11.06.2009

"EL GALACTİCOS -2" Geliyor!


2000'li yılların başında Real Madrid fırtınası ediyordu Avrupa futbolunda. Her sene yapılan 1 tane flaş transfer ile Madrid ekibinin lakabı "El Galacticos" olmuştu. O zaman kadroya katılan yıldızları hatırlayalım:

Roberto Carlos - Figo - Ronaldo - Zidane - Beckham

2002 senesinde Devler Ligi'ni aldıktan sonra, o kulvarda sürekli düşüş yaşayan ve son 5 senedir 2. turda elenen Real Madrid'te Florentino Perez ipleri tekrar eline aldı.

Bir önceki başkan Roman Calderon'un seçimlere hile karıştırması ile olağan seçime gidilen Real Madrid'te başkanlık koltuğuna oturan Florentino Perez, transfer piyasasına da hızlı girdi.

Ocak ayında M.City'e gideceği söylentisi gündemi meşgul eden ama takımdan ayrılmayan Kaka'yı 65 milyon euroyu takımına transfer ederken, 2. bomba da bugün patladı.

İlk resimde görüleceği üzere (Manchester United'ın resmi sitesinin haberi), C.Ronaldo, Real Madrid'e çok yakın. Manu, 80 milyon pound (93 milyon euro) karşılığında C.Ronaldo'yu Madrid ekibine vermeyi kabul etti. Bundan sonra iş C.Ronaldo ve Madrid ekibindeki görüşmeler de belli olacak olsa da geçen yazdan aklımızda kalan Ronaldo'nun açıklamaları ile bu transfere de bitti gözü ile bakabiliriz.

Sahasında Barcelona'dan 6 yiyen, Devler Ligi'nde son 5 senedir hüsrana uğrayan Real Madrid, bu transferler ile duracak gibi gözükmüyor.

David Villa'nın transferi de büyük ihtimal bitti gibi. 38 milyon euroluk bir bonservis bedeli konuşuluyor. Ribery transferinde de büyük yol katedildi gibi gözüküyor.

Sözümüzü Perez'in rüya 11'i ile bitirelim.

Casillias - Sergio Ramos, Raul Albiol, Pepe, Marcelo - Ribery, David Silva, Xabi Alonso, Kaka - David Villa, Cristiano Ronaldo


Böyle Protesto Görülmedi!

Konya 2. Amatör Küme B Grubu'nda oynanan lig müsabakasına sahaya yansıyan ilginç görüntüler damgasını vurdu.

B Grubu'nda Pazar günü oynanan ve olaylı biten müsabaka sonrası 10 futbolcusu birden idari tedbirli olarak ceza kuruluna sevk edilen Doğanbey Belediyespor, ikincilik umutlarını yitirince Beyşehir'deki Soğla sahasına alınan bir sonraki lig maçında hakem camiasına yönelik ilginç bir protesto gerçekleştirdi. Hulusi Akırşan, Kamil Karakut ve Evren Özkul'dan oluşan hakem triosunun yönettiği karşılaşmaya çıkaracak onbir bulamayan mavi-beyazlı Doğanbey Belediyespor, sahaya 9 futbolcu ile çıkabildi. İki oyuncu eksiği ve yedek oyuncularından yoksun bir kadroyla müsabakaya başlayan mavi-beyazlıların rakibi ile oynadığı karşılaşma sadece 15 dakika sürebildi. 4.dakikada Mücahit'in attığı golle Durak Ömer Akkanat YİBO 1-0 öne geçerken, bu dakikadan sonra Doğanbey Belediyesporlu futbolcuların ilginç şovu başladı. 5 ve 6 numaralı formayı giyen futbolcular Hüseyin Yapıcı ile Ahmet Cirik'e gelen her pasta bu futbolcular topu sürekli elleriyle oynadı. Golü yedikten sonra santra vuruşunun ardından topu elinde sektirerek rakip kaleye doğru yönelen ve eliyle gol atan Ahmet Cirik'e hakem önce sarı kart gösterdi. Aynı futbolcu, 10. dakikada kendi kalesine de gol atarak skorun 2-0 olmasına neden oldu. Müsabakadaki tutumunu sürdüren Cirik'i hakem çift sarı karttan oyun dışı bıraktı. Doğanbey Belediyesporlu futbolcu ise hakeme tepkisini üzerinden çıkardığı çikolata ve sakızlardan çıkan paraları üzerine savurarak gösterdi. Yerlere savrulan kağıt paraları rakip oyuncular saha dışına çıkardı. Bu arada, takımda 5 numaralı formayı giyen Hüseyin Yapıcı da topu sürekli olarak elle oynayıp dışarı atınca hakem tarafından önce sarı, ardından kırmızı kartla cezalandırıldı. Yapıcı ise kendisine gösterilen kırmızı karta tozluğundan çıkardığı siyah kartla karşılık verdi. Kırmızı kart gösterdiği oyuncunun kendisine siyah kart göstermesi karşısında hakem Hulusi Akırşan kısa süreli bir şaşkınlık yaşarken, bu futbolcu daha sonra sahayı terk etti.

TAKIM 6 KİŞİ KALINCA MAÇ TATİL EDİLDİ

Sahada bu gelişmeler yaşanırken mücadeleye 7 kişi olarak devam etmek zorunda kalan Doğanbey Belediyespor'da 15. dakikada Mustafa Güral sakatlandı. Sahaya giren sağlık görevlilerinin çizgi dışına çıkartarak tedavisine başladığı anda müsabaka durdu. Rakip oyuncuların Doğanbey Belediyesporlu futbolcu sayısının 6 olduğunu ve kurallar gereği bu şekilde mücadelenin devam edemeyeceğini hatırlatması üzerine, saha kenarına koşarak gelen hakem Hulusi Akırşan oyuncunun müsabakada devam edemeyeceğini belirtmesi üzerine karşılaşmayı skor levhasının 2-0'ı yansıttığı anda tatil etti. Yardımcı hakemleri yanına çağırarak ilginç gelişmelerin yaşandığı müsabakayı ancak 15 dakika oynatabilen hakem triosu, daha sonra güvenlik güçleri eşliğinde soyunma odasına götürüldü

OLAYLI MAÇIN TAMAMINI İHA KAMERAMANLARI ÇEKMİŞ



6.06.2009

Bu Gol Tarihe Geçer!

Futbolda en nankör mevkii kaleciliktir. Maçta yıldızlaşsanız da yapacağınız bir hata sizleri tarihe geçirebilir, hatta rezil edebilir! Birazdan izleyeceğiniz görüntülerde olduğu gibi.

Hepimiz video portallarında komik golleri izlemişizdir. İşte o izlediğimiz videolarda yer alan gollerin bir benzeri bu hafta Norveç II. Ligi'nde kaydedildi.

Skeid Oslo ile LovHam takımları arasında oynanan maçta, ev sahibi Skeid Oslo'nun kalecisi Beau Molenaar inanılmaz bir hata yaptı. Rakip atakta ceza sahası içinde topa sahip olan Molenaar, yardımcı hakemin ofsayt bayrağını kaldırması üzerine topu önüne yuvarladı ve atış için beklemeye başladı. Ancak karşılaşmanın hakemi, yardımcısının uyarısını 'gördüm' diye kabul etmiş ve avantaj kuralını devreye sokarak pozisyonu devam ettirmişti. Serbest atış kullanacağını zanneden Oslo kalecisinin bu ikramını LovHam forveti Arve Walde geri çevirmedi ve tarihe geçecek gollerden birini kaydetti.

İŞTE O GOL

Sevinci Abartınca Ölüyorlardı!


Brezilya'daki Sertaozinho adlı futbol takımının aynı adlı bölgede attığı şampiyonluk turunda facianın eşiğinden dönüldü.

Üstü kapatılan bir kamyonun tepesinde taraftarlarını selamlayan Sertaozinholu futbolcular bir anda kamyonun devrilmesiyle ölümle burun buruna geldiler.

O sırada kayıtta olan bir amatör kamera ise kamyonun devrilme anını saniye saniye görüntülemeyi başardı. Kamyonun düz yolda neden devrildiği anlaşılamazken olay sırasında kamyonun tepesinde bulunan 29 futbolcu çeşitli yerlerinden yaralandı.

İŞTE OLAYIN VİDEOSU

5.06.2009

Galatasaray'ın Yeni Hocası Frank Rijkaard

Haberi Uefa.com manşetten geçti. Yönetim sağ gösterip sol vurdu resmen. 2 yıllık imza atılacak Hollanda'lı hoca ile.

Alman ekolünden kurtulup "Total Futbol" oynayan Hollanda ekolüne geçmek güzel olacak.

Euro 200o'de Hollanda'nın futboluna hepimiz hayran kalmıştık. O milli takımın başında yer alan hocaydı aynı zamanda Rijkaard.

Barcelona ile 2 lig şampiyonluğu, 2 İspanya kupası ve 1'de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu var.

Hayırlı ve uğurlu olsun...

4.06.2009

2008-2009 Sezonun Arşivlik 15 Maçı

1- Chelsea 4-4 Liverpool


Devler Ligi'nde yarı finale kalacak takımların belirleneceği 4 eşleşmede sonucu en çok merak edilen karşılaşma şüphesiz 2 İngiliz takımını karşı karşıya getiren eşleşme idi. Anfield Road'ta oynanan ilk maçı konuk Chelsea 3-1 kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez ilk 11 çıkan Ivanovic bu maçta 2 gol atarken rövanş maçına herkes prestij gözü ile bakıyordu. 15 Nisan'da oynanan rövanş maçında Kırmızılar, 19. dakika da Aurelio'nun frikiğinde Cech'in büyük hatası ile, 28'te de Xabi Alonsonun penaltı golü ile 2-0 öne geçerek İstanbul ruhunu geri getiriyordu. "Üstad" Hiddink'in 36. dakikada Kalou-Anelka değişikliği ise ibreyi tekrar Maviler'e çevirdi. 51'de Anelka'nın sağ kanattan müthiş bindirmesi ve devamında yaptığı ortada Drogba'nın sihirli dokunuşu farkı 1'e indirdi. 57'de Alex'in İngilizler'in tabiri ile "unbelieveble frikiği ve 78'de Lampard'ın golü ile Chelsea öne geçerken herkes Liverpool'un oyundan koptuğunu düşünüyordu. Liverpool'lu oyuncuların içlerinde bir yerde olan "İstanbul ruhu" ile 81'te Lucas, 82'te Kuyt skoru 4-3'e getiriyordu. Perdeyi kapatan isim ise 90. dakika da Lampard olurken, Liverpool'lular Milan mucizesi gerçekleşemediği için, biz ise maçın heyecanı damağımızda kaldığı için üzüntülü idik.


2- Liverpool 4-4 Arsenal


Premier Lig tarihindeki ilk şampiyonluğuna çok yaklaşan Liverpool bu maç öncesinde üstüste 5 maç kazanmış ve Manu ile puan farkını 2'de tutmaya devam etmişti. 21 Nisan günü oynanan maçta Arshavin fırtınası 39. dakikada başlıyordu. İLk yarıyı Rus golcünün golü ile yenik kapatan Liverpool, 2. yarının ilk 7 dakikasında Torres ve Benayoun'un golleri ile 2-1 öne geçiyordu. Öne geçtiler geçmesine ama Arsenal'in ara transferin bitmesine 3 saat kala kadrosuna kattığı 1.72'lik Arshavin'i Liverpool savunması durduramıyordu. 67. ve 70. dakika da ağları havalandıran Arshavin Topçular'ı tekrar öne geçirdi. Torres 3 dakika sonra beraberliği sağlamasına rağmen 90'da Arshavin kendisinin ve takımının 4.golüne imza atarak Arsenal'i tekrar öne geçirdi. Benayoun'un maçın bitimine saniyeler kala attığı gol Arsenal'in 3 puan almasına engel olsa da Arshavin'in bu maçta tarihe geçmesine engel olamıyordu. Arshavin'in attığı her golden sonra parmağı ile kaçıncı golünü attığını göstermesi orjinal bir sevinç olmasa da Liverpool taraftarını kızdıracak boyuttta olduğu kesin.



3- Chelsea 1-1 Barcelona

28 Nisan'da oynanan Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında Chelsea'nin 80'lerden kalma katı savunmasını aşamayan Barcelona, 8 ay sonra ilk kez bir maçı gol atamadan tamamlamıştı. 8 gün sonra oynanan rövanş maçında Hiddink faktörü ve saha avantajı ile Chelsea favori gözükse de birçok insanın gönlünden Barcelona'nın finale çıkması geçiyordu. Henüz maçın 10. dakikasında Essien'in uzak mesafeden şutu gol olunca, Chelsea ilk maçtaki taktiğine geri dönüyor ve oyunu sıkıcı bir hale sokuyordu. 66'da Abidal'in kırmızı görmesi ile Barcelona 10 kişi kalıyor ve o an Guardiola'nın gözlerinden umutsuzluk iyice okunuyordu. Bir önceki turda yaptığı ustaca değişiklik ile turu getiren Hiddink, 72. dakika da Drogba'nın yerine Belletti'yi alarak 10 kişi kalan rakibine karşı farkı açmayı değil gol yememeyi düşünüyordu. Son dakikaya kadar bunda başarılı olan Hollanda'lı hoca bir şeyi unutuyordu. Futbolun adaleti son saniye de olsa işliyor; Iniesta'nın attığı gol Barcelona'ya turu getiriyor ve herkesin düşlediği Barcelona - Manchester United finali gerçeğe dönüşüyordu.




4- Barcelona 4-0 Bayern Münih

Bir önceki turda Sporting Lizbon'a 2 maçta 12 gol atan ve herkesi büyüleyen Bayern Münih. çeyrek finaldeki tek Alman temsilcisi olarak Barcelona'nın karşısına çıktı. Bu maçtan 4 gün önce ligde Wolfsburg'tan 5 gol yiyen Bayern'de işler Klinsmann için çok kötü gidiyordu. Koltuğu sallantıda olan Alman hoca için tek çıkar yol Devler Ligi'nde başarı elde etmekti. 8 Nisan'da oynanan maça Barcelona her zamanki gibi hızlı başlıyor ve ilk 12 dakika da Messi ve Eto'o ile skoru 2-0 yapıyordu. İlk yarı boyunca rakibine adeta top göstermeyen Barcelona, oyunu 30 metrelik bir alanda oynadı desek yanlış olmaz. Pozisyon bulmayı geçtik, Barcelona'nın yarı alanına bile gelemeyen Münih ekibi, 38'te Messi, 43'te de Henry'i durduramayınca soyunma odasına 4-0 geride giriyordu. Sezon boyunca rakiplerine saygılı olan ve fark iyice açıldıktan sonra pek fazla gol atmayan Barcelona'ya duacı olan Bayern Münih tarihi farktan da kurtuluyordu. Wolfsburg maçında kaleyi koruyan Rensing yerine bu maçta Butt'u koyan Klinsmann'ın gollerden sonra tepkisi "neden eşleştim Barcelona" ile şeklindeydi.



5 - Real Madrid 2-6 Barcelona

Real Madrid'te ki teknik direktörlük kariyeri ligin 14. haftasında bir Barcelona maçı ile başlayan Juande Ramos, o maçtan 2-0 mağlubiyetla ayrılmıştı. O hafta Barcelona'nın tam 12 puan gerisinde 6. sırada yer alan Real Madrid o maçtan sonra çıktığı 18 maçta 52 puan alarak El-Classico öncesi puan farkını 4'e indirmiş ve şampiyonluk yolunda iyice umutlanmıştı. 10. dakika da Higuain'in attığı golle 1-0 öne geçen Real Madrid, adeta uyuyan devi uyandırmıştı. Önce 18'te Henry ile beraberlik golü geldi. Bu golden 3 dakika sonra da Puyol Barcelona'yı öne geçirdi. Devrenin skorunu ise 36'ta Messi'nin attığı gol belirledi. İkinci yarıda da ilk golü atan Real Madrid, golleri sıralayan Barcelona oluyordu. 56'da Ramos'un farkı 1'e indiren golüne cevap 2 dakika sonra Henry'den geldi. İyice dağılan Real Madrid'e karşı 75'te Messi ile 5-2 öne geçen Barcelona, 83'te Pique ile maçın skorunu tayin etti. Barcelona'nın 6. golünün anlamı ligdeki 100. gol olduğu için farklı bir anlam da taşıyordu. Bu golü atan ismin ise ligdeki ilk golünü atan Pique olması ise kaderin bir cilvesi olsa gerek.



6 - Manchester United 1-4 Liverpool

14 Mart'ta Old Trafford'ta Manchester United, belki de şampiyonluğunu belirleyecek bir maça çıktı. 11 maçtır kazanan, son 15 maçında sadece 1 gol yiyen Manu, bu maçta Liverpool'u da yenmesi halinde aradaki puan farkını iyice açıcak ve şampiyonluk yolunda rakipsiz kalacaktı. 23. dakika da Ronaldo'nun penaltı golü ile Manu 1-0 öne geçse de bu gole 5 dakika sonra Torres ile cevap veren Liverpool maçı bırakmadı. 44'te Gerarrd'ın golü ile Benitez'in talebleri soyunma odasına 2-1 önde girdi. Maçta Torres'i durdurmakta başarılı olamayan Manu'da Vidic, İspanyol golcüyü gole giderken düşürünce kırmızı kartı gördü. Kazanılan frikik atışını Fabio Aurelio golle sonuçlandırırken, Kırmızı-Şeytanlar oyundan tamaman düşüyordu. Perdeyi kapatan ise 4 gün önce Real Madrid maçında son golü atan İtalyan oyuncu Dossena oluyor ve Liverpool, şampiyonluk yarışında Manu'yu takibini sürdürüyordu. Manchester United 10 Şubat 2008 tarihinden sonra Old Trafford'ta ilk lig mağlubiyetini alırken, Old Trafford stadına ilk kez Liverpool'dan 4 gol yiyordu.


Man Utd 1-4 Liverpool - The most amazing videos are a click away

7 - Liverpool 4-0 Real Madrid


Son 5 sezondur Şampiyonlar Ligi'ne hep 2. turda veda eden Real Madrid, 25 Şubat'ta sahasında karşılaştığı Gerrard'sız Liverpool'a 1-0 yenilince, Devler Ligi'nde yine hüsran ile karşı karşıyaydı. 2 hafta sonraki rövanş maçında az da olsa umudu olan Real Madrid, henüz 16. dakika da eski Atletico Madrid'li Torres'in golü ile yenik duruma düşünce çeyrek final umutlarını son 5 sene de olduğu gibi bir sonraki seneye taşıyordu. İlk maçta sadece son 2 dakika yer alan Gerrard, rövanşta bunun acısını çıkarırcasına bir oyun sergiliyor ve önce 28 ile 47. dakika da attığı gollerle farkı 3'e çıkarıyordu. Maçta son sözü ise 83. dakika da Torres'in yerine giren Dossena söylüyor ve bu sezonki ilk golünü kaydediyordu. Rakibini adeta eze eze yenen Liverpool'un karşısında belki de Iker Casillas'ın dışında bir kaleci olsaydı çok daha farklı skorla kazanmaları içten bile değildi.



8 - Arsenal 4-4 Tottenham

Yaz döneminde büyük paralar harcanarak alınan flaş transferlerle sezona ilk 4 hedefi ile başlayan Tottenham, bu maç öncesi 5 puanla ligin son sırasında yer alıyordu. Kötü gidişatın faturası Juande Ramos'a kesilmiş ve yerine Harry Redknappa getirilmişti. 62 yaşındaki kurt hoca, ilk maçında Arsenal deplasmanına çıksa da takımını maça cesaretli başlandırdı ve konuk ekip 13. dakika da eski Aston Villa'lı Bentley ile öne geçti. Londra derbisinde yediği erken golün etkisinden çabuk kurtulan Arsenal, iki savunma oyuncusu Silvestre(36) ve Gallas(46)'ın golleri ile 2-1 öne geçti ve 64'te de Adebayor'un golü ile farkı 2'ye çıkardı. Euro 2008'te Arshavin ile beraber Rusya'nın yıldızı olan Pavluychenko'nun yerine 65. dakika da oyuna giren Darren Bent, 67'de skoru 3-2'ye getirse de bir dakika sonra Van Persie farkı tekrar 2'ye yükseltiyordu. Arsenal'liler galibiyeti kutlamaya hazırlanırken 89'da Jenas orta sahadan aldığı topla ceza sahası önüne kadar gelip düzgün bir vuruşla skoru 4-3'e getiriyordu. 90+4'te ise Luka Modric'in ceza sahası dışından vuruşu direkten dönüyor, pozisyonu iyi takip eden Lennon'un vuruşu ile Tottenham mucizevi bir geri dönüş yapıyordu.

9 - Bayern Münih 2-5 Werder Bremen

Her zaman Almanya liginin golcü takımlarından olan Werder Bremen, ligin 5. haftasında Bayern Münih deplasmanına gidiyordu. 20 Eylül'de ki bu maçın favorisi kuşkusuz geçen sezonun Bundesliga şampiyonuydu. Ama boşuna dememişler top yuvarlaktır diye. 28 Nisan 2007'den beri Allianz Arena'da kimseye mağlup olmayan Bayern Münih, 30'ta Rosenborg, 45'te de Naldo'nun golleri ile soyunma odasına 2-0 geride geriyordu. 2. yarıda herkes Bayern'in geri dönmesini beklerken Werder Bremen fırtınası devam ediyor ve 54 ile 67. dakikalar arasında gelen 3 gol (Mesut, Pizarro, Rosenberg) ile skor bir anda 5-0 oluyordu. 71. ve 89. dakikada Bayern'in kaydettiği goller ise sadece farkın azalmasını sağlıyordu. Bu 2 golün sahibi de yazın Werder Bremen'den Bayern'e transfer olan ve oyuna 47. dakika da dahil olan Tim Borowski'den başkası değildi.



10 - Atletico Madrid 4-3 Barcelona

1 Mart'ta oynanan bu maçtan 1 hafta önce Barcelona, sahasında Espanyol'a 2-1 yenilmiş ve ligde 22 maç sonra ilk mağlubiyetini tatmıştı. Real Madrid'in az da olsa nefesini ensesinde hisseden Barcelona, maça hızlı başladı ve önce 19. dakika da Henry'nin, Arsenal günlerinden kalma golü ile 1-0 öne geçiyor, bu golden 12 dakika sonra Messi, her zamanki resitallerinden birini sunarak farkı 2'ye çıkarıyordu. Barcelona her ne kadar rahatladığını düşünse de Forlan'ın 32. dakika da ceza sahası düşünden attığı mükemmel gol Madrid ekibini maçtan koparmıyordu. Golden sonra ataklarını sıklaştıran Madrid, aradığı golü 2 pasta 56. dakika da Aguero ile buluyordu. 72. dakika da Barcelona, Henry ile bir kez daha öne geçmesine rağmen, maçı koparacak fırsatları değerlendiremeyor ve Atletico Madrid, 80. dakika da kazandığı penaltı golü ile skora tekrar denge getiriyordu. 89. dakika da Puyol gibi bir savunma oyuncusunu ekarte eden Aguero, Atletico'yu maçta ilk kez öne geçiriyor ve maçı da Madrid ekibi kazanıyordu. Maçtan önce 7 günlük oğlu (aynı zamanda Maradona'nın torunu), ile objektiflere poz veren Kun Aguero'ya anlaşılan oğlu çok uğurlu geldi.



11 - Wolfsburg 5 -1 Bayern Münih

Ligin 26. haftasında karşı karşıya gelen Wolfsburg ve Bayern Münih, 4 Nisan'da oynanan bu maça 48'er puanla giriyordu ve herşeyleri eşit olduğu için 2. sırayı paylaşıyorlardı. Ligin ilk yarısını 9. sırada bitiren Wolsburg son 7 hafta içerde dışarda galip gelerek zirve yarışına ortak olmuştu. İç sahada 1 beraberlik dışında tüm maçlarını kazanan Felix Magath'ın öğrencileri maçta da ilk golü bulan taraf oldu. 44. dakika da kornerden Gentner in golü ile öne geçselerde daha golün anonsu stadyumda yankılanıren Bayern'in Toni ile beraberlik golü geliyordu. 2. yarıya hızlı başlayan Wolfsburg oldu.Bosnak golcü Dzeko 63 ve 65. dakikalarda farkı 2'ye çıkardı. Tüm hatları ile bastıran Bayern karşısında, hızlı oyuncuları Muslimovic ve Grafite'yi iyi kullanan ev sahibi ekip te Grafite 74 ve 77. dakika da fileleri havalandırarak ligdeki gol sayısını 20 yaparken, farkı 4'e çıkarıyor, gol krallığında da zirveye oturuyordu. Özellikle maçın son golünde Grafite tüm Bayern defansını deli ederken, bitirişi de topukla yaparak sezonun en güzel gollerinden birine imza atıyordu.Bu maçla beraber ligde ilk kez liderlik koltuğuna oturan Wolfsburg, sezon boyunca o koltuktan inmeyerek şampiyonluğu da elde ediyordu.



12 - Roma 1-4 Juventus

Inter'i takibini uzaktan da olsa sürdüren Juventus, 4 maçlık galibiyet serisinin ardından 21 Mart'ta Olimpiyat Stadı'nda Roma'nın konuğu oluyordu. Zorlu geçmesi beklenen maçın ilk yarısını Juevntus 34. dakika da Iaquinta'nın attığı golle 1-0 önde kapatıyordu. Maçın 48. dakikasında Roma kornerden gelen bir pozisyonda Simone ile beraberliği yakalıyordu. Puan kaybına tahammulu olmayan Torino ekibinde Iaquinta 55. dakika da bulduğu golle skoru 2-1'e getiriyor, 68'te de Melberg'in kornerden attığı kafa golü ile iyice rahatlıyordu. Sezon sonunda futbolu bırakacak olan Nedved son 20 dakika da oyuna dahil olurken 74. dakika da jeneriklik bir gole imza atarak maça damgasını vurmayı başarıyordu. Bu statta oynanan son 5 maçın 4'ünü Juventus'un kazanırken, kötü geçen sezonda Roma'ya bir tekme de Juventus vuruyordu ve başkent temsilcisi ilk 4'e kalma yarışında iyice gerilere düşüyordu.



13 - Juventus 4-2 Milan

İki ezeli rakip Juventus ve Milan, 14 Aralık günü sezonun 16. haftasında karşı karşıya geldi. 2 takımında defansif özellikleri daha iyi olduğu için birçok otorite bu maçın kısır geçeceğinde hem fikirdi. Ancak beklenen olmadı ve maçı izleyen herkes futbola doyarken, 6 de gol gördü. Maçın henüz 16. dakikasında Juventus, Del Piero'nun penaltı golü ile 1-0 öne geçti. Kaka'nın yokluğunda Pato ve Ronaldinho'lu hücum hattına güvenen Milan, yüklenmeye başlarken 31. dakika da Brezilya'lı ele avuca sığmayan yıldızı Pato ile beraberliği yakaladı. Bu gole 3 dakika sonra Chiellini yanıt varırken, devrenin bitimine 4 dakika kala Amauri farkı 2'ye çıkarıyor, Juventus soyunma odasına rahat giriyordu. 52. dakika da Ambrossini'nin golü ile Milan umutlansa da 65. dakika da Zambrotta'nın gördüğü kırmızı kart maçı belki de koparan an oluyordu. 69'ta Brezilya'lı golcü Amauri skoru 4-2'ye getiriyor ve Juventus maçı 2 farkla kazanıyordu.



14 - Inter 3-3 Roma


1 Mart günü San Siro'da Roma'yı ağırlayan Inter, ligde Juventus'un 9 puan önünde lider olarak girmişti son 12 haftaya. Karşılıkla ataklarla başlayan maçta ilk golü Roma buluyordu. 22. dakika da Marco Motta'nın ortasında De Rossi kafa ile topu ağlarla buluştururken, bu golden 7 dakika sonra Norveç'li oyuncu Riise "sıfır" diye tabir edilen yerden hemde Julio Cesar'ın kapattığı köşeden düzgün bir vuruş yapıyor ve fark 2'ye çıkıyordu. 50. dakika da Mourinho'nun son gözdelerinden olan 19'luk Balotelli, Adraino'nun asistine düzgün bir vuruşla farkı 1'e indirse de 57. dakika da Roma bulduğu kontra-atakta Brighi ile skoru 3-1 yapıyordu. 62'te Balotelli kendi kazandırdığı penlatıda topu filelere gönderirken, bu sezon toplamda 3. golüne ulaşıyordu. 68. dakika da Stankovic'in yerine dahil olan yılların eskitemediği forvet Crespo, 79. dakika da 18 yaşındaki Santon'un ortasına mükemmel yükseliyor ve hem bu sezonki ilk golünü atıyor hemde Inter'e 1 puanı getiriyordu.



15 - Galatasaray 4-3 Bordeaux

2005'te oynanan İsviçre maçına benzer bir olay ile ekibimiz maça hırslı başlamış ama Bordeaux'un uzun topunda Meira'nın ıskalaması ile 9. saniye de Bellion'un golü ile 1-0 geriye düşmüştü. 15. dakika ya kadar golün şoku atlatılamasa da G.Saray oyuna ağırlığını koymaya başlıyordu. İlk yarının ortalarında Hakan Balta'nın ortasında Diawara'dan seken topun direkten dönmesi adeta golün habercisi gibiydi. Nitekim 43. dakika da Barış'ın ortasında Arda'nın vuruşu ile skor 1-1'e geliyordu. Golün üzerinden 2 dakika geçmemişti ki Kewell, Hagi'den sonra G.Saray'lıların özlediği güzellikte bir gol ile G.Saray'ı öne geçiriyordu. 2. yarıya da etkili başlayan G.Saray üstüste goller kaçırırken 64. dakika da Lincoln'ün harika asistinde Ard farkı 2'ye çıkarıyor herkes bitti bu iş diyordu. 55'te oyuna giren Cavenaghi'nin 73. dakika da yaptığı asistte Chamakh farkı 1'e indiriyordu. Bu golün şoku geçmemişti ki 75. dakika da Arjantin'li golcü, kaleci ile savunmanın hatasında topu önünde bulup beraberlik golünü atıyordu. Dakikalar tükendikçe beklenen gol gelmiyor ve umutlar tükenmeye başlıyordu. Maçtaki son pozisyon diyebileceğimiz bir korner atışında Lincoln, ortayı yapıyor, Bordeuax savunması topu uzaklaştırmak istiyor ama kısa düşüyordu. Top, Sabri'nin ayağına geliyor ve onun da gelişine vurduğu top ağlarla buluşuyor turu geçen Galatasaray oluyordu. 3 gün önce kadro dışı kalması gündemde olan Sabri, son dakika golü ile G.Saray'ı son 16'ya taşıyordu. Türk milleti olarak Euro 2008'te son dakika gollerine alışık olduğumuzdan ve kalplerimizi test ettiğimizden bu maçta kalpten gitme durumu da ülke genelinde meydana gelmiyordu.



2.06.2009

6 Yıl Aradan Sonra Gelen Şampiyonluk


Kimse Fenerbahçe ve Galatasaray çok kötü diye Beşiktaş şampiyon oldu demesin. Beşiktaş hakederek hemde 19 yıl aradan sonra çifte kupa ile sezonu tamamlamıştır.

Ertuğrul Sağlam namağlup olarak takımın başından gönderilince, zaten birçok kişi tarafından sevilmeyen Yıldırım Demirören'e yönelik eleştiriler iyice artmıştı. Başkanlığı boyunca belki de en doğru hamlesini yaparak takımın başında Mustafa Denizli'yi getiren Demirören, başkanlığı süresince ilk şampiyonluk sevincini de yaşamış oldu.

Başta herşey kötü başlamıştı. Ertuğrul Sağlam yönetiminde ilk 6 maçta 14 puan toplayan ve liderlik koltuğunda oturan Kara-Kartallar, Denizli yönetiminde çıktığı ilk 10 maçta 14 puan toplayarak ligin ilk yarısını 28 puanla 6. sırada tamamladı. Devre arasında takıma Bursaspor'dan 34'lük Yusuf ile Schalke'nin istikrarlı orta saha oyuncusu Ernst'i transfer eden Beşiktaş bunun semeresini çok geçmeden aldı.

Fikstür avantajı ile 2. yarıda çıktığı ilk 8 maçta 20 puan toplayan Beşiktaş, 2. sıraya yükselirken, kupada da yarı finale yükseldi. Sivas deplasmanında 1-1 berabere kalarak liderliğe yükselme şansını tepen Beşiktaş, 31. hafta da Ankaraspor deplasmanından 4-1'lik bir galibiyet çıkarırken, Sivas'ın sahasında İstanbul Belediye'ye yenilmesi ile ligin zirvesinin yeni sahibi oldu.

Liderliğinin 4. gününde kupa finalinde Fenerbahçe ile karşı karşıya gelen Beşiktaş 4-2'lik skorla hem ligdeki mağlubiyetin rövanşını almış, hem rakibinin özlemini 26 yıla yükseltmiş, hem de sezonun ilk kupasını kazanmıştı. Son 3 hafta hata yapmayan Beşiktaş, Türkiye Liglerindeki 12. şampiyonluğunu da elde etmiş oldu.

Aralık ayınca yoğun eleştirelere maruz kalan Mustafa Denizli, 3 büyük kulübü de şampiyon yapan hoca olarak tarihe geçerken, 6. sıradayken söylediği 26. hafta sözü ile herkesi bir kez daha ters köşe yaptı.

Geldiği gün neredeyse herkesçe eleştirilen Yusuf, kritik maçlarda kilidi açan isim olurken, Delgado'nun yedeği olur çok fazla oynayamaz diyenlere, Delgado'yu yedek bıraktırarak cevap verdi. Özellikle Eskişehir maçında Holosko'ya attırdığı (sezonun en güzel asisti) gol şampiyonluğu getiren gollerden biri oldu. Ernst'de orta sahaya büyük bir güç katarken Cisse ile iyi bir ikili oldu. Tello'nun da 10 numaralığa soyunması ve ligi 6 gol 11 asistle tamamlayarak, takımına büyük katkısı yapması, Bobo - Holosko ikilisinin son 8 maçta 9 gol kaydetmesi şampiyonluğu getiren diğer etkenler oldu.

3 puanlı sisteme geçildiğinden bu yana 71 puanla sezonun en düşük 2. puanlı (En düşük puanlı şampiyon 70 puanla Zico'nun Fenerbahçesi) şampiyon olan Beşiktaş, attığı 60 golle de en kısır şampiyonlardan biri oldu. Ligin ilk yarısını 6. sırada bitirdiği halde şampiyon olan ve Türkiye'de bu alanda bir ilk olan Beşiktaş büyük bir mucizeyede imza attı. (Wolfsburg'un ilk yarıyı 9. bitirip şampiyon olması ile Avrupa'da bu alanda ilk olamadı Beşiktaş)

31.05.2009

İtalya'da Şampiyon yine Inter Milan

Şampiyonluğunu 2 hafta önce Milan'ın, Udinese'ye yenilmesi ile ilan eden Inter, bugün TSİ 16.00'da San Siro'da Atalanta ile sezonun son maçına çıktı.

Sezonun son haftası olması nedeni ile tüm maçaların aynı anda başlaması yüzünden serviste Ntv Spor'da şampiyonun maçınımı yoksa Ntv'deki Fiorentina-Milan maçını izleyelim diye baya düşündük. İsim olarak diğer maç daha çok cezbetse de Inter maçının ilk 12 dakikasında gelen 3 gol, bu seçimde zorlanmamızı sağladı.

Bu maça her 2 takım rahat çıksa da Milano ekibinin ilk yarıdan alması gereken bir rövanş vardı. Sezonun ilk yarısında oynanan maçı Atalanta 3-1'lik skorla geçerek Inter'i bozguna uğratmıştı. İki takımda açık oynadığı için bol pozisyonlu, 7 gollü ve heyecan dolu bir maça tanık olduk.

İlk yarısı 2-2 biten maçın 53. dakasında Doni nefis bir frikik golü ile takımını 3-2 öne geçirdi. Bu maçta 2 gol atan Doni'nin sezonun ilk yarısındaki maçta da 2 gol attığını da belirtelim. 80'de Cambiasso, 81'de Ibrahimovic'in golleri ile Inter sahadan 4-3 galip ayrıldı ve sezonu 84 puanla şampiyon tamamladı. Inter bu sonuçla üstüste 4. toplamda da 17. lig şampiyonluğunu kazandı.

Mourinho'nun "yanlış hatırlamıyorsam Atalanta maçından sonra" bir sözü vardı Inter'li futbolculara. "3 sene önceki şampiyonluğunuzu şike skandalı ile kazandınız. 2 sene önceki şampiyonluğunuzda Juventus bir alt ligde, Milan -30 puan ile başlamıştı. Geçen seneki şampiyonluğunuzu da son haftada ancak kazanabildiniz" şeklinde. Mourinho'ya göre Inter hakederek bir şampiyoluk kazansa da Avrupa'da başarı gelmedi.

Son hafta öncesinde gol krallığı yarışında Di Vaio ile aynı golü bulunan Zlatan Ibrahimovic, bu maçta 2 gol atarak ligde 25 golle gol kralı oldu. Takımı son hafta kalan Bologna'lı Di Vaio ile, sezonu 5. sırada tamamlayan Genoa'nın golcüsü Diego Milito (seneye Inter Milan'da) 24 golle ligi tamamladılar.

Inter ile beraber Milan ve Juventus direk Devler Ligi'ne katılırken, sezonu 4. sırada bitiren Fiorentina ön eleme oynayarak Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya çalışacak. Genoa, Roma ve Lazio (İtalya kupasını kazandı), Uefa Avrupa Ligi'nde İtalya'yı temsil edecek takımlar olacak. Reggina ve Lecce'nin ardından düşen son takım ise Roma'ya deplasmanda 3-2 mağlup olan Torino oldu.

Maçla ilgili son önemli not ise Luis Figo'nun son maçı olmasıydı. Real Madrid, Barcelona, Inter gibi üst düzey kulüplerde yıllarca oynayan Figo harika bir veda ile 43. dakikada oyunan çıkarak futbola veda etti.

"Gönüllerin Şampiyonu" Camii

Sonunda bunu da yaptılar dedirtecek bir gelişme oldu Sivas'ta.

2 senedir ligimize renk katan Sivasspor'un teknik direktörü Bülent Uygun'un "Biz gönüllerin şampiyonuz", "Şampiyon biziz lider Beşiktaş" türevindeki açıklamalarından ilham alan bir dernek, yapımını sürdürdüğü camiye "Gönüllerin Şampiyonu Camii" adını vermeyi uygun görmüş.

Bülent Uygun "gönüllerin şampiyonu" lafının patentini alırmı merak ediyorum. Bu arada 2010 yılında bitecek bu caminin açılışını yapmaya gitmesi muhtemel Sivasspor takımı yine "gönüllerin şampiyonu Sivasspor" sıfatı ile mi gidecek, yoksa hakiki şampiyon olarakmı gidecek, bunu bize zaman gösterecek.

Stadyum Zemininden 18 Bomba Çıktı

Almanya'daki Mercedes-Benz Arena'nın zemininde patlamamış 18 bomba bulundu.

Bugüne kadar Pele, Maradona, Beckham, Klinsmann gibi yıldızlara ev sahipliği yapan, Dünya Kupası, Şampiyon Kulüpler Kupası finali gibi en önemli futbol organizasyonlarına sahne olan Almanya'daki Mercedes -Benz Arena'nın zemininde patlamamış 18 bomba bulundu.

Bombaların 1944'te İngiliz birliklerinin saldırısından kaldığı tahmin ediliyor. Büyük risk taşıdığı belirtilen bombaların temizlenmesi için staddaki yenileme çalışmaları durduruldu.

Yıldıray Baştürk'ün de forma giydiği Stuttgart'ın maçlarını oynadığı 58 bin kişilik statta yapılan zemin yenileme çalışmaları sırasında, sahanın yaklaşık 1.5 metre altında henüz patlamamış 18 bomba bulundu. Bombaların boyunun 1.5 metreye yaklaştığını belirten stat yöneticisi, zemin tamamen temizlenene kadar çalışmaların durdurulduğunu açıkladı.


27.05.2009

Dev Final Öncesinde Bilinmesi Gerekenler


Sonunda beklenen gün geldi çattı. Devler Ligi finali maçına tam tamına 19 saat kaldı. 2. tur eşleşmelerinden bu yana herkesin gönlünden geçen final olan ve kuralarda da finale kadar karşı karşıya gelmeyen Manchester United ve Barcelona takımları Roma Olimpiyat Stadı'nda karşı karşıya gelecek.

Bu maç öncesinde Manchester United'da cezalı olan Fletcher finalde oynamayacak şanssız isim olurken, Barcelona'nın her iki beki Dani Alves ve Eric Abidal cezaları yüzünden finalde olamayacaklar.

Lafı çok uzatmadan 2 takımın maça çıkması beklenen kadrosu ve Devler Ligi notları ile sözümüzü bitirelim...

MUHTEMEL 11'LER

BARCELONA
Victor Valdes
Caceres
Puyol
Pique
Sylvinho
Yaya Toure
Xavi
Iniesta
Messi
Henry
Eto'o

MANCHESTER UNITED
Van der Sar
Brown
Ferdinand
Vidic
Evra
Scholes
Carrick
Park
Ronaldo
Tevez
Rooney

STAT: Roma Olimpiyat Stadı
HAKEM: Massimo Busacca (İsviçre Futbol Federasyonu)
SAAT: 21.45
YAYIN: Star TV

DEVLER LİGİ TARİHİNDEN NOTLAR

Finalistlerden Manchester United'ın daha önce bu organizasyonda 3 kupası bulunurken, Barcelona ise 2 kez mutlu sona ulaştı.

EN ÇOK KAZANAN REAL MADRİD

İspanya'nın Real Madrid takımı, 1956, 1957, 1958, 1959, 1960, 1966, 1998, 2000 ve 2002 yıllarında olmak üzere toplam 9 kez mutlu sona ulaşarak, Avrupa'nın en büyük kupasını en çok kazanan takım oldu.

Mor-beyazlılar, 1962, 1964 ve 1981 yıllarında yaptıkları final maçlarında ise sahadan yenik ayrılarak kupaya uzanamamışlardı.

39 FARKLI TAKIM FİNAL OYNADI, 21'İ KUPA KAZANDI

Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük kupasında şimdiye dek 39 farklı takım final oynarken, bunlardan 21'i kupayı müzesine götürme başarısı gösterdi.

Kupayı Real Madrid 9, Milan 7, Liverpool 5, Ajax ve Bayern Münih 4'er, Manchester United 3, Benfica, Inter, Juventus, Nottingham Forest, Porto ve Barcelona 2'şer, Aston Villa, Borussia Dortmund, Celtic, Kızılyıldız, Feyenoord, Hamburg, Olympique Marsilya, PSV Eindhoven ve Steaua Bükreş de 1'er kez kazandı.

REKOR İTALYAN, İSPANYOL ve İNGİLİZLERDE

Eski adıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, 1992-1993 sezonundan bu yana Avrupa Şampiyonlar Ligi'ni şimdiye dek en çok İtalyan, İspanyol ve İngiliz takımları kazandı.

Her üç ülke takımları da 11 kez kupayı kazanırken, Alman ve Hollanda takımları 6'şar, Portekiz takımları 4, Fransız, Rumen, İskoç ve eski Yugoslav takımları da 1'er kez mutlu sona ulaştı.

Manchester United ile Barcelona arasındaki final sonrası İngiliz veya İspanyol takımları kupayı en çok kazanan ülke olacak.

BARCELONA VE MANU 10.KEZ KARŞILAŞIYOR

İspanya'nın Barcelona ile İngiltere'nin Manchester United takımları yarın İtalya'nın başkenti Roma'da oynayacakları Şampiyonlar Ligi finaliyle birlikte Avrupa kupalarında 10. kez karşı karşıya gelecek.

İlk olarak 1983-84 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda karşılaşan iki ekibin bugüne dek yaptığı 9 karşılaşmada Manchester United 3, Barcelona ise 2 kez kazanırken, 4 karşılaşma ise berabere sonuçlandı. Bu eşleşmelerde İspanyol takımı 15 gol atarken, İngiliz ekibi ise rakibine 14 golle yanıt verdi.

18 YIL SONRA FİNALDE KARŞILAŞIYORLAR

Manchester United ile Barcelona, tarihlerinde ikinci kez bir Avrupa kupası finalinde karşı karşıya gelecek.

İki takım daha önce 1990-91 sezonunda 15 Mayıs 1991'de Hollanda'nın Rotterdam kentinde Kupa Galipleri Kupası finalinde karşı karşıya gelmiş, İngiliz ekibi Hughes'ın attığı 2 golle rakibini 2-1 yenerek kupayı müzesine götürmüştü.

Avrupa'nın önde gelen kulüplerinden Barcelona ve Manchester United, yarın oynayacakları Avrupa Şampiyonlar Ligi finaliyle, tam 18 yıl sonra bir Avrupa kupası finalinde karşı karşıya gelmiş olacak.

İKİ TAKIMIN MAÇLARI

Barcelona ve Manchester United'ın Avrupa kupalarında birbirleriyle oynadığı maçlar ve sonuçları şöyle:

1983-84 - Kupa Galipleri Kupası çeyrek final:

Barcelona-Manchester United: 2-0, 0-3

1990-91 - Kupa Galipleri Kupası final:

Barcelona-Manchester United: 1-2

1994-95 - Şampiyonlar Ligi grup maçları:

Barcelona-Manchester United: 2-2, 4-0

1998-99 - Şampiyonlar Ligi grup maçları:

Barcelona-Manchester United: 3-3, 3-3

2007-08 - Şampiyonlar Ligi yarı final:

Barcelona-Manchester United: 0-0, 0-1

9 FİNAL; 5 İNGİLİZ, 4 İSPANYOL...

İspanyol ve İngiliz takımları, Avrupa kupaları tarihinde 9 kez karşı karşıya gelirken İngilizler 5, İspanyollar ise 4 kez mutlu sona ulaştı.

İngiliz takımlarından Tottenham Hotspur, Chelsea, Liverpool (2) ve Manchester United, İspanyol takımları ile oynadıkları finalleri kazanırken, İspanyol takımlarından Valencia, Real Zaragoza, Sevilla ve Barcelona da finallerde İngiliz ekiplerine üstünlük kurmayı başardı.

EN KÖTÜ SKORU BEŞİKTAŞ ALDI

Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde 2008-09 sezonu şampiyonu yarın oynanacak Barcelona-Manchester United maçıyla sahibini bulurken, bu kupanın en kötü rekoru Beşiktaş'a ait.

Siyah-beyazlılar, 2007-08 sezonunda mücadele ettikleri Şampiyonlar Ligi'nde, 6 Kasım 2007'de deplasmanda karşılaştıkları İngiltere'nin Liverpool takımına 8-0 yenilirken, bu skor Şampiyonlar Ligi'nin en farklı galibiyeti olarak da tarihe geçti.

Beşiktaş, ilk yarısını 2-0 geride kapadığı maçın ikinci yarısında 6 gole engel olamayınca sahadan 8-0 yenik ayrıldı ve bu sonuç Şampiyonlar Ligi'nin en farklı yenilgisi oldu.

''Kara kartallar'' ayrıca 2000 yılında yine bu ligde yine bir İngiliz takımı olan Leeds United karşısında da 6-0 yenilirken, bu mağlubiyet de Şampiyonlar Ligi'nin en farklı mağlubiyetleri arasında yer aldı.

İngiltere'nin Arsenal takımının Çek Cumhuriyeti'nden Slavia Prag'ı 7-0, İtalya'nın Juventus takımının da Yunanistan'ın Olympiakos ekibini yine 7-0 yendiği karşılaşmalar da Şampiyonlar Ligi'nin Liverpool-Beşiktaş maçından sonraki en farklı galibiyetleri oldu.

EN ÇOK OYNAYAN OYUNCU RAUL

Şampiyonlar Ligi'nde en çok forma giyen oyuncu Real Madrid'in kaptanı Raul Gonzales oldu.

Raul, 123 maçla ilk sırada yer alırken, Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, 120 maçla ikinci sırada yer aldı.

Barcelona ile oynanacak finalde forma giymesi beklenen Manchester United'ın İskoç futbolcusu Ryann Giggs ise 114 maçla üçüncü sırada bulunuyor.

EN ÇOK GOL ATAN DA RAUL

1992-93 sezonundan itibaren Şampiyonlar Ligi adı altında oynanmaya başlayan organizasyonda en çok gol atan futbolcu da Real Madridli Raul Gonzales.

Raul, oynadığı 123 maçta 64 gol atarken, PSV Eindhoven, Manchester United ve Real Madrid'de forma giyen Hollandalı futbolcu Ruud Van Nistelrooy, 56 golle ikinci sırada yer aldı.

Barcelona'da oynayan Fransız futbolcu Thierry Henry ise Monaco, Arsenal ve Barcelona formalarıyla 50 gol atarak, 3. sıraya yarleşti.

EN HIZLI GOL MAKAAY'DAN

Şampiyonlar Ligi'nin en hızlı golünü Hollandalı futbolcu Roy Makaay attı.

Makaay, Alman takımı Bayern Münih'in 7 Mart 2006'da İspanya'nın Real Madrid takımını 2-1 yendiği maçın henüz 10.03'üncü saniyesinde gol atarak, bu turnuvanın en hızlı golüne imza atmış oldu.

BİR SEZONDA EN ÇOK GOL ATAN NİSTELROOY

Şampiyonlar Ligi'nde bir sezonda en çok gol atan futbolcu Hollandalı Ruud van Nistelrooy oldu.

Nistelrooy, Manchester United'da forma giyerken 2002-03 sezonunda 12 gol atarak, bir sezonda en çok gol kaydeden futbolcu olarak tarihe geçti.

BİR MAÇTA 4 GOL BİRDEN ATANLAR

Şampiyonlar Ligi'nde bir maçta 4 gol birden atan 5 futbolcu bulunuyor.

Marco Van Basten, Simone Inzaghi, Dado Prso, Ruud Van Nistelrooy ve Andriy Shevchenko bir maçta 4 gol atan futbolcular olarak dikkati çekti.

EN HIZLI ''HAT TRICK''

Ligde en hızlı ''Hat Trick''i Blackburn Rovers forması giyen Mike Newell yaptı.

Newell, 6 Aralık 1995'te oynanan Rosenborg maçında 9 dakikada 3 gol birden atarak, en hızlı ''Hat Trick'' yapan futbolcu oldu.

En genç gol atan futbolcu, 1 Ekim 1997'de Rosenborg-Olympiacos maçında, fileleri havalandıran Peter Ofiriquaye olurken, bu futbolcu gol attığında 17 yaş 195 günlüktü.

Barcelona'nın genç yıldızı Bojan Krkic de geçen sezon Schalke 04'ü 1-0 yendikleri maçta 17 yaş, 217 günlükken gol attı ve bu kategoride 2. sırayı elde etti.

SEEDORF, 3 FARKLI KULÜPTE 4 KUPA KAZANDI

Şampiyonlar Ligi'nde rekorlara genelde Hollandalı futbolcular sahip olurken, yine bir Hollandalı olan Clarence Seedorf, 3 farklı kulüpte 4 kupa kazanan tek futbolcu olarak tarihe geçti.

Seedorf, 1995'te Ajax, 1998'de Real Madrid, 2003 ve 2007 yıllarında ise Milan formalarıyla Şampiyonlar Ligi kupalarını kaldırmayı başardı.

KUPA 1'İ KAZANAN EN YAŞLI VE EN GENÇ TEKNİK DİREKTÖR

Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ve Şampiyonlar Ligi'ni kazanan en genç teknik adam Jose Villalonga olurken, en yaşlısı ise Raymond Goethals.

Real Madrid, 1956 yılında kupayı kazanırken teknik direktörü Villalonga henüz 36 yaşından 185 gün almıştı. Olympique Marsilya'nın 1993 yılında kazandığı kupada takımın başında olan Belçikalı Raymond Goethals ise 71 yaş 232 gün ile kupayı kaldıran en yaşlı teknik direktör oldu.

14 FİNAL UZATMALARA GİTTİ

Kupa 1'de bugüne dek oynanan 53 finalin 14'ü uzatmalara gitti.

Bu finallerin 4'ünde uzatmalarda sonuç alınırken, 1'inde tekrar maçında şampiyon belirlendi. Sonuncusu geçen yıl olmak üzere 9 finalde ise kazanan penaltı atışları sonunda belli oldu.


FERGUSON BAŞLADIĞINDA, GUARDIOLA 3 YAŞINDAYDI


Alex Ferguson, 1974 yılında East Stirlingshire takımında teknik direktörlük kariyerine başladığında, Barcelona Teknik Direktörü Josep Guardiola henüz 3 yaşındaydı.

1941 doğumlu İskoç teknik adam, East Stirlingshire'dan sonra St. Mirren, Aberdeen ve İskoçya Milli Takımı'nı çalıştırdı. 6 Kasım 1986'da Manchester United'da göreve başlayan Ferguson, bugüne dek İngiliz takımının başında yer alarak, adeta bir istikrar abidesi oldu.

"SIR" TARİHE GEÇMEYE HAZIRLANIYOR

1986 yılından bu yana tam 23 yıldır Manchester United'ın başında yer alan ve başarıdan başarıya koşan Ferguson, Roma'daki finale kazanmaları halinde, bu kupayı 3 kezle en çok kazanan Bob Paisley'in rakoruna ortak olacak.

Kupa 1'i daha önce Manchester United'ın başında iki kez kazanan İskoç teknik adam, yarınki finalde 3. kez bu kupada mutlu sona ulaşmaya çalışacak.

Şampiyon Kulüpler Kupası, daha sonra da Şampiyonlar Ligi olarak oynanmaya başlayan Kupa 1'de Bob Paisley, İngiltere'nin Liverpool takımının başında 1977, 1978 ve 1981'de takımına kazandırdığı 3 şampiyonlukla, bu kupada en çok şampiyonluk yaşayan teknik adam oldu. Ferguson, takımının Barcelona karşısında kazanması durumunda Paisley'in rekoruna ortak olacak.

ÜST ÜSTE KAZANAN 10. TEKNİK ADAM OLACAK

İskoç teknik adam, kazanmaları durumunda Kupa 1'i üst üste kazanan 10'uncu, Şampiyonlar Ligi olarak oynanmaya başladıktan sonra da ilk teknik adam olacak.

Kupa 1'de daha önce teknik direktörler Jose Villalonga (1956-1957), Luis Antonio Carniglia (1958-1959), Bela Guttman (1961-1962), Helenio Herrera (1964-1965), Stefan Kovacs (1972-1973), Dettmar Cramer (1975-1976), Bob Paisley (1977-1978), Brian Clough (1979-1980) ve Arriggo Sacchi (1989-1990) iki kez üst üste kazanma başarısı göstermişti.

Ferguson, Manchester'ın başında 2 Şampiyonlar Ligi kupasının yanı sıra 1 Kupa Galipleri Kupası (1991), 1 UEFA Süper Kupa (1991), 1 Avrupa-Amerika Kupası, 1 FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası başarıları da yaşadı. Deneyimli teknik adam, İskoçya'nın Aberdeen takımını çalıştırırken de 1983'te Kupa Galipleri Kupası ile UEFA Süper Kupası'nın sahibi oldu.

PREMIER LİG BAŞARILARI

Premier Lig'de takımını 11 kez şampiyonluğa ulaştıran Ferguson, 5 kez FA Kupası, 3 kez de Lig Kupası şampiyonlukları yaşadı.

İngiltere'de 8 kez yılın menajeri seçilen ve ''Sir'' unvanı alan Ferguson, 1999'da da UEFA tarafından yılın teknik direktörü seçildi.

GUARDIOLA, İLK AVRUPA KUPASINA UZANMAK İSTİYOR

Avrupa'nın 1 numaralı kupasını daha önce futbolcu olarak kazanan Barcelona Teknik Direktörü Josep Guardiola, ilk teknik direktörlük deneyiminde bu kez teknik adam olarak kupaya uzanmaya çalışacak.

1992'de finalde İtalya'nın Udinese takımını 1-0 yenen Barcelona'nın kadrosunda yer alan Guardiola, 17 yıl aradan sonra bu kez teknik direktör olarak ikinci kez kupayı kaldırmaya çalışacak.

Futbolculuk yaşamında birer Şampiyon Kulüpler Kupası, Kupa Galipleri Kupası, UEFA Süper Kupa ve Olimpiyat altın madalyası bulunan Guardiola'nın, teknik adam olarak henüz Avrupa başarısı bulunmuyor.

FUTBOLCU VE TEKNİK ADAM OLARAK ŞAMPİYON OLANLAR

İspanyol teknik adam, Barcelona'nın şampiyon olması halinde bu kupayı hem futbolcu, hem de teknik adam olarak kazanan 6. kişi olacak.

Kupa 1'i hem futbolcu hem de teknik adama olarak kazananlar şunlar:

Miguel Munoz: Real Madrid 1956,1957 (Futbolcu), Real Madrid 1960,1966 (Teknik direktör)

Giovanni Trapattoni: Milan 1963, 1969 (Futbolcu), Juventus 1985 (Teknik direktör)

Johan Cruyff: Ajax, 1971, 1972, 1973 (Futbolcu), Barcelona 1992 (Teknik direktör)

Carlo Ancelotti: Milan 1989, 1990 (Futbolcu), Milan 2003 (Teknik direktör)

Frank Rijkaard: Milan 1989, 1990, Ajax 1995 (Futbolcu), Barcelona 2006 (Teknik direktör)


MANCHESTER UNITED CEPHESİ

İtalya'nın başkenti Roma'da oynanacak Şampiyonlar Ligi finalinde İspanya'nın Barcelona takımıyla karşılaşacak olan İngiltere'nin Manchester United takımının kadrosunda 20 yabancı futbolcu bulunuyor.

İngiliz ekibinde 4 futbolcuyla Brezilyalılar başı çekerken, 2'şer Portekizli, İtalyan ve İrlandalı, birer de Hollandalı, Polonyalı, Fransız, Sırp, Kuzey İrlandalı, Galli, Güney Koreli, İskoç, Bulgar ve Arjantinli oyuncu forma giyiyor.

EN GOLCÜLERİ

Manchester United'ın bu sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki en golcü futbolcuları Cristiano Ronaldo, Dimitar Berbatov ve Wayne Rooney oldu.

3 futbolcu da takımlarına ''Kupa 1''de 4'er gol kazandırırken, Manchester United'ın finale kadar yükselmesinde büyük pay sahibi oldular.

İngiliz ekibinin bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde attığı 18 golün 12'si bu üçlüden gelirken, diğer golleri ise Carlos Tevez (2), Ji-Sung Park, Ryan Giggs, John O'Shea ve Nemanja Vidic kaydetti.

YAŞ ORTALAMASI 24.93

Barcelona ile Roma'da dev finalde karşılaşacak olan Manchester United'ın kadrosunun yaş ortalaması 24.93.

Manchester United takımının en yaşlı oyuncusu Hollandalı kaleci Edwin van der Sar.

38 yaşı ile takımın en yaşlı futbolcusu unvanını elinde bulunduran van der Sar, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde 82. maçına çıkacak.

35 yaşında olan İskoç futbolcu Ryan Giggs ise Şampiyonlar Ligi'nde bugüne dek oynadığı 114 maçta 24 gol attı.

34 yaşındaki Paul Scholes ile Gary Neville de takımın tecrübeli futbolcuları olarak dikkat çekiyor.

İngiliz takımının en genç futbolcuları ise 17 yaşındaki Federico Macheda ve Davide Petrucci ile 18 yaşında olan Rafael, Fabio ve Welbeck.

KUPA DELİSİ MANCHESTER UNITED

Dünyanın önde gelen kulüplerinden biri olan Manchester United, bugüne dek 1 kez Şampiyon Kulüpler Kupası, 2 kez Şampiyonlar Ligi, 1'er kez de Kupa Galipleri, UEFA Süper, Avrupa-Güney Amerika, FIFA Dünya Kulüpler kupalarını kazandı.

1878 yılında kurulan Manchester United, ilk önemli başarısına 1967-68 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nı müzesine götürerek ulaştı. 1990-91 sezonunda Kupa Galipleri Kupası, 1991'de UEFA Süper Kupası'nı kazanan İngiliz ekibi, 1999'da Avrupa-Güney Amerika Kupası, 1998-99 ve 2007-08 sezonlarında da Şampiyonlar Ligi kupalarına uzandı.

Bu yıl da başarılı bir sezon geçiren Manchester United, FIFA Dünya Kulüpler ve İngiltere Premier Ligi şampiyonluğunu da elde etti.

LİGDE 18. ŞAMPİYONLUĞUNU KUTLADI

Manchester United, bu sezonu da şampiyonlukla kapatarak, Premier Lig'deki 18. şampiyonluğunu kutladı.

Lig şampiyonluklarının yanı sıra 11 Ulusal Kupa, 1 Ulusal Lig Kupası kazanan İngiliz ekibinin, 17 de Ulusal Süper Kupa başarısı bulunuyor.

263. AVRUPA MAÇINA ÇIKACAK

Manchester United, Barcelona ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi finali ile Avrupa kupalarındaki 263. maçına çıkacak.

''Kırmızı Şeytanlar'', daha önce oynadıkları 262 maçta 138 galibiyet, 71 beraberlik, 53 de yenilgi alırken, 468 gol atıp, 249 gol yedi.

İngiliz ekibi, Şampiyonlar Ligi'nde ise 152 maç yapıp, 80 galibiyet, 41 beraberlik, 31 de yenilgi elde etti. Şampiyonlar Ligi'nde 264 gol atan Manchester United, kalesinde ise 140 gol gördü.

MANU DEVLER LİGİ'NDE 25 MAÇTIR YENİLMİYOR

Şampiyonlar Ligi finalinde yarın İtalya'nın başkenti Roma'da yarın İspanya'nın Barcelona takımıyla karşılaşacak Manchester United, bu ligde 25 maçtır yenilgi yüzü görmüyor.

Şampiyonlar Ligi'ndeki son yenilgisini 2006-07 sezonun yarı finalinde 3-0'lık sonuçla İtalya'nın Milan takımı karşısında alan Manchester United, 2007-08 ve bu sezonda oynadığı karşılaşmalarda yenilgi yüzü görmedi.

Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ni kazanan İngiliz ekibi 13 maçta 9 galibiyet, 4 beraberlik alırken, bu sezon da 12 maçta 6 galibiyet, 6 da beraberlik elde etti.

Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde 18 gol atan Manchester United, kalesinde ise 6 gol gördü.

Villarreal, Aalborg ve Celtic'in bulunduğu gruptan 10 puanla lider çıkan Manchester United, daha sonra sırasıyla İnter, Porto ve Arsenal'i eleyerek finale yükseldi.

BARCELONA CEPHESİ

Şampiyonlar Ligi finalinde İngiltere'nin Manchester United takımıyla karşılaşacak İspanyol takımı Barcelona'nın kadrosunda 13 yabancı futbolcu bulunuyor.

Katalan ekibinde 2'şer Brezilyalı, Arjantinli, Fransız, birer de Uruguaylı, Meksikalı, Malili, Belarus, Fildişi Sahilleri, İzlandalı ve Kamerunlu oyuncu forma giyiyor.

EN GOLCÜSÜ MESSI

Barcelona'nın bu sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki en golcü futbolcusu Arjantinli Lionel Messi oldu.

Messi, takımı adına 8 gol kaydederken, Fransız Thierry Henry 5, Kamerunlu Samuel Eto'o ve genç futbolcu Bojan Krkic de 3'er gol atarak, takımlarının finale kadar gelmesinde pay sahibi oldular.

YAŞ ORTALAMASI 25.34

Roma'daki finalde kupayı kazanmak için mücadele edecek Barcelona'nın kadrosunun yaş ortalaması 25.34.

''Barça''da bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde 9 maçta görev alıp 3 gol atan 18 yaşındaki Bojan Krkic, en genç futbolcu olurken, Brezilyalı Sylvinho ise 35 yaşı ile takımının en yaşlı futbolcusu unvanına sahip.

370. AVRUPA MAÇINA ÇIKACAK

Barcelona, Manchester United ile oynayacağı Avrupa Şampiyonlar Ligi finaliyle Avrupa kupalarındaki 371. maçına çıkacak.

İspanyol ekibi, Avrupa kupalarında bugüne dek oynadığı 370 maçta 203 galibiyet, 85 beraberlik, 82 de yenilgi alırken, 709 gol attı, kalesinde de 374 gol gördü.

''Barca'', Şampiyonlar Ligi'nde ise yaptığı 133 maçta 73 galibiyet, 35 beraberlik, 25 de yenilgi elde etti. Katalan ekibi, Kupa 1'de 254 gol atıp, 140 gol yedi.

MÜZESİ KUPALARLA DOLU

Dünyanın en iyi kulüpleri arasında yer alan Barcelona'nın müzesinde çok sayıda kupa bulunuyor.

1991-92 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazanan Barcelona, 2005-06 sezonunda Şampiyonlar Ligi, 1978-79, 1981-82, 1988-89 ve 1996-97 sezonlarında Kupa Galipleri Kupası, 1992 ve 1997'de UEFA Süper Kupası, 1958, 1960 ve 1966'da da Fuar Şehirleri kupalarını müzesine götürdü.

LİGİNDE ŞAMPİYON OLDU

Barcelona, İspanya'da bu sezon lig şampiyonluğu ve Kral Kupası'nı kazanırken, 3. kupayı da müzesine götürmek için Şampiyonlar Ligi finaline çıkacak.

Barcelona, İspanya'da 19 lig, 25 ulusal kupa, 2 ulusal lig kupası, 7 de ulusal süper kupa elde etti.

BARCELONA AVRUPA'DA 1 KEZ YENİLDİ

Barcelona ise bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 12 maçta sadece 1 kez yenilirken, 6 galibiyet, 5 de beraberlik aldı.

Tek yenilgisini UEFA Kupası'nı kazanan Mircea Lucescu'nun takımı Shakhtar Donetsk karşısında 3-2'lik skorla alan Barça, 30 gol atıp, 13 gol yedi.

İspanyol ekibi, Sporting, Shakhtar Donetsk ve Basel'in bulunduğu gruptan 13 puanla lider çıkarken, daha sonra sırasıyla Olympique Lyon, Bayern Münih ve Chelsea'yi eleyip adını finale yazdırdı.



Related Posts with Thumbnails