4.07.2009

Owen Artık "Kırmızı Şeytan"



Karim Benzema'yı Real Madrid'e kaptıran, Tevez ile anlaşma sağlayamayan Manchester United, forvet mevkisi için elini çabuk tuttu ve küme düşen Newcastle United'ın golcüsü Michael Owen ile anlaştı.

Liverpool zamanlarında gerçek bir efsane olan 30 yaşındaki Owen, Real Madrid'e gittikten sonra kariyeri sürekli düşüşe geçmişti.

Real Madrid'te çok fazla tutunamayan ve Newcastle United'a transfer olan Owen, sakatlık belasından bir türlü kurtulamayınca istediği performansı sergileyememişti.

Alex Ferguson'un elinde Owen eski günlerine tekrar kavuşabilecekmi bunu zaman gösterecek tabiki. İngiltere'de en sevdiğim takıma, en çok sevdiğim oyunculardan biriin transfer olmasına da ayrı bir sevdindim açıkçası.

Owen'ı kısaca tanıyalım

Doğum Tarihi: 14 Arakık 1979

Oynadığı Kulüpler:

1996 - 2004: Liverpool 216 maç 118 gol

2004 - 2005: Real Madrid 36 maç 13 gol

2005 - 2009 : N.United 63 maç 30 gol

Kişisel Başarıları:

2001: Altın Top

1997-98, 1998-99: Premier Lig Gol Kralı

1998: Fifa Dünya Kupası en iyi genç oyuncu ödülü

Son bir dipnot geçecek olursak eğer Eurosport, Owen'ın G.Saray ile anlaşmak üzere olduğunu yazmış ve bizim palavra spor gazeteleri de bunun ekmeğini neredeyse 1 hafta yemişti. Çok şükür bu tip haberlerden de yırtmış olduk.


3.07.2009

Sağ Gösterip Sol Vurmak Bu Olsa Gerek!


Günlerce palavraspor gazetelerinde yazılan, Govou geliyor, Owen Aslan'a sıcak, Nisletrooy G.Saray'a mesaj gönderdi gibi haberlerden iyice sıkılmıştık.

Basın o kadar isim yazdı ki en sonunda yazacak isim bulamayıp tekrar aynı isimlere döndüler.

Yaklaşık 2 gün önce Sidney Govou'nun G.Saray ile anlaşmak üzere aldığı ve transferin neredeyse bittiği söylenmişti. Herkes 1-2 gün içinde bu transferin gerçekleşmesini beklerken bu sabah 09.09'da Galatasaray'ın resmi sitesinden flaş bir haber geçti.

Lyon'un sağ kanat oyuncusu Abdel Kader Keita G.Saray'da


Bu transferin arka planında olan isim ise her zaman olduğu gibi Haldun Üstünel'di. Bu adam gerçekten bu işi çok iyi biliyor.

Geçen sezon Ağustos aylarında neredeyse her yerde Ricardo Oliveira transferi kesin gibi haberler geçerken hiç kimsenin tahmin bile edemediği Milan Baros Galatasaray'lı olmuştu.

Buna benzer bir hamle ile Keita G.Saray'lı olurken, işin en eğlenceki kısmı şüphesiz hiçbir gazetenin, medyanın biz bu transferi daha önce söylemiştik diyemiyecek olması :))

Kısaca Keita'yı tanıtalım; (İlerleyen günlerde vaktim olursa derin bir analiz yazarım)

Abdul Kader Keita 6 Ağustos 1981 doğumlu. 33 kere Fildişi Sahilleri milli formasını giyen forvet oyuncusu futbol kariyerine 1999-2000 sezonunda Africa Sports'da başladı. Daha sonra sırası ile Etoile du Sahel, Al Ain, Al Sadd, Lille ve Olympique Lyonnais takımlarında forma giydi. 1.84 boyundaki Keita, 2007-2008 sezonunda da Lyonnais'da Milan Baros ile birlikte oynamışlardı.

Kariyeri

1999-2000 Africa Sports 23 (4 gol)
2000-2001 Etoial du Sahel 22 (7 go)
2001-2002 Al Ain 19 (6 gol)
2002-2005 Al Sadd 71 (23 gol)
2005-2007 Lille 63 (14 gol)
2007-2009 Olympique Lyonnais 52 (5 gol)

Raul Albiol'da Basına Tanıtıldı!


Sanırım Real Madrid bu sene tüm transfelerini bu şekilde şaşalı bir törenle tanıtacak.

Real Madrid'in bu sezonki 3. transferi olan Valencia'nın savunma oyuncusu Raul Albiol 2 gün önce Kaka'ya yapılan törenin benzeri şekilde basına tanıtıldı.

Bir dipnot ekleyelim;

Dünyanın en pahalı oyuncusu C.Ronaldo'nun imza töreni 6 Temmuz Pazartesi günü

2.07.2009

Villa Olmadı, Benzema Verelim!


Real Madrid günlerdir forvet bölgesine David Villa'yı almak için uğraşıyordu. Hatta Perez'in rüya 11'inde Ronaldo ile beraber ileri uçtaki diğer isimden biri İspanyol golcü idi.

Valencia'nın satmamakta ısrar etmesi ile rotayı başka bir golcüye çeviren Real Madrid, Manchester United'ın da ciddi ciddi ilgilendiği 21 yaşındaki Fransız golcü Karim Benzema'yı bugün resmen transfer etti.

Bonservis ücreti olarak 35 milyon euro verecek olan Real Madrid bu sezonki 4. transferini de gerçekleştirmiş oldu.

Diego Milito Inter'de!


Zlatan Ibrahimovic geçen sezon 25 golle Serie A'nın gol kralı olmuştu.


Gol krallığı yarışında 2. sıradaki isim ise Genoa'nın golcüsü Diego Milito idi. Genoa 2. ligdeyken 2 sene boyunca Zaragoza'da kiralık olarak forma giyen Arjantin'li golcü 2008-2009 sezonunda Cenova ekibine döndü ve takımının uzun bir süre ilk 4 içinde yer almasında büyük bir rol oynadı.

İşte o Milito dün itibarı ile resmen Inter Milan'a transfer oldu. Inter'in resmi internet sitesinden de duyurulan bu transfer için Inter'in ne kadar bonservis ücreti vereceği açıklanmazken, 30 yaşındaki golcünün 30 Mayıs 2013 tarihine kadar Inter'de oynayacağı belirtildi.

1.07.2009

Vassel Ciddi Ciddi Ankaragücü'lü Oluyor!


Transfer sezonu açıldığı zaman adı ilk olarak Kayserispor ile anılmıştı. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma, Avrupa liglerinde oynayan 4 tane önemli oyuncu ile görüşüyoruz demişti bunlardan biri de Vassell'di.

Bu sene 100. yılını kutlayacak olan Ankaragücü derinden ve sessiz bir şekilde giderek Manchester City'li oyuncuyu Türkiye'ye getirdi. Daha 3 gün önce Ankaragücü başkanı Vassel ile anlaşmak üzereyiz dediğin de şok olmuştum.

Geçen sezon Kocaelispor, Davids ile anlaştık, 2-3 gün içinde Kocaeli'ye gelicek demişti ama haberin aslının olmadığı sonradan çıkmıştı.

Ankaragücü başkanının açıklamalarından 1 gün geçtikten sonra Vassell, Türkiye'ye ayak bastı. Gelen isim bu kadar büyük olunca (3 büyüklere bile transfer olsa çok ses getirirdi), ateşli A.Gücü taraftarı da oyuncuyu büyük bir şölen havasında karşıladı. Yaklaşık 300 araçlık bir konvoy ve 1000'e yakın taraftar Vassel'i karşılamak için hava alanındaydı.

Vassell bugün öğlen saatlerinde Ankara'ya geçicek ve tesisleri gezecek. Büyük olasılıkla anlaşma da sağlanacak gibi gözüküyor.

Türk futbolu ve Ankaragücü için bu bomba transfer hayırlı olur inşallah.

Antonio Valencia'yı Manchester United Kaptı!


Manchester United, bugün ilk büyük transferini açıkladı. Wigan Athletic’in Ekvadorlu yıldızı Antonio Valencia, artık Manchester United oyuncusu.

23 yaşındaki oyuncunun alacağı ücret açıklanmazken, United ile 4 yıllık sözleşme imzaladığı belirtildi. United patronu Sir Alex Ferguson, Valencia transferinden hayli memnun gözüküyor. Kulübün resmi sitesine konuşan Ferguson, “Antonio bir süredir hayalini kurduğum bir oyuncu. Hızı ve yetenekleri ile takıma çok büyük katkılar yapacağından şüphem yok” dedi.

"Rüyalarım gerçek oldu"

Antonio Valencia da bu transferden memnun gibi. Valencia, Manchester United'a transferi ile hedeflediği başarılardan birini gerçekleştirdiğini belirtti.

Valencia, “Manchester United’a transfer olmak benim için bir rüyanın gerçekleşmesi. Wigan’daki zamanımdan zevk alıyordum, ama United’a transferim benim için çok büyük bir onur. Wayne Rooney, Rio Ferdinand ve Ryan Giggs gibi yıldızlarla 76,000 taraftarın önünde oynamak mükemmel bir deneyim olacak. Sezonun başlaması için sabırsızlanıyorum” dedi.


Kaka Resmen Real Madrid'te!


Ve beklenen imza geldi. Real Madrid'in ilk flaş transferi olan Kaka, Konfederasyon Kupası'nın bitmesinin ardından Madrid'e geldi ve resmi imzayı attı.

Milan'dan 65 milyon euro'luk bonservis bedel ücreti ile gelen Kaka, yıllığı 9 milyon eurodan 6 yıllık anlaşma sağladı.

27 yaşındaki Brezilya'lı oyuncu Gago'nun giydiği 8 numaralı formayı giyecek yeni sezonda. Buna Gago'nun tepkisi ne olacak merak konusu tabi.

Santiago Bernabeu'daki imza törenine toplam 40.000 kişi gelirken, 350 kadar da basın mensubu hazır bulundu.

Bu arada Real Madrid'in bir diğer transferi olan dünyanın en pahalı oyuncusu Cristino Ronaldo'nun 6 Temmuz'da resmi sözleşmeyi atacağını da belirtelim.

Taraftarlar Rakip Kulübün Başkanını Dövdü!



Sakarya'nın Akyazı İlçesi Kazancı Stadyumu'nda dün oynanan Harunusta Spor - Eski Bedilspor maçında çıkan olaylar da, Harunusta Spor Kulübü Başkanı Engin Gedik kapıyı kırıp sahaya giren öfkeli taraftarların saldırısına uğradı. Başkanı ortalarına alan öfkeli taraftarların tekme tokat dövdüğü Kulüp Başkanı Engin Gedik'i jandarmalar güçlükle kurtardı

Alınan bilgilere göre hafta sonu Akyazı Kazancı Stadı'nda oynanan Harunusta Spor - Eski Bedilspor maçının son dakikalarında Harunusta Spor Kulüp Başkanı Engin Gedik rakip takım oyuncuları ile önce sözle tartıştı. Ardından iddialara göre sporcularla küfürleşen Harunusta Spor Başkanı Engin Gedik'i maçın hakemi saha dışına gönderdi.

Bu esnada tüm olup bitenleri izleyen yaklaşık 30 kadar Eski Bedilspor Kulüp taraftarı ile Başkan Engin Gedik saha çıkış kapısında yine küfürleşerek tartıştı. Tartışma sırasında öfkeli taraftarlar jandarmaların bulunduğu demir kapıyı zorlayarak içeri girmek istedi. Taraftarların saldıracağını anlayan Kulüp Başkanı Gedik kapıya yaslanarak taraftarların içeri girmesine engel olmak istedi. Ancak sayıları fazla olan taraftarlar jandarmanın da etten duvar oluşturduğu demir kapıyı zorlayıp içeri girerek spor kulübü başkanına tekme tokat saldırıp dövmeye başladı. Jandarmanın tüm engellemelerine rağmen rakip spor kulübü başkanını ortalarına alan öfkeli taraftarlar başkanı adeta linç ederek dövdüler. Ceketi parçalanan kulüp başkanını jandarmalar öfkeli taraftarların elinden aldığı sırada kulüp Başkanı Engin Gedik kendisine saldıran bir taraftarı dövmek isteyince ikinci kez saldırıya uğradı. Sille tokat dövülen Gedik'i olay yerine gelen takviye jandarma ekipleri kurtardı. Tüm bu olanlar kameralar tarafından saniye saniye görüntülendi.

Harunusta Spor Başkanı Engin Gedik maç esnasında rakip sporcularla tartıştığını bu nedenle de maçın hakemi tarafından saha dışına çıkarıldığını söyleyerek "Saha çıkış kapısından çıkarken de önce sözlü tacize uğradım. Sonra da kalabalık grup saldırdı" dedi. Öfkeli seyirciler ise Engin Gedik'in küfür etmesine sinirlendiklerini belirterek "Saha etrafında evler var. Ailelerimiz var. Saha dışına çıkarken neden küfür ediyorsun deyince Harunusta spor başkanı Engin Gedik bize hakaret etti" dedi.

Maç Harunusta Spor'un 2-1 galibiyeti ile sona ererken Harunusta sporlu futbolcular ve Başkan Engin Gedik jandarma eşliğinde stadyumdan ayrıdılar.

OLAYLAR İŞTE BÖYLE OLDU

26.06.2009

Manu'nun Yeni Sezon Formaları!





Ada devi Manchester United yeni sezon formalarını tanıtmaya başladı. Tanıtımlarda Rio Ferdinand, Ji-Sung Park, Wayne Rooney kullanıldı. İşte Manchester United'ın Temmuz ayı içinde satışa çıkartılması beklenen daha çok Rugby oyuncularını anımsatan yeni sezon forması.

Manchester United taraftarlarından bu formaya gelen ilk tepkiler ise inanılmaz derecede iyi ve taraftarlar formaların satışa bir an önce çıkarılması için Ada kulübüne baskıda bulunuyor.


19'luk Genç Forvet'ten Harika Gol!


Norveç Ligi'nde geçen gece mükemmel bir gol kaydedildi. Sandefjord karşısında oynanan maçta Start kulübünün genç forveti Mads Stokkelien, Sandefjord kalesine nadir görülen gollerden birini yolladı.

19 yaşındaki santrafor, 2-0 yenik durumdayken maçın 78. dakikasında kariyerine inanılmaz bir ivme kazanadıracak gol kaydetti.

İŞTE O ŞAHANE GOL!


Barcelona da "Çubuklu" Oldu !


Avrupa'da dev takımlar transfer döneminde kadrolarını güçlendirme çabalarını sürdürürken, bir yandan da 2009/2010 sezonu için kulüp ve taraftar bazında ürünlerinin satışını başlattı.

İspanya La Liga şampiyonu Barcelona'da, 2009/2010 sezonunda giyilecek formaların satışı sürerken, Katalan ekibinin çubuklu forması oldukça beğenildi.

Bordo mavili kulüp, uzun yıllardır kullandığı parçalı forma stilinden bu sezon vazgeçerken, formalarında Unicef'e destek vermeye devam edecek. Barcelona deplasman maçlarında da yavruağzı renkte forma tercih edecek.

Kaldı 4 Oyuncu!

Real Madrid 3. bombayı da patlattı. Daha önce Milan'dan Kaka ve Manchester United'tan Cristiano Ronaldo'yu rekor ücrete kadrosuna katan Eflatun-Beyaz'lılar bu sefer de savunma bölgesine takviye yaptı.

Valencia'nın istikrarlı stoper oyuncusu Raul Albiol 15 milyon euro bonservis ücreti ile başkent ekibine transfer oldu.

Perez'in rüya 11'ini daha önceki yazımda açıklamıştım.

Bu transfer ile birlikte o rüya 11'in 7'si şu anda Real Madrid'in kadrosunda. Diğer 4 isim David Villa, Ribery, David Silva ve Xabi Alonso.

Bekleyip göreceğiz...

22.06.2009

Galatasaray'a Kazak rakip!


Bugün TSİ ile saat 15.00'da Uefa Avrupa Ligi 2. ön eleme kuraları çekildi. Muhtemel rakipleri içinde en güçlü rakipleri Vaduz, Skonto Riga, Helsinborg gibi takımlardı temsilcimizin.

Kura çekiminde 40 eşleşmeden 37. eşleşme olarak belirlenen eşleşmede Galatasaray, Kazakistan'dan Tobel Kostanay takımı ile eşleşti.

Uefa.com'un da manşetinden "Tobol için talihsiz başlangıç kurası" şeklinde duyurduğu bu eşleşme de G.Saray pek zorlanmayacak gibi.

İlk maç 16 Temmuz'da Kazakistan'da. Rövanş müsabakası ise 23 Temmuz'da Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynanacak

Şimdi de biraz rakibimizi tanıyalım...

Kazakistan Premier Ligi'nde 1992 yılından beri mücadele eden Tobol, maçlarını 8323 kişi kapasiteli Central Stadium'da oynuyor.

AVERAJLA KAÇAN ŞAMPİYONLUK

Kazakistan Ligi'nin iddialı takımlarında olan Tobol, 2007-2008 sezonunu ikinci sırada bitirdi. Oynadığı 30 maçta 20 galibiyet, 7 beraberlik ve 3 mağlubiyet alan Tobol, 67 puanla ligi ikinci sırada bitirdi.

Geçen sezon 67 puanla Aktobe'nin arkasında averajla şampiyonluğu kaybeden Tabol, bu sezona kötü bir başlangıç yaptı. Halen devam etmekte olan Kazakistan Ligi'nde oynadığı 12 maçta 5 galibiyet, 5 beraberlik ve 2 de mağlubiyet alan Tobol, özellikle kendi sahasında oynadığı maçlarda etkili bir performans sergiliyor.

AVRUPA'DA YOK!

Avrupa macerası pek de parlak olmayan Tobol, 2003 yılında katıldığı UEFA Intertoto Kupası'nda Polonia Warszawa veSint-Truidense V.V. takımlarını mağlup ederken SV Pasching'e yenilerek elendi. 2006-2007 sezonunda UEFA Kupası eleme turu ilk maçında Basel'e elenen Tobol, 2007 yılında UEFA Intertoto Kupası'nda FC Zestaponi, Slovan Liberec ve OFI Crete takımlarını yenerek, UEFA Kupası'na katılmaya hak kazandı. Tobol, UEFA Kupası'nda 2007-2008 sezonunda Dyskobolia Grodzisk'e, 2008-2009 sezonunda ise Austria Wien'e elenerek Avrupa Kupaları'na veda etti.

Kazakistan Ligi'nde 2003, 2005, 2007 ve 2008 yıllarında ikincilik başarısı bulunuyor. Kazakistan Kupası'nı bir kez müzesine götüren Tobol'un, Kazakistan Ligi'nde ise şampiyonluğu bulunmuyor.

İŞTE TOBOL'UN KADROSU:

Kaleciler:

1 Yaroslav Baginski
35 Aleksandr Petukhov

Defans oyuncuları:

2 Artem Chelyadinsky
3 Stanimir Dimitrov
4 Aleksandr Shkot
5 Kairat Nurdauletov
14 Farkhadbek Irismetov
15 Oleg Lotov
18 Daniyar Mukanov
7 Azat Nurgaliev

Orta sahalar:

8 Evgeni Romanov
9 Nurbol Zhumaskaliyev (KAPTAN)
10 Sergei Skorykh
13 Andrei Kharabara
17 Vladimir Yakovlev
22 Sabyrkhan Ibraev
25 Ruslan Baltiev

Hücum oyuncuları:

6 Vyachelslav Serdyukov
11 Azamat Aubakirov
19 Georgi Chilikov
23 Alexandru Golban
32 Wladimir Bayramow

Gökhan Zan Galatasaray'da!


İlk duyduğumda inanmak istemedim. Resmi sitede haberini görünce haliyle inandık tabi.

Sürekli sakatlandığı için "Cam Adam" lakabı takılan, Beşiktaş'ta kimse tarafından beğenilmese de milli takımın banko oyuncusu olan Gökhan Zan bugün itibarı ile Galatasaray'lı.


Şahsen ben de pek sevmem, G.Saray'a ne kadar yararlı olur merak ediyorum. Servet ilk geldiği zaman da baya eleştiri yağmuruna tutulmuştu ama en azından Gökhan'dan daha istikrarlı bir oyuncu idi.

Beşiktaş'ın sözleşmesindeki opsiyonunu kullanmaması nedeni ile 20 gündür boşta olan Gökhan'ı kapan G.Saray yönetimi bedavaya, Servet'in yerini de doldurmuş oldu. Servet'in yerine bir yerli bir yabancı stoper alınıcak deniliyordu ama keşke yerli olarak Eren Güngör(Kayserispor), Ediz Bahtiyaroğlu(Ankaraspor) ya da Orhan Şam(Gençlerbirliği) alınsaydı.

Gattuso'nun Karizma Yerlerde!

Güney Afrika'da oynanan FIFA Konfederasyon Kupası müsabakalarında çok ilginç bir olay yaşandı.

İtalya ile Mısır arasında oynanan ve Mısır'ın 1-0’lık üstünlüğü ile sona eren maçın 48. dakikasında, rakibi ile mücadele eden İtalyan orta saha oyuncusu Gattuso'nun şortu düştü.

İşte o ilginç görüntüler...

16.06.2009

Cantona'dan Tekme Yiyen Adam!


Batistuta ile beraber idollerimden biri olan futbolcudur Eric Cantona. Manu forması ile bir maçta yaşadığı olayı pek tasvip etmesem de Cantona'nın karakterini bildiğim için bunu es geçmek lazım diye düşünüyorum. Sonuçta Manu'nun George Best ile beraber en efsane 7 numaralı oyuncusu.
Bu olayda Cantona ile beraber başrol oyunculardan biri de şüphesiz tekmeyi yiyen taraftardı. Bu taraftarın açıklamasını serviste çalıştığım arkadaşlardan Alp, bulmuş ve kendi sitesine koymuş.
Kısaca özetlemek gerekirse Matthew Simmons isimli taraftar hala Cantona'dan hala nefret ettiğini açıklarken, taraftaların da kendisine nefret kustuğunu açıklamış.
Olay neydi? Bir Hatırlamak lazım.
1995 yılında bugüne değin bir çok olay çıkartan ve sansasyon yaratan ünlü sporcu belki de futbol yaşantısının en büyük, en bariz ve en belirgin hatasını 1995 senesinde Manchester’ın Crystal Palace’a karşı oynadığı maçta yaptı. Maç sırasında rakip takım oyuncusuna yaptığı sert müdahaleden ötürü kırmızı kart görüp oyundan atıldıktan sonra tünele doğru sırasında yerinden kalkıp parmaklıkları aşan ve Eric Cantona’ya bir şeyler söyleyen bir İngiliz ortaya çıktı. Fransız futbolcu söylenilenlere çok sinirlenmiş olsa gerek alt tribünlerin bulunduğu yere doğru koşarak Matthew Simmons adlı taraftara “uçan tekme” attı. Sadece İngiltere değil o anda maçı izleyen herkes adeta şoke olmuştu.

Kişilerin daha sonra alınan ifadelerinde Simmons sadece “Dışarı,dışarı,dışarı! Haydi Eric,yatak vakti geldi!” diye bağırdığını söylediyse de Eric holigan diye adlandırdığı Simmons’un kendisine “Seni gidi pis Fransız ***i! Ülkene geri dön pis Fransız!” dediğini iddia etmişti. İki haftalık hapis cezası 120 saat kamu yararına hizmete dönüştürülen Cantona aynı zamanda 9 ayda futboldan uzaklaştırılma almıştı.Kamuoyu ise Cantona davasında ikiye ayrılmıştı. Kimilerine göre basın tarafından kışkırtılan Cantona’nın sabrı taşmıştı. Kimilerine göreyse Cantona’da kişilik bozukluğu vardı. İngiliz yorumculardan biri bu olayı “içgüdüsel edanın getirmiş olduğu dürüst yargı süreci” diye adlandırarak ilginç bir değerlendirme yapıyordu.Hareket bütün dünyada olay olmuştu. Matthew Simmons’a koşarak attığı o ünlü uçan tekme İngiliz Basını tarafından “kung-fu kick” diye adlandırılmış ve bu olay spor tarihine simgesel bir hareket olarak geçmişti. Observer gazetesinin okuyucuları gelmiş geçmiş en çarpıcı spor olaylarına oy verirken bunların büyük bir bölümü de Cantona’nın ünlü tekmesine gitmişti. Observer’ın muhabirlerinden Duleep Allirajah, Cantona’ya futbol hayatın boyunca yaşadığın en iyi anı hangisi diye sorduğunda Cantona’nın cevabı şöyle olmuştu : “En iyi anı mı? Geçirdiğim çokça güzel zaman var ama sanırım ben Crystal Palace’taki maçta o holigana attığım tekmeyi tercih ediyorum” Tarihe geçen bu olay kuşkusuz tekme yiyen adam Simmons'u da ünlü yaptı hatta o bu işten az buz para kazanmadı. Ama bu işin en ilginç yanı fanatik İngiliz taraftarının bir Fransızı bu kadar sevmesi dünyada eşi benzeri olmayan bir olay olduğundan bu futbol vakasını her zaman ayrı bir yere koymak lazım.





15.06.2009

2. Mehmet Topuz Vakası!



Son günlerde adı Real Madrid ile anılan, hatta Marca gazetesine göre yeni sezonda Real forması giyecek David Villa'nın bu resmi bizim ülkemizdeki kadar tartışılacakmı merak konusu.

Mehmet Topuz'da Beşiktaş forması ile resim vermiş, 50 milyon dolar verseler Fener'e gitmem demişti ama Sarı-Lacivert'li formayı gayet mutlu bir şekilde giymişti.


David Villa'nın Real Madrid'e transferi gerçekleşirse eğer Euro 2008'in gol kralından şöyle bir açıklama duyarmıyız en çok onu merak ediyorum ben.
"Ben o formayı sadece tuttum, giymedim"

14.06.2009

Biz "O"na, "O" Hido'ya Hayran

3 Penaltı Kaçırdı, İstenmeyen Adam Oldu!

Bundan yaklaşık 2 sene önce, Martin Palermo, Boca forması ile bir maçta 3 penaltı kaçırmış, hayretler içinde karşılamştık bu olayı.

Buna benzer bir olay Macaristan'da gerçekleşti. 3. Lig'den 2. Lig'e çıkmak için oynanan KTE II-Szolnok Spartacus maçında, Szolnok takımının forvet oyuncusu Rusk okazandığı 3 penaltıyı da gole çevirmeyi başaramayınca kulübü ve taraftarı tarafından istenmeyen adam ilan edildi.

Szektöi Stadı'nda oynanan maçta, Rusko, ilk yarıda kazanılan iki penaltıyı kullandı. Ancak her iki penaltıyı da KTE II takımının kalecisi Fischer kurtardı. Hakem misafir takıma maçın sonlarında bir kez daha penaltı verdi. Bu penaltı atışını da ilk yarıda iki penaltı kaçıran Rusko kullandı Forvet oyuncusunun bu penaltısını da kurtaran Fischer kahraman olurken, 3 penaltı kaçıran Rusko, kulübü ve taraftarları tarafından istenmeyen adam ilan edildi.

Karşılaşmayı 1-0 kazanan KTE II, 2. Lig'e çıkmayı büyük ölçüde garantiledi.

Holiganları Ayırmak İsteyince,,,


Meksika'da oynanan bir futbol maçında tribünlerde birbirine giren holiganları ayırmak isteyen bayan taraftar müdahale ettiğine edeceğine pişman oldu.

Meksika'da bir futbol maçında tribünlerden kameralara yansıyan bir görüntü, holiganların nasıl gözünün döndüğünü bir kez daha akıllara kazıdı.

Meksika'da Indios de Ciudad Juarez ve Pachuca takımları arasında oynanan karşılaşma esnasında bir anda tribünlerde gerginlik yaşandı. Bir anda holiganlar arasında başlayan sözlü münakaşa kavgaya dönüşürken, bir bayan taraftar araya girerek tarafları sakinleştirmeye çalıştı. Ancak ne olduysa o anda oldu. Bir holigan, onlarca kişinin gözleri önünde bayan taraftara öyle bir sağ kroşe vurdu ki taraftarlar neye uğradığını şaşırdı.

Yumruğu attıktan sonda diğer holigan arkadaşlarının yanına kaçan kişiye diğer taraftarlar müdahale etmek istedilerse de başarılı olamadılar.

Bayan Taraftar Böyle Yumruk Yedi!

11.06.2009

"EL GALACTİCOS -2" Geliyor!


2000'li yılların başında Real Madrid fırtınası ediyordu Avrupa futbolunda. Her sene yapılan 1 tane flaş transfer ile Madrid ekibinin lakabı "El Galacticos" olmuştu. O zaman kadroya katılan yıldızları hatırlayalım:

Roberto Carlos - Figo - Ronaldo - Zidane - Beckham

2002 senesinde Devler Ligi'ni aldıktan sonra, o kulvarda sürekli düşüş yaşayan ve son 5 senedir 2. turda elenen Real Madrid'te Florentino Perez ipleri tekrar eline aldı.

Bir önceki başkan Roman Calderon'un seçimlere hile karıştırması ile olağan seçime gidilen Real Madrid'te başkanlık koltuğuna oturan Florentino Perez, transfer piyasasına da hızlı girdi.

Ocak ayında M.City'e gideceği söylentisi gündemi meşgul eden ama takımdan ayrılmayan Kaka'yı 65 milyon euroyu takımına transfer ederken, 2. bomba da bugün patladı.

İlk resimde görüleceği üzere (Manchester United'ın resmi sitesinin haberi), C.Ronaldo, Real Madrid'e çok yakın. Manu, 80 milyon pound (93 milyon euro) karşılığında C.Ronaldo'yu Madrid ekibine vermeyi kabul etti. Bundan sonra iş C.Ronaldo ve Madrid ekibindeki görüşmeler de belli olacak olsa da geçen yazdan aklımızda kalan Ronaldo'nun açıklamaları ile bu transfere de bitti gözü ile bakabiliriz.

Sahasında Barcelona'dan 6 yiyen, Devler Ligi'nde son 5 senedir hüsrana uğrayan Real Madrid, bu transferler ile duracak gibi gözükmüyor.

David Villa'nın transferi de büyük ihtimal bitti gibi. 38 milyon euroluk bir bonservis bedeli konuşuluyor. Ribery transferinde de büyük yol katedildi gibi gözüküyor.

Sözümüzü Perez'in rüya 11'i ile bitirelim.

Casillias - Sergio Ramos, Raul Albiol, Pepe, Marcelo - Ribery, David Silva, Xabi Alonso, Kaka - David Villa, Cristiano Ronaldo


Böyle Protesto Görülmedi!

Konya 2. Amatör Küme B Grubu'nda oynanan lig müsabakasına sahaya yansıyan ilginç görüntüler damgasını vurdu.

B Grubu'nda Pazar günü oynanan ve olaylı biten müsabaka sonrası 10 futbolcusu birden idari tedbirli olarak ceza kuruluna sevk edilen Doğanbey Belediyespor, ikincilik umutlarını yitirince Beyşehir'deki Soğla sahasına alınan bir sonraki lig maçında hakem camiasına yönelik ilginç bir protesto gerçekleştirdi. Hulusi Akırşan, Kamil Karakut ve Evren Özkul'dan oluşan hakem triosunun yönettiği karşılaşmaya çıkaracak onbir bulamayan mavi-beyazlı Doğanbey Belediyespor, sahaya 9 futbolcu ile çıkabildi. İki oyuncu eksiği ve yedek oyuncularından yoksun bir kadroyla müsabakaya başlayan mavi-beyazlıların rakibi ile oynadığı karşılaşma sadece 15 dakika sürebildi. 4.dakikada Mücahit'in attığı golle Durak Ömer Akkanat YİBO 1-0 öne geçerken, bu dakikadan sonra Doğanbey Belediyesporlu futbolcuların ilginç şovu başladı. 5 ve 6 numaralı formayı giyen futbolcular Hüseyin Yapıcı ile Ahmet Cirik'e gelen her pasta bu futbolcular topu sürekli elleriyle oynadı. Golü yedikten sonra santra vuruşunun ardından topu elinde sektirerek rakip kaleye doğru yönelen ve eliyle gol atan Ahmet Cirik'e hakem önce sarı kart gösterdi. Aynı futbolcu, 10. dakikada kendi kalesine de gol atarak skorun 2-0 olmasına neden oldu. Müsabakadaki tutumunu sürdüren Cirik'i hakem çift sarı karttan oyun dışı bıraktı. Doğanbey Belediyesporlu futbolcu ise hakeme tepkisini üzerinden çıkardığı çikolata ve sakızlardan çıkan paraları üzerine savurarak gösterdi. Yerlere savrulan kağıt paraları rakip oyuncular saha dışına çıkardı. Bu arada, takımda 5 numaralı formayı giyen Hüseyin Yapıcı da topu sürekli olarak elle oynayıp dışarı atınca hakem tarafından önce sarı, ardından kırmızı kartla cezalandırıldı. Yapıcı ise kendisine gösterilen kırmızı karta tozluğundan çıkardığı siyah kartla karşılık verdi. Kırmızı kart gösterdiği oyuncunun kendisine siyah kart göstermesi karşısında hakem Hulusi Akırşan kısa süreli bir şaşkınlık yaşarken, bu futbolcu daha sonra sahayı terk etti.

TAKIM 6 KİŞİ KALINCA MAÇ TATİL EDİLDİ

Sahada bu gelişmeler yaşanırken mücadeleye 7 kişi olarak devam etmek zorunda kalan Doğanbey Belediyespor'da 15. dakikada Mustafa Güral sakatlandı. Sahaya giren sağlık görevlilerinin çizgi dışına çıkartarak tedavisine başladığı anda müsabaka durdu. Rakip oyuncuların Doğanbey Belediyesporlu futbolcu sayısının 6 olduğunu ve kurallar gereği bu şekilde mücadelenin devam edemeyeceğini hatırlatması üzerine, saha kenarına koşarak gelen hakem Hulusi Akırşan oyuncunun müsabakada devam edemeyeceğini belirtmesi üzerine karşılaşmayı skor levhasının 2-0'ı yansıttığı anda tatil etti. Yardımcı hakemleri yanına çağırarak ilginç gelişmelerin yaşandığı müsabakayı ancak 15 dakika oynatabilen hakem triosu, daha sonra güvenlik güçleri eşliğinde soyunma odasına götürüldü

OLAYLI MAÇIN TAMAMINI İHA KAMERAMANLARI ÇEKMİŞ



6.06.2009

Bu Gol Tarihe Geçer!

Futbolda en nankör mevkii kaleciliktir. Maçta yıldızlaşsanız da yapacağınız bir hata sizleri tarihe geçirebilir, hatta rezil edebilir! Birazdan izleyeceğiniz görüntülerde olduğu gibi.

Hepimiz video portallarında komik golleri izlemişizdir. İşte o izlediğimiz videolarda yer alan gollerin bir benzeri bu hafta Norveç II. Ligi'nde kaydedildi.

Skeid Oslo ile LovHam takımları arasında oynanan maçta, ev sahibi Skeid Oslo'nun kalecisi Beau Molenaar inanılmaz bir hata yaptı. Rakip atakta ceza sahası içinde topa sahip olan Molenaar, yardımcı hakemin ofsayt bayrağını kaldırması üzerine topu önüne yuvarladı ve atış için beklemeye başladı. Ancak karşılaşmanın hakemi, yardımcısının uyarısını 'gördüm' diye kabul etmiş ve avantaj kuralını devreye sokarak pozisyonu devam ettirmişti. Serbest atış kullanacağını zanneden Oslo kalecisinin bu ikramını LovHam forveti Arve Walde geri çevirmedi ve tarihe geçecek gollerden birini kaydetti.

İŞTE O GOL

Sevinci Abartınca Ölüyorlardı!


Brezilya'daki Sertaozinho adlı futbol takımının aynı adlı bölgede attığı şampiyonluk turunda facianın eşiğinden dönüldü.

Üstü kapatılan bir kamyonun tepesinde taraftarlarını selamlayan Sertaozinholu futbolcular bir anda kamyonun devrilmesiyle ölümle burun buruna geldiler.

O sırada kayıtta olan bir amatör kamera ise kamyonun devrilme anını saniye saniye görüntülemeyi başardı. Kamyonun düz yolda neden devrildiği anlaşılamazken olay sırasında kamyonun tepesinde bulunan 29 futbolcu çeşitli yerlerinden yaralandı.

İŞTE OLAYIN VİDEOSU

5.06.2009

Galatasaray'ın Yeni Hocası Frank Rijkaard

Haberi Uefa.com manşetten geçti. Yönetim sağ gösterip sol vurdu resmen. 2 yıllık imza atılacak Hollanda'lı hoca ile.

Alman ekolünden kurtulup "Total Futbol" oynayan Hollanda ekolüne geçmek güzel olacak.

Euro 200o'de Hollanda'nın futboluna hepimiz hayran kalmıştık. O milli takımın başında yer alan hocaydı aynı zamanda Rijkaard.

Barcelona ile 2 lig şampiyonluğu, 2 İspanya kupası ve 1'de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu var.

Hayırlı ve uğurlu olsun...

4.06.2009

2008-2009 Sezonun Arşivlik 15 Maçı

1- Chelsea 4-4 Liverpool


Devler Ligi'nde yarı finale kalacak takımların belirleneceği 4 eşleşmede sonucu en çok merak edilen karşılaşma şüphesiz 2 İngiliz takımını karşı karşıya getiren eşleşme idi. Anfield Road'ta oynanan ilk maçı konuk Chelsea 3-1 kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez ilk 11 çıkan Ivanovic bu maçta 2 gol atarken rövanş maçına herkes prestij gözü ile bakıyordu. 15 Nisan'da oynanan rövanş maçında Kırmızılar, 19. dakika da Aurelio'nun frikiğinde Cech'in büyük hatası ile, 28'te de Xabi Alonsonun penaltı golü ile 2-0 öne geçerek İstanbul ruhunu geri getiriyordu. "Üstad" Hiddink'in 36. dakikada Kalou-Anelka değişikliği ise ibreyi tekrar Maviler'e çevirdi. 51'de Anelka'nın sağ kanattan müthiş bindirmesi ve devamında yaptığı ortada Drogba'nın sihirli dokunuşu farkı 1'e indirdi. 57'de Alex'in İngilizler'in tabiri ile "unbelieveble frikiği ve 78'de Lampard'ın golü ile Chelsea öne geçerken herkes Liverpool'un oyundan koptuğunu düşünüyordu. Liverpool'lu oyuncuların içlerinde bir yerde olan "İstanbul ruhu" ile 81'te Lucas, 82'te Kuyt skoru 4-3'e getiriyordu. Perdeyi kapatan isim ise 90. dakika da Lampard olurken, Liverpool'lular Milan mucizesi gerçekleşemediği için, biz ise maçın heyecanı damağımızda kaldığı için üzüntülü idik.


2- Liverpool 4-4 Arsenal


Premier Lig tarihindeki ilk şampiyonluğuna çok yaklaşan Liverpool bu maç öncesinde üstüste 5 maç kazanmış ve Manu ile puan farkını 2'de tutmaya devam etmişti. 21 Nisan günü oynanan maçta Arshavin fırtınası 39. dakikada başlıyordu. İLk yarıyı Rus golcünün golü ile yenik kapatan Liverpool, 2. yarının ilk 7 dakikasında Torres ve Benayoun'un golleri ile 2-1 öne geçiyordu. Öne geçtiler geçmesine ama Arsenal'in ara transferin bitmesine 3 saat kala kadrosuna kattığı 1.72'lik Arshavin'i Liverpool savunması durduramıyordu. 67. ve 70. dakika da ağları havalandıran Arshavin Topçular'ı tekrar öne geçirdi. Torres 3 dakika sonra beraberliği sağlamasına rağmen 90'da Arshavin kendisinin ve takımının 4.golüne imza atarak Arsenal'i tekrar öne geçirdi. Benayoun'un maçın bitimine saniyeler kala attığı gol Arsenal'in 3 puan almasına engel olsa da Arshavin'in bu maçta tarihe geçmesine engel olamıyordu. Arshavin'in attığı her golden sonra parmağı ile kaçıncı golünü attığını göstermesi orjinal bir sevinç olmasa da Liverpool taraftarını kızdıracak boyuttta olduğu kesin.



3- Chelsea 1-1 Barcelona

28 Nisan'da oynanan Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında Chelsea'nin 80'lerden kalma katı savunmasını aşamayan Barcelona, 8 ay sonra ilk kez bir maçı gol atamadan tamamlamıştı. 8 gün sonra oynanan rövanş maçında Hiddink faktörü ve saha avantajı ile Chelsea favori gözükse de birçok insanın gönlünden Barcelona'nın finale çıkması geçiyordu. Henüz maçın 10. dakikasında Essien'in uzak mesafeden şutu gol olunca, Chelsea ilk maçtaki taktiğine geri dönüyor ve oyunu sıkıcı bir hale sokuyordu. 66'da Abidal'in kırmızı görmesi ile Barcelona 10 kişi kalıyor ve o an Guardiola'nın gözlerinden umutsuzluk iyice okunuyordu. Bir önceki turda yaptığı ustaca değişiklik ile turu getiren Hiddink, 72. dakika da Drogba'nın yerine Belletti'yi alarak 10 kişi kalan rakibine karşı farkı açmayı değil gol yememeyi düşünüyordu. Son dakikaya kadar bunda başarılı olan Hollanda'lı hoca bir şeyi unutuyordu. Futbolun adaleti son saniye de olsa işliyor; Iniesta'nın attığı gol Barcelona'ya turu getiriyor ve herkesin düşlediği Barcelona - Manchester United finali gerçeğe dönüşüyordu.




4- Barcelona 4-0 Bayern Münih

Bir önceki turda Sporting Lizbon'a 2 maçta 12 gol atan ve herkesi büyüleyen Bayern Münih. çeyrek finaldeki tek Alman temsilcisi olarak Barcelona'nın karşısına çıktı. Bu maçtan 4 gün önce ligde Wolfsburg'tan 5 gol yiyen Bayern'de işler Klinsmann için çok kötü gidiyordu. Koltuğu sallantıda olan Alman hoca için tek çıkar yol Devler Ligi'nde başarı elde etmekti. 8 Nisan'da oynanan maça Barcelona her zamanki gibi hızlı başlıyor ve ilk 12 dakika da Messi ve Eto'o ile skoru 2-0 yapıyordu. İlk yarı boyunca rakibine adeta top göstermeyen Barcelona, oyunu 30 metrelik bir alanda oynadı desek yanlış olmaz. Pozisyon bulmayı geçtik, Barcelona'nın yarı alanına bile gelemeyen Münih ekibi, 38'te Messi, 43'te de Henry'i durduramayınca soyunma odasına 4-0 geride giriyordu. Sezon boyunca rakiplerine saygılı olan ve fark iyice açıldıktan sonra pek fazla gol atmayan Barcelona'ya duacı olan Bayern Münih tarihi farktan da kurtuluyordu. Wolfsburg maçında kaleyi koruyan Rensing yerine bu maçta Butt'u koyan Klinsmann'ın gollerden sonra tepkisi "neden eşleştim Barcelona" ile şeklindeydi.



5 - Real Madrid 2-6 Barcelona

Real Madrid'te ki teknik direktörlük kariyeri ligin 14. haftasında bir Barcelona maçı ile başlayan Juande Ramos, o maçtan 2-0 mağlubiyetla ayrılmıştı. O hafta Barcelona'nın tam 12 puan gerisinde 6. sırada yer alan Real Madrid o maçtan sonra çıktığı 18 maçta 52 puan alarak El-Classico öncesi puan farkını 4'e indirmiş ve şampiyonluk yolunda iyice umutlanmıştı. 10. dakika da Higuain'in attığı golle 1-0 öne geçen Real Madrid, adeta uyuyan devi uyandırmıştı. Önce 18'te Henry ile beraberlik golü geldi. Bu golden 3 dakika sonra da Puyol Barcelona'yı öne geçirdi. Devrenin skorunu ise 36'ta Messi'nin attığı gol belirledi. İkinci yarıda da ilk golü atan Real Madrid, golleri sıralayan Barcelona oluyordu. 56'da Ramos'un farkı 1'e indiren golüne cevap 2 dakika sonra Henry'den geldi. İyice dağılan Real Madrid'e karşı 75'te Messi ile 5-2 öne geçen Barcelona, 83'te Pique ile maçın skorunu tayin etti. Barcelona'nın 6. golünün anlamı ligdeki 100. gol olduğu için farklı bir anlam da taşıyordu. Bu golü atan ismin ise ligdeki ilk golünü atan Pique olması ise kaderin bir cilvesi olsa gerek.



6 - Manchester United 1-4 Liverpool

14 Mart'ta Old Trafford'ta Manchester United, belki de şampiyonluğunu belirleyecek bir maça çıktı. 11 maçtır kazanan, son 15 maçında sadece 1 gol yiyen Manu, bu maçta Liverpool'u da yenmesi halinde aradaki puan farkını iyice açıcak ve şampiyonluk yolunda rakipsiz kalacaktı. 23. dakika da Ronaldo'nun penaltı golü ile Manu 1-0 öne geçse de bu gole 5 dakika sonra Torres ile cevap veren Liverpool maçı bırakmadı. 44'te Gerarrd'ın golü ile Benitez'in talebleri soyunma odasına 2-1 önde girdi. Maçta Torres'i durdurmakta başarılı olamayan Manu'da Vidic, İspanyol golcüyü gole giderken düşürünce kırmızı kartı gördü. Kazanılan frikik atışını Fabio Aurelio golle sonuçlandırırken, Kırmızı-Şeytanlar oyundan tamaman düşüyordu. Perdeyi kapatan ise 4 gün önce Real Madrid maçında son golü atan İtalyan oyuncu Dossena oluyor ve Liverpool, şampiyonluk yarışında Manu'yu takibini sürdürüyordu. Manchester United 10 Şubat 2008 tarihinden sonra Old Trafford'ta ilk lig mağlubiyetini alırken, Old Trafford stadına ilk kez Liverpool'dan 4 gol yiyordu.


Man Utd 1-4 Liverpool - The most amazing videos are a click away

7 - Liverpool 4-0 Real Madrid


Son 5 sezondur Şampiyonlar Ligi'ne hep 2. turda veda eden Real Madrid, 25 Şubat'ta sahasında karşılaştığı Gerrard'sız Liverpool'a 1-0 yenilince, Devler Ligi'nde yine hüsran ile karşı karşıyaydı. 2 hafta sonraki rövanş maçında az da olsa umudu olan Real Madrid, henüz 16. dakika da eski Atletico Madrid'li Torres'in golü ile yenik duruma düşünce çeyrek final umutlarını son 5 sene de olduğu gibi bir sonraki seneye taşıyordu. İlk maçta sadece son 2 dakika yer alan Gerrard, rövanşta bunun acısını çıkarırcasına bir oyun sergiliyor ve önce 28 ile 47. dakika da attığı gollerle farkı 3'e çıkarıyordu. Maçta son sözü ise 83. dakika da Torres'in yerine giren Dossena söylüyor ve bu sezonki ilk golünü kaydediyordu. Rakibini adeta eze eze yenen Liverpool'un karşısında belki de Iker Casillas'ın dışında bir kaleci olsaydı çok daha farklı skorla kazanmaları içten bile değildi.



8 - Arsenal 4-4 Tottenham

Yaz döneminde büyük paralar harcanarak alınan flaş transferlerle sezona ilk 4 hedefi ile başlayan Tottenham, bu maç öncesi 5 puanla ligin son sırasında yer alıyordu. Kötü gidişatın faturası Juande Ramos'a kesilmiş ve yerine Harry Redknappa getirilmişti. 62 yaşındaki kurt hoca, ilk maçında Arsenal deplasmanına çıksa da takımını maça cesaretli başlandırdı ve konuk ekip 13. dakika da eski Aston Villa'lı Bentley ile öne geçti. Londra derbisinde yediği erken golün etkisinden çabuk kurtulan Arsenal, iki savunma oyuncusu Silvestre(36) ve Gallas(46)'ın golleri ile 2-1 öne geçti ve 64'te de Adebayor'un golü ile farkı 2'ye çıkardı. Euro 2008'te Arshavin ile beraber Rusya'nın yıldızı olan Pavluychenko'nun yerine 65. dakika da oyuna giren Darren Bent, 67'de skoru 3-2'ye getirse de bir dakika sonra Van Persie farkı tekrar 2'ye yükseltiyordu. Arsenal'liler galibiyeti kutlamaya hazırlanırken 89'da Jenas orta sahadan aldığı topla ceza sahası önüne kadar gelip düzgün bir vuruşla skoru 4-3'e getiriyordu. 90+4'te ise Luka Modric'in ceza sahası dışından vuruşu direkten dönüyor, pozisyonu iyi takip eden Lennon'un vuruşu ile Tottenham mucizevi bir geri dönüş yapıyordu.

9 - Bayern Münih 2-5 Werder Bremen

Her zaman Almanya liginin golcü takımlarından olan Werder Bremen, ligin 5. haftasında Bayern Münih deplasmanına gidiyordu. 20 Eylül'de ki bu maçın favorisi kuşkusuz geçen sezonun Bundesliga şampiyonuydu. Ama boşuna dememişler top yuvarlaktır diye. 28 Nisan 2007'den beri Allianz Arena'da kimseye mağlup olmayan Bayern Münih, 30'ta Rosenborg, 45'te de Naldo'nun golleri ile soyunma odasına 2-0 geride geriyordu. 2. yarıda herkes Bayern'in geri dönmesini beklerken Werder Bremen fırtınası devam ediyor ve 54 ile 67. dakikalar arasında gelen 3 gol (Mesut, Pizarro, Rosenberg) ile skor bir anda 5-0 oluyordu. 71. ve 89. dakikada Bayern'in kaydettiği goller ise sadece farkın azalmasını sağlıyordu. Bu 2 golün sahibi de yazın Werder Bremen'den Bayern'e transfer olan ve oyuna 47. dakika da dahil olan Tim Borowski'den başkası değildi.



10 - Atletico Madrid 4-3 Barcelona

1 Mart'ta oynanan bu maçtan 1 hafta önce Barcelona, sahasında Espanyol'a 2-1 yenilmiş ve ligde 22 maç sonra ilk mağlubiyetini tatmıştı. Real Madrid'in az da olsa nefesini ensesinde hisseden Barcelona, maça hızlı başladı ve önce 19. dakika da Henry'nin, Arsenal günlerinden kalma golü ile 1-0 öne geçiyor, bu golden 12 dakika sonra Messi, her zamanki resitallerinden birini sunarak farkı 2'ye çıkarıyordu. Barcelona her ne kadar rahatladığını düşünse de Forlan'ın 32. dakika da ceza sahası düşünden attığı mükemmel gol Madrid ekibini maçtan koparmıyordu. Golden sonra ataklarını sıklaştıran Madrid, aradığı golü 2 pasta 56. dakika da Aguero ile buluyordu. 72. dakika da Barcelona, Henry ile bir kez daha öne geçmesine rağmen, maçı koparacak fırsatları değerlendiremeyor ve Atletico Madrid, 80. dakika da kazandığı penaltı golü ile skora tekrar denge getiriyordu. 89. dakika da Puyol gibi bir savunma oyuncusunu ekarte eden Aguero, Atletico'yu maçta ilk kez öne geçiriyor ve maçı da Madrid ekibi kazanıyordu. Maçtan önce 7 günlük oğlu (aynı zamanda Maradona'nın torunu), ile objektiflere poz veren Kun Aguero'ya anlaşılan oğlu çok uğurlu geldi.



11 - Wolfsburg 5 -1 Bayern Münih

Ligin 26. haftasında karşı karşıya gelen Wolfsburg ve Bayern Münih, 4 Nisan'da oynanan bu maça 48'er puanla giriyordu ve herşeyleri eşit olduğu için 2. sırayı paylaşıyorlardı. Ligin ilk yarısını 9. sırada bitiren Wolsburg son 7 hafta içerde dışarda galip gelerek zirve yarışına ortak olmuştu. İç sahada 1 beraberlik dışında tüm maçlarını kazanan Felix Magath'ın öğrencileri maçta da ilk golü bulan taraf oldu. 44. dakika da kornerden Gentner in golü ile öne geçselerde daha golün anonsu stadyumda yankılanıren Bayern'in Toni ile beraberlik golü geliyordu. 2. yarıya hızlı başlayan Wolfsburg oldu.Bosnak golcü Dzeko 63 ve 65. dakikalarda farkı 2'ye çıkardı. Tüm hatları ile bastıran Bayern karşısında, hızlı oyuncuları Muslimovic ve Grafite'yi iyi kullanan ev sahibi ekip te Grafite 74 ve 77. dakika da fileleri havalandırarak ligdeki gol sayısını 20 yaparken, farkı 4'e çıkarıyor, gol krallığında da zirveye oturuyordu. Özellikle maçın son golünde Grafite tüm Bayern defansını deli ederken, bitirişi de topukla yaparak sezonun en güzel gollerinden birine imza atıyordu.Bu maçla beraber ligde ilk kez liderlik koltuğuna oturan Wolfsburg, sezon boyunca o koltuktan inmeyerek şampiyonluğu da elde ediyordu.



12 - Roma 1-4 Juventus

Inter'i takibini uzaktan da olsa sürdüren Juventus, 4 maçlık galibiyet serisinin ardından 21 Mart'ta Olimpiyat Stadı'nda Roma'nın konuğu oluyordu. Zorlu geçmesi beklenen maçın ilk yarısını Juevntus 34. dakika da Iaquinta'nın attığı golle 1-0 önde kapatıyordu. Maçın 48. dakikasında Roma kornerden gelen bir pozisyonda Simone ile beraberliği yakalıyordu. Puan kaybına tahammulu olmayan Torino ekibinde Iaquinta 55. dakika da bulduğu golle skoru 2-1'e getiriyor, 68'te de Melberg'in kornerden attığı kafa golü ile iyice rahatlıyordu. Sezon sonunda futbolu bırakacak olan Nedved son 20 dakika da oyuna dahil olurken 74. dakika da jeneriklik bir gole imza atarak maça damgasını vurmayı başarıyordu. Bu statta oynanan son 5 maçın 4'ünü Juventus'un kazanırken, kötü geçen sezonda Roma'ya bir tekme de Juventus vuruyordu ve başkent temsilcisi ilk 4'e kalma yarışında iyice gerilere düşüyordu.



13 - Juventus 4-2 Milan

İki ezeli rakip Juventus ve Milan, 14 Aralık günü sezonun 16. haftasında karşı karşıya geldi. 2 takımında defansif özellikleri daha iyi olduğu için birçok otorite bu maçın kısır geçeceğinde hem fikirdi. Ancak beklenen olmadı ve maçı izleyen herkes futbola doyarken, 6 de gol gördü. Maçın henüz 16. dakikasında Juventus, Del Piero'nun penaltı golü ile 1-0 öne geçti. Kaka'nın yokluğunda Pato ve Ronaldinho'lu hücum hattına güvenen Milan, yüklenmeye başlarken 31. dakika da Brezilya'lı ele avuca sığmayan yıldızı Pato ile beraberliği yakaladı. Bu gole 3 dakika sonra Chiellini yanıt varırken, devrenin bitimine 4 dakika kala Amauri farkı 2'ye çıkarıyor, Juventus soyunma odasına rahat giriyordu. 52. dakika da Ambrossini'nin golü ile Milan umutlansa da 65. dakika da Zambrotta'nın gördüğü kırmızı kart maçı belki de koparan an oluyordu. 69'ta Brezilya'lı golcü Amauri skoru 4-2'ye getiriyor ve Juventus maçı 2 farkla kazanıyordu.



14 - Inter 3-3 Roma


1 Mart günü San Siro'da Roma'yı ağırlayan Inter, ligde Juventus'un 9 puan önünde lider olarak girmişti son 12 haftaya. Karşılıkla ataklarla başlayan maçta ilk golü Roma buluyordu. 22. dakika da Marco Motta'nın ortasında De Rossi kafa ile topu ağlarla buluştururken, bu golden 7 dakika sonra Norveç'li oyuncu Riise "sıfır" diye tabir edilen yerden hemde Julio Cesar'ın kapattığı köşeden düzgün bir vuruş yapıyor ve fark 2'ye çıkıyordu. 50. dakika da Mourinho'nun son gözdelerinden olan 19'luk Balotelli, Adraino'nun asistine düzgün bir vuruşla farkı 1'e indirse de 57. dakika da Roma bulduğu kontra-atakta Brighi ile skoru 3-1 yapıyordu. 62'te Balotelli kendi kazandırdığı penlatıda topu filelere gönderirken, bu sezon toplamda 3. golüne ulaşıyordu. 68. dakika da Stankovic'in yerine dahil olan yılların eskitemediği forvet Crespo, 79. dakika da 18 yaşındaki Santon'un ortasına mükemmel yükseliyor ve hem bu sezonki ilk golünü atıyor hemde Inter'e 1 puanı getiriyordu.



15 - Galatasaray 4-3 Bordeaux

2005'te oynanan İsviçre maçına benzer bir olay ile ekibimiz maça hırslı başlamış ama Bordeaux'un uzun topunda Meira'nın ıskalaması ile 9. saniye de Bellion'un golü ile 1-0 geriye düşmüştü. 15. dakika ya kadar golün şoku atlatılamasa da G.Saray oyuna ağırlığını koymaya başlıyordu. İlk yarının ortalarında Hakan Balta'nın ortasında Diawara'dan seken topun direkten dönmesi adeta golün habercisi gibiydi. Nitekim 43. dakika da Barış'ın ortasında Arda'nın vuruşu ile skor 1-1'e geliyordu. Golün üzerinden 2 dakika geçmemişti ki Kewell, Hagi'den sonra G.Saray'lıların özlediği güzellikte bir gol ile G.Saray'ı öne geçiriyordu. 2. yarıya da etkili başlayan G.Saray üstüste goller kaçırırken 64. dakika da Lincoln'ün harika asistinde Ard farkı 2'ye çıkarıyor herkes bitti bu iş diyordu. 55'te oyuna giren Cavenaghi'nin 73. dakika da yaptığı asistte Chamakh farkı 1'e indiriyordu. Bu golün şoku geçmemişti ki 75. dakika da Arjantin'li golcü, kaleci ile savunmanın hatasında topu önünde bulup beraberlik golünü atıyordu. Dakikalar tükendikçe beklenen gol gelmiyor ve umutlar tükenmeye başlıyordu. Maçtaki son pozisyon diyebileceğimiz bir korner atışında Lincoln, ortayı yapıyor, Bordeuax savunması topu uzaklaştırmak istiyor ama kısa düşüyordu. Top, Sabri'nin ayağına geliyor ve onun da gelişine vurduğu top ağlarla buluşuyor turu geçen Galatasaray oluyordu. 3 gün önce kadro dışı kalması gündemde olan Sabri, son dakika golü ile G.Saray'ı son 16'ya taşıyordu. Türk milleti olarak Euro 2008'te son dakika gollerine alışık olduğumuzdan ve kalplerimizi test ettiğimizden bu maçta kalpten gitme durumu da ülke genelinde meydana gelmiyordu.



Related Posts with Thumbnails