupası, 4'ü Süper Kupa, 3'ü UEFA Kupası/Avrupa Ligi, 3'ü de Şampiyonlar Ligi/Şampiyon Kulüpler Kupası finaliydi.

► Şampiyonlar Ligi'nde en başarılı ülke İtalya. İtalyan takımları Şampiyonlar Ligi/Şampiyon Kulüpler Kupası tarihinde 26 kez final oynarken 12 şampiyonluk yaşadı. İspanyol kulüpleri 21 finalde 12 şampiyonluk kazanırken, İngiliz kulüpleri 17 finalde 11 kez şampiyon oldu. Almanya'nın 14 finalde 6, Hollanda'nın da 8 finalde 6 şampiyonluğu var.

► Şampiyonlar Ligi/Şampiyon Kulüpler Kupası'nı en çok kazanan takım 9 kez ile Real Madrid. Madrid'i 7 şampiyonlukla Milan, 5 şampiyonlukla Liverpool takip ediyor.

► Hem Barcelona takımının hem de Manchester United takımının bu kupada 3'er şampiyonlukları bulunuyor.

► Barcelona daha önce 6 kez final oynarken bunların 3'ünden galip ayrıldı. Manchester United'ın ise 4 finalde 3 şampiyonluğu var.

► Şampiyonlar Ligi/Şampiyon Kulüpler Kupası tarihinde 14 final uzatmalara kaldı. 14 maçın 4'ünde uzatmalar sonucunda kazanan takım belli olurken 9 maç penaltılara kaldı. 1974'te B.Münih ile A.Madrid finalinde kazananı ise 2 gün sonra oynanan tekrar maçı belirlemişti.

► Şampiyonlar Ligi finalindeki en farklı skor 1994'te Milan'ın Barcelona'yı 4-0 yenip şampiyon olduğu finalde alındı. En gollü final maçı ise 1960 yılında oynanan ve Real Madrid'in Eintracht Frankfurt'u 7-3 yendiği maç oldu.

► Şampiyonlar Ligi'ni üstüste 2 sezon kazanan son takım Milan (1989,1990) oldu. 1994'te şampiyon olan Milan, 1996'da şampiyon olan Juventus ve 2008'de şampiyon olan Manchester United, ertesi sezon finalde kaybederek üstüste 2. kez şampiyonluk yaşama şansını kaçırdı.

► Bu finalle birlikte Wembley Stadı'nda 6. kez Şampiyonlar Ligi finali oynanacak. Daha önceki 5 finalin 2'sini İngiliz takımları kazandı. (1963: Milan 2-1 Benfica, 1968: M.United 4-1 Benfica, 1971: Ajax 2-0 Panathinaikos, 1978: Liverpool 1-0 Club Brugge, 1992: Barcelona 1-0 Sampdoria)

► Wembley Stadı'nın yeniden açıldığı 9 Mart 2007 tarihinden bu yana Manchester United bu statta 9 maç yaptı. Manchester United bu maçlarda 5 galibiyet elde ederken, 9 maçın 5'i penaltılara kaldı.

► Bu finalle birlikte 11. kez finalist takımlardan biri kendi ülkesinde Şampiyonlar Ligi finaline çıkmış olacak. Daha önceki 10 finalin 7'sinde finali kendi ülkesinde oynayan takımlar şampiyon olmuştu.

► Barcelona, Avrupa kupaları tarihinde bugüne kadar 57 kez İngiliz takımları ile maç yaptı. İspanyol ekip bu maçların 23'ünü kazanırken 16'sında mağlup oldu 18 kez de sahadan beraberlikle ayrıldı. Bu 57 maçta 93 gol atan Barcelona kalesinde ise 69 gol gördü.

► Barcelona, İngiliz takımlarına karşı deplasmanda oynadığı 27 maçın sadece 6'sından galibiyetle ayrılırken 13 maçtan mağlup ayrıldı. Londra'da oynadıkları 9 maçta ise sadece 2 galibiyet alıp 4 kez de yenildiler.

► Barcelona, Londra'da oynadığı son maçta bu sezon Arsenal'e 2-1 mağlup olmuştu. Katalan ekibi Wembley Stadı'nda oynadığı son maçta ise 10 Ekim 1999'da Arsenal'i 4-2 yenmişti.

► Manchester United, Avrupa kupaları tarihinde bugüne kadar 40 kez İspanyol takımları ile karşılaştı. İngiliz ekibi bu maçlarda 11 galibiyet alırken 12 kez yenildi 17 kez de sahadan beraberlikle ayrıldı. Manchester United bu 40 maçta 52 gol atarken 56 gol yedi.

► 2009'da oynanan final maçından sonra Manchester United, Şampiyonlar Ligi'nde İspanyol ekipleri ile sadece 2 maç yaptı. Bu sezon gruplarda Valencia ile eşleşen United, deplasmandaki maçı 1-0 kazanırken, İngiltere'de 1-1 berabere kalmıştı.

► Manchester United şampiyon olduğu takdirde Şampiyonlar Ligi'ni 3. kez namağlup olarak şampiyon tamamlayacak ve bu alanda rekor kıracak. Manchester United (1998-1999, 2007-2008) dışında Ajax (1971-1972,1994-1995), Liverpool (1980-1981,1983-1984) ve Milan (1988-1989,1993-1994) 2'şer kez Şampiyonlar Ligi'nde maç kaybetmeden şampiyon oldu.

► Finale gelene kadar kalesinde sadece 4 gol gören Manchester United, Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan takımlar içinde en az gol yiyen 3. takım. 1995-1996'da Ajax, 2005-2006'da Arsenal toplamda 2 gol yiyerek finale kadar yükselmişti.


► Şampiyonlar Ligi'nde son 2 sezonun gol kralı (2008-2009:9 gol, 2009-2010:8 gol) olan ve bu sezonda attığı 11 golle gol krallığı hemen hemen kesin olan Messi 2 gol daha atarsa Şampiyonlar Ligi'nde bir sezonda en çok gol atan futbolcu olacak. Bu alanda rekor 2002-2003 sezonunda M.United forması ile 12 gol atan Ruud Van Nistelrooy'a ait.

► Barcelona'nın Arjantinli yıldızı Messi bugüne kadar İngiltere'de 10 kez Şampiyonlar Ligi maçına çıkarken bu maçların hiçbirinde gol atamadı.

► Bugüne kadar final maçında hat-trick yapan sadece 2 oyuncu oldu. Real Madridli Ferenc Puskas 1962 finalinde Real Madrid'in Benfica'ya 5-3 yenildiği maçta ve 1969 finalinde Pierino Prati Milan'ın Ajax'ı 4-1 yendiği maçta 3 gol attı.

► Milan forması giyen Daniele Massarı (1994), Dortmund forması giyen Karlheinz Riedle (1997), Milan forması giyen Hernan Crespo (2005), Milan forması giyen Filippo Inzaghi (2007) ve Inter forması giyen Diego Milito (2010) Şampiyonlar Ligi finalinde 2 gol atan futbolcular oldu.

► Real Madrid forması giyerken Raul (2000 ve 2002) ve Barcelona forması giyerken Samuel Eto'o (2006 ve 2009) 2 farklı final maçında gol atan oyuncular oldu.

► 1953-1964 yılları arasında Real Madrid forması giyen Alfredo Di Stefano Şampiyonlar Ligi finallerinde en çok gol atan futbolcu. 5 final maçında forma giyen Arjantinli golcünün toplam 7 golü var.

► Schalke ile oynanan ilk maçta fileleri havalandıran Ryan Giggs (37 yaş 148 gün), Şampiyonlar Ligi tarihinde gol atan en yaşlı futbolcu olmuştu. Giggs'ten önceki rekor bu sezon grup maçlarında Real Madrid'e gol atan Filippo Inzaghi'ye (37 yaş 86 gün) aitti.

► Barcelona maçı ile futbola veda edecek olan Van Der Sar (40 yaş 211 gün), Şampiyonlar Ligi finalinde forma giyen en yaşlı futbolcu olacak. Bir önceki rekor 2007 finalinde Liverpool maçında forma giyen Milanlı Paaolo Maldini'ye (38 yaş 332 gün) aitti.

► Manchester United, Barcelona'yı yenerek şampiyon olursa Alex Ferguson Şampiyonlar Ligi'nde bir takımla 3 şampiyonluk kazanan 2. teknik adam olacak. Liverpool teknik direktörü Bob Paisley (1977,1978,1981) daha önce bu kupada 3 şampiyonluk yaşamıştı.

► Alex Ferguson, Manchester United kariyerindeki ilk Avrupa kupasını Barcelona'yı yenerek almıştı. 15 Mayıs 1991'de oynanan Kupa Galipleri Kupası finalinde Manchester United, Barcelona'yı 2-1 yenmişti.

► Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan en yaşlı teknik direktör 1993 yılında Marsilya'yı şampiyon yapan Belçikalı teknik adam Raymond Goethals (71 yaş 232 gün). Manchester United şampiyon olduğu takdirde Alex Ferguson (69 yaş 148) şampiyonluk yaşayan en yaşlı 2. teknik adam olacak.

► Ottmar Hitzfeld (Dortmund 1997, B.Münih 2001), Ernst Happel (Feyenoord 1970, Hamburg 1983) ve Jose Mourinho (Porto 2004, Inter 2010) 2 farklı takımla Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan teknik direktörler oldu.

► Clarence Seedorf 3 farklı takımla Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan tek oyuncu oldu. Hollandalı futbolcu Ajax (1995), Real Madrid (1998) ve Milan (2003,2007) forması giyerken şampiyonluk yaşadı.

► 2006 finalinde Jens Lehmann ve 2008 finalinde Didier Drogba, Şampiyonlar Ligi finallerinde kırmızı kart gören tek oyuncular oldu.

► Şampiyonlar Ligi tarihinde forma giyen en yaşlı futbolcu Lazio forması giyen Marco Ballotta oldu. İtalyan kaleci 2007-2008 sezonunda forma giydiği Real Madrid maçında 43 yaşındaydı.

► Şampiyonlar Ligi tarihinde forma giyen en genç oyuncu Celestine Babayaro oldu. Nijeryalı oyuncu Anderlecht forması giyerken 23 Kasım 1994'te Steau Bükreş maçının 73. dakikasında oyuna girdiğinde 16 yaşındaydı.

27.05.2011

Celtic 2011-2012 Sezonu Deplasman Forması!

Fulham UEFA Avrupa Ligi'nde!


Resmi açıklama gelmediği sürece bu tarz konularda bundan sonra erken yazı yazmayacağım. Daha 2 gün önce yazdığım 'Küme düşen 2 takım UEFA Avrupa Ligi'nde' yazım şu anda geçerliliğini kaybetti bile.

Küme düşen takımlardan Birmingham City, Lig Kupası'nı kazandığı için gelecek sezon UEFA Avrupa Ligi'ne katılacak ama diğer küme düşen takım Blackpool'un UEFA'da oynayama ihtimali yok.

UEFA centilmenlik sıralamasında ilk 3'e giren ülkelerin o sezon en centilmen takımını ek kontenjandan Avrupa Ligi'ne dahil ediyor. İngiltere'de İsveç ve Norveç'le birlikte ilk 3'e giren ülkeler arasında.

Premier Lig'in son haftasında Fulhamlı Zoltan Gera, Arsenal maçında kırmızı kart görmüş ve twitter aleminde Fulham'ın fair-play sıralamasında Blackpool'un gerisine düştüğü ve Avrupa Ligi'ne katılma hakkını Blackpool'a kaptırdığı konuşuluyordu.

Bugün açıklanan 'Premier Lig fair-play puan durumunda' ise Fulham gördüğü o kırmızı karta rağmen Blackpool'un üstünde 4. sırada yer alıyor. İlk 3 sıradaki takımlar Chelsea, Tottenham, Manchester United lig sıralamarı nedeni ile gelecek sezon Avrupa kupalarında mücade edeceğinden dolayı bu hak otomatikmen Fulham'a geçmiş oluyor.

Aslında geçtiğimiz haftasonu maçlar oynandığı sırada Blackpool, Avrupa Ligi'ne gidiyor sözü dedikodudan ibaret değil. Çünkü; lig sonunda Fulham'ın 'Fair-Play liginde'ki puanı 316.0. Blackpool ise 315.8 puanla tamamlamış ve çok küçük bir puan farkıyla bu fırsatı kaçırmış. Manchester United maçında o tek sarı kartı görmeseler Fulham'ın önünde 4. olup Avrupa Ligi'ne katılabilirlerdi.

UEFA, her ne kadar Fair-Play kontenjanından en centilmen 3 ülkenin en centilmen takımlarını ek kontenjdan Avrupa Ligi'ne gönderse de bu 3 takım Avrupa Ligi'ne ilk ön eleme turundan başlayacak. Diğer bir deyişle ilk maçlarını Temmuz ayının ortasında oynayacaklar ve gruplara kalmak için 4 takım elemek zorunda kalacaklar.

Bakalım 2 sezon öncesinin Avrupa Ligi finalisti Fulham gelecek sene bu başarısını tekrarlayabilecek mi yoksa gruplara bile kalamadan elenecek mi ? Bekleyip göreceğiz...

26.05.2011

'Turkish Airlines' Yeni Reklam Filmi!


Barcelona ve Manchester United'ın resmi sponsoru olan Türk Hava Yolları, Manchester Uniedlı futbolcular Wayne Rooney, Darren Fletcher, Nani, Rafael&Fabio Da Silva kardeşler ve Chris Smalling'in rol aldığı yeni bir reklam filmi çekmiş.

Reklamın ana teması uçak içinde uyulması gereken kurallar ve tehlike anında yapılması gerekenler.

Wayne Rooney ve ikizlerin oyunculuk performansına bayıldım :)

PSG 2011-2012 Sezonu Deplasman Forması!

25.05.2011

Drogba İçin Bahisler Açıldı!

Yaz transfer döneminde Chelsea'den ayrılması neredeyse kesin olan Didier Drogba'nın hangi takıma gideceğini herkes merakla beklerken İngiliz bahis sitesi 'Skybet' Fransız golcünün hangi takıma gideceğina dair bir bahis açmış.

Aynı site geçen sene Ağustos ayının ortasında Robinho'nun hangi takıma transfer olacağı ile ilgili bir bahis açmış ve Fenerbahçe'ye 1'e 1.25, Beşiktaş'a ise 1'e 3.00 oran belirlemişti. Transfer döneminin kapanmasına saatler kala Milan'a imza atan Brezilyalı yıldız, bunu tahmin eden kişilere 1'e 11'lik bir kazanç sağlatmıştı.

Geçen sene olduğu gibi Skybet'in bu sene de favorisi yine bir Türk takımı. Bu sefer ki favori takım Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin aksine Galatasaray. Türkiye içinde sürekli Drogba'nın Galatasaray'a geleceğinin söylenmesi, hatta Ünal Aysal'ın Londra'da olduğuna dair çıkan söylentiler bu transferde bahis açısından Galatasaray'ı favori yapmış.

Bu bahis ilk açıldığında Galatasaray, Drogba'nın gideceği kulüpler içinde gözükmüyordu. Bugün öğlen saatlerinde ilk olarak 1'e 4.5 oranla sarı-kırmızılı ekip bu bahiste en favori 2. takım olarak listeye girdi. Aynı saatlerde 1'e 1.25 oranı ile Real Madrid açık ara favori gözüküyordu.

Akşam saatlerinde bahis oranlarındaki değişiklik ise sanki Drogba, Galatasaray'a imza attı gibi bir his uyandırdı içimde. Real Madrid'in oranı 1'e 2'ye yükselirken, Galatasaray'a verilen oran 1'e 1 oldu. Diğer bir deyişle Galatasaray'a bahis kapandı.

Gerçekten Drogba ile anlaştık mı anlaşmadık mı bilmiyorum ama geçen sene Skybet, Robinho transferinde fena patlamıştı. Bu sezon G.Saray tahminleri tutar mı yoksa sürpriz şekilde başka bir takıma mı transfer olur bunu zaman gösterecek.

İşte Drogba'nın 2011-2012 sezonunda hangi takımda oynayacağına dair açılan bahis oranları;

Galatasaray: 1.00
Real Madrid: 2.00
Manchester City: 6.00
Marsilya: 8.00
Moncao: 14.00
Inter: 14.00
Milan: 14.00
Tottenham: 16.00
Herhangi bir ABD ligi takımı: 20.00
Liverpool: 25.00

David Beckham Yeniden Old Trafford'ta!

Manchester United'a transfer olarak değil ama Gary Neville'ın jubile maçı için İngiltere'ye gelmiş David Beckham.

1992 jenerasyonundan birçok futbolcunun forma giydiği jubile maçında Manchester United, Juventus'a 2-1 yenildi.

David Beckham'ın yanı sıra bu maçta Manchester United'ın eski futbolcularından Nicky Butt, ve Phil Neville ile 1992 yılında A takıma yükselen oyunculardan ve Gary Neville ile yıllarca aynı sahada forma giyen Ryan Giggs, Paul Scholes da forma giydi.

1975 doğumlu olan Gary Neville 1991 yılında girdiği Manchester United'ta 1992 yılında profesyonel sözleşmeye imza atarken tam 19 sene aralıksız olarak forma giydi. Geride bıraktığı 19 senede 400 maça çıkan Gary Neville, 8 lig, 3 FA Cup, 2 Lig Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı.

Bu arada Beckham'a da Manchester United kırmızı çok yakışıyormuş :)

Küme Düşen 2 Takım UEFA Avrupa Ligi'nde!


İngiltere Premier Lig'in son haftası muhteşem bir ligde kalma savaşına dönüştü. Maçların başlama düdüğü ve bitiş düdüğü arasında geçen 2 saatte tam 14 kez son 2 sıradaki takımlar değişti. Maçlar bittiğinde West Ham United'tan sonra düşen diğer 2 takım Blackpool ve Birmingham oldu.

Bu 2 takım belki ligde kalamadı ama muhtemelen dünyanın hiçbir yerinde daha önce görülmemiş ve kolay kolayda görülemeyecek bir olaya imza attılar. Gelecek sezon Championship'te mücadele edecek olan Blackpool ve Birmingham aynı zamanda UEFA Avrupa Liginde'de İngiltere'yi temsil edecek.

27 Şubat 2011 tarihinde oynanan Lig Kupası finalinde Arsenal'i 89. dakikada Martins'in attığı golle 2-1 yenen Birmingham City, kupa kontenjanından Avrupa Ligi'ne katılmaya hak kazandı. Alex McLeish'in öğrencileri son hafta Tottenham'dan 90. dakikada gol yiyip sahadan 2-1 mağlup ayrılmasa averajla ligde kalmayı başaracaktı.

Bana göre bu sezon Premier Lig'in en renkli takımlarından olan Blackpool da son hafta Old Trafford'ta mucize peşinde koştu. Manchester United'ı yenmeleri halinde ligde kalacak olan turuncu-beyazlı ekip 4 sezon önce West Ham United'ın yaptığını yapmaya çok yaklaştı. 1-0 geriye düşmelerine rağmen 57. dakikada 2-1 öne geçen Blackpool sadece 6 dakika maçı önde götürürken üstüste yediği gollerle sahadan 4-2 mağlup ayrıldı ve ligden düştü.

UEFA'nın her sezon bir ülkeye verdiği fair-play kontenjanı ile o ülkenin en centilmen takımı ertesi sezon UEFA Avrupa Ligi'ne doğrudan katılıyor. Bu sezon da o kontenjan İngiltere'ye verildi ve gelecek sene İngiltere Avrupa Ligi'nde 4 takımla mücadele edecek.

Son hafta maçları öncesinde İngiltere'nin Fair-Play liginde zirvede Tottenham yer alıyordu. Tottenham lig sıralaması ile Avrupa Ligi'ne katıldığı için otomatikmen o hak 2. sırada olan Fulham'a geçmişti. Fulham son hafta Arsenal karşısında kırmızı kart görmezse ya da taraftarları olay çıkarmazsa gelecek sene Avrupa Ligi'nde mücadele etme hakkı kazanacaktı.

Arsenal karşısında 71. dakikayı 2-1 önde geçiren Fulham'da o dakika içinde Zamora'nın yerine Zoltan Gera oyuna girdi. Macaristanlı futbolcu oyuna girdikten 4 dakika sonra direkt kırmızı kart görünce Fulham'ın Avrupa hayalleri suya düştü ve Blackpool, Fair-Play liginde Fulham'ın üstüne çıkarak bu kontenjandan yararlanan takım oldu.

Belki de bu kaderin bir cilvesidir. Ligden düşmesine en çok üzüldüğüm takımlardan biri olan ve bu sezon neredeyse tüm maçlarında izletene keyif verdiren, oynadığı oyundan keyif alan Blackpool'u seneye umarım bir Türk takımı ile aynı grupta görebiliriz Avrupa Ligi'nde.

23.05.2011

Bundesliga'da Yılın Futbolcusu Nuri Şahin!

Almanya 1. Futbol Ligi (Bundesliga) takımlarında oynayan futbolcular, sezonun en iyi oyuncusu olarak Borussia Dortmund'dan Real Madrid'e transfer olan milli futbolcu Nuri Şahin'i seçti.

Spor dergisi Kicker tarafından her sezon sonunda futbolcular arasında yapılan araştırmaya göre, Bundesliga oyuncuları yüzde 46,1 oranla Nuri'yi en iyi oyuncu olarak gösterirken, Nuri'yi yüzde 18,7 oran ile takım arkadaşı Mario Götze izledi.

Sezonun en kötü hakemi olarak da Türk kökenli Bundesliga hakemi Deniz Aytekin yüzde 32,9 oranla seçilirken, en iyi hakem de yüzde 34,3 oran ile Florian Meyer seçildi.

En iyi kaleci yüzde 70 gibi büyük bir oranla Alman Milli Takımı kalecisi Manuel Neuer olurken, en iyi teknik direktör de yüzde 40,4 oran ile Borussia Dortmund Teknik Direktörü Jürgen Klopp seçildi. Hannover 96 takımının teknik direktörü Mirko Slomka yüzde 26 oran ile ikinci oldu.

En kötü teknik direktör de yüzde 34,2 oranı ile Wolfsburg Teknik Direktörü Felix Magath seçilirken, ikinci en kötü teknik direktör de yüzde 28,5 oran ile, Eintracht Frankfurt'u 2. Lige düşmekten kurtaramayan Christoph Daum oldu.

2012 Avrupa Şampiyonunun hangi ülke olacağı şeklindeki bir soruya karşılık da Bundesliga oyuncuları yüzde 49,3 oran ile Almanya derken, İspanya'nın Avrupa Şampiyonu olacağına inananların oranı yüzde 39,6 oldu.
Related Posts with Thumbnails