25.07.2009

Nilmar Villarreal'de!


Adı zaman zaman F.Bahçe'nin transfer gündeminde de yer alan 25 yaşındaki Brezilya'lı golcü Nilmar resmen Villarreal'li oldu.

Bu gece İspanyol kulübün resmi sitesinden de geçen haberle, Nihat'ın boşluğu da dolmuş oldu. Sarı-Denizaltılılar bonservis için yaklaşık olarak 10 milyon euro öderken Brezilya'lı golcü ile 5 yıllık sözleşme imzaladı.

14 Temmuz 1984 doğumlu oyuncu ilk olarak 2002 senesinde Internacional forması ile profesyonel olsa da o sene forma şansı bulamadı.

İlk resmi maçına 19 yaşında çıkan Nilmar, Internacional forması ile 2 sezonda 42 kez forma şansı bulurken 16 da gole imza attı. Bu 2 sezon da 4 kez milli olup 2'de gol atan Nilmar, Fransız ekibi Lyon'un yolunu tuttu. Lyon bu transfer için para ödemezken takas ile golcü oyuncusu Elber'i göndermişti.

2004-2005 sezonunda Lyon forması giyen oyuncu o sezon ligde 32 maça çıksa da sadece 2 gol kaydederek büyük hayal kırıklığı yarattı. Aynı sezon içinde Devler Liginde'de 9 maç oynayan Nilmar 4 gol kaydetti. (1'i F.Bahçe'ye karşı)

Ertesi sezon Baros, Govou, Wiltord'lu hücüm hattı arasında pek fazla forma şansı olmadığı için Corinthians'a kiralanan Nilmar 2 sezonda burada top oynadı. 2005-2007 sezonları arasında Corintihans ile toplam 32 lig maçında 8 gol kaydeden golcü oyuncu, Libertadores kupasında da çıktığı 7 maçta 5 gol atarak, 2 sene içinde 13 gollük bir katkı yaptı Corinthians'a.

17 Ağustos 2007 tarihinde 2 milyon euro bedelle eski kulübü Internacional'a giden Nilmar, formunu da yavaş yavaş bulmaya başladı. İlk senesinde ligde 27 maça çıkan ve 14 gol kaydeden Nilmar, Libertadores Kupasında'da 7 maçta 4 gol kaydetti.

Internacional ile son sezonunda 17 lig maçına çıkan Nilmar kaydettiği 13 golle formunun iyice zirvesine ulaştı. Bu sezon çıktığı toplam 25 resmi maçta 19 gol kaydeden Nilmar gol krallığında da iddialı konumdaydı.

Lyon maceraso kötü bitse de henüz 25 yaşında olması ve son 2 sezondur harika bir form tutturması İspanya'da Nilmar fırtınası estirtebilir. Fransa Ligi'nin ne kadar defansif olduğunu herkes biliyor ve o ligde yapamamış olması anlaşılabilir. İspanya La Liga belki de Nilmar için bu açıdan fırsat olucka ve kendini herkese ispatlayacak.

Bekleyip göreceğiz...

Asrın Takası Sonunda Gerçekleşti!

Eto'o alacağı yıllık ücreti beğenmedi, Hleb Barcelona'da kalmak istiyorum dedi, Inter başkanı Moratti, Laporta ile sadece arkadaşça buluştuk dedi gibisinden laflar artık yalan oldu.

Yaklaşık 15-20 gündür konuşulan asrın takası en sonunda gerçeğe dönüştü. Serie A gol kralı Zlatan Ibrahimovic Barcelona'ya, La Liga gol kralı Samuel Eto'o Inter'e. Bunların yanında Barca, Hleb'i kiralık olarak Inter'e veriyor ve üstüne de 40 milyon euro ücret veriyor.

Herkesin görüşü farklıdır tabi saygı duymak lazım ama bana göre bu transfer C.Ronaldo'nun Real Madrid'e transferini bile gölgede bırakacak bir transfer.

Bazı kesimlerde Eto'o'ya haksızlık yapıldı, adamı değersiz gösterdiler üstüne para verdiler birde utanmadan gibisinden yorumlar gelse de Inter'i son 2 senedir adeta tek başına şampiyon yapan Ibrakadabra için verilen bu değer bence gayet normal.

Son yıllarda Devler Ligi'ndeki İngiliz takımların hükümleri de bu sene son bulabilir gibi. Nitekim ligdeki yıldızlar bakımından La Liga en önemli isimleri toplamış gözüküyor.

C.Ronaldo, Kaka, Messi, Ibrahimovic, David Villa, Aguero, Karim Benzema bu sene La Liga'da izleyeceğimiz üst düzey yıldızlar olucak.

Muhtemelen birçok insanın bu sene gözü La Liga'da olucak. Henüz transfer sezonu tamamlanmadı ve Real'in, Barcelona'nın bu transfer hamlesine cevap vereceğini düşünürsek yeni yıldızların gelmesini beklemek yanlış olmaz.

Dipnot: Barca resmi sitesindeki açıklamada oyuncunun Pazar günü sağlık kontrolünden geçeceği belirtiliyor. Ortada ufak tefek pürüzler dışında bir sıkıntı kalmadığı için ve bunlarında transfere engel olacak sıkıntılar olmadığını düşünürsek Zlatan Barca'ya, Eto'o da Inter'e hayırlı olsun diyelim.

24.07.2009

Keirrison Barcelona'da!





Barcelona'nın Maxwell'den sonraki 2. transferi Keirrison oldu. Ama ne transfer!

3 Aralık 1988 doğumlu Keirrison son yıllarda Brezilya'nın yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri. 2006 yılında Coritiba forması ile profesyonel olan Keirrison 2 sene içinde bu takım ile çıktığı 53 maçta 33 gol kaydetti. Coritiba forması ile bir önceki sezon ligde 32 maçta 21 gol atan ve gol krallığuna ulaşan Brezilya'lı genç yıldız Palmeiras takımına transfer olmuştu.

Palmeiras forması ile ilk olarak Libertadores Kupasında forma şansı bulan Keirrison bu şampiyonada çıktığı 13 maçta 5 gol kaydetti.

Bu sezonda şu ana kadar Palmeiras forması ile toplam 23 maça (20'si ilk 11) çıkan oyuncu toplamda 18 gol kaydederek gol krallığı yarışında yine zirvedeydi.

Barcelona'ya toplam maliyeti 16 milyon euro olan Keirrison büyük ihtimalle bu sezon Avrupa'da tecrübe edinmesi açısında bir takıma kiralık olarak gönderilecek. Bu takımında Roma olması muhtemel gözüküyor şu anda.

Maksimum 3 sene içinde yıldız statüsüne geçicek oyuncu için Katalan ekibi erken davranarak çok büyük iş başardı. FM tutkunlarının da çok iyi bildiği Keirrison bakalım hangi kulübe kiralık olarak gidecek. Kime giderse gitsin adından çokça söz ettireceğinden ve bu blogda sürekli yer vereceğimden eminim.



46 Yaşında Futbola Geri Döndü!

46 yaşında futbola geri dönüyor

Kolombiya milli takımının eski golcüsü Anthony de Avila, 46 yaşında futbola geri döndüğünü açıkladı.

Anthony de Avila 10 yıl önce nokta koyduğu futbol kariyerine eski takımı America de Cali ile yeniden başlayacağını duyurdu.

Kolombiya milli takımının formasını 53 kez giyen ve 13 gol atan 1.57 cm boyundaki "Şirin" lakaplı futbolcu son olarak 1999 yılında Ekvador ligi ekibi Barcelona'da oynamıştı.

America de Cali'de 11 yıl oynayan ve yedi Kolombiya ligi şampiyonluğu yaşayan De Avila, attığı 201 golle kulüp tarihinin en büyük futbolcusu olarak gösteriliyor.

1994 ve 1998 dünya kupalarında da forma giyen golcü oyuncu, "amacım aktif bir oyuncuyken jübile yapabilmek. 10 yıl önce bu şansı yakalayamadım ama şimdi olacak" dedi.

De Avila, futboldan uzak olduğu dönemde sürekli antrenman yaptığını ve hemen sahaya çıkıp oynayacak durumda olduğunu söyledi.



Fanatikliğin Bu Kadarı Olmaz!

Fanatizmin böylesi!
Fanatizminde bu kadarına pes dedirtecek olay Macaristan'da gerçekleşti.

Bu akşam oynanan Ujpeşt - Steau Bükreş maçı için Macaristan'a gelen Romanya ekibinin kaldığı ülkenin en lüks oteldi olan Sofitel Otel'de dün gece bomba ihbarı yapılmış ve Steau Bükreş'in oyuncuları sabaha kadar dışarda beklemek zorunda kalmışlar.

Saatlerce süren aramalar sonucunda doğal olarak bomba falan çıkmamış, ihbarı yapan kişilerin Ujpeşt taraftarları olduğunu düşününce şaşırmamak lazım doğrusu.

Romanya takımının yöneticileri Uefa'ya şikayet ederek maçın ertelenmesini talep etsede maç normal saatinde oynanmış.

Maçın sonucu ne mi oldu ?

Romanya'daki maçı 2-0 kazanan Steaau Bükreş'li oyuncular maça uykusuz çıksa da sahadan 2-1 galip ayrılarak bir üst tura yükseldi.


21.07.2009

"Güzel İnsan" Vedat Abi Güle Güle!


Her gördüğü kişiye "güzel insan" diye hitap eder hiçkimseyi kırmazdı. Gerek futbolculuğu döneminde gerekse spor yazarlığı döneminde hiçkimseye kötü söz söylememiş efendiliği ile sadece Beşiktaşlıların değil tüm camiaların sevdiği bir isim olmuştu.

Vedat Abi'yi bizzat tanımıyorum ama ufak bir araştırma ile hayatından kesitleri görünce hayran kalmamak, kendisine Beşiktaş'ın Metin Oktay'ı demek yanlış olmaz sanırım.

En çok bilinen anılarından birisi Beşiktaş forması ile çıktığı bir maçta hakem tartışmalı bir pozisyon sonrasında yanına gidip “Tekme attın mı?” diye sorması üzerine, “Evet” diye cevap vererek sahayı terk etmek zorunda kalmasının açıklamasını şöyle yapardı Vedat Abi: “Hakeme Beşiktaş formasıyla yalan mı söyleyecektim utanmadan?”...

Akşam gazetesinin yazarlarından Ömer Güvenç'te Vedat Okyar ile ilgili şu anısını anlatıyor ve duyduğumuzda ne kadar güzel bir insan olduğunu birkez daha anlıyorduk.

"Bir Beşiktaş maçı seyrediyoruz, maçın 80. dakikası filan.. Bir futbolcu için biraz ağır eleştiri yazdırıyorum. Vedat ağabey hemen yanımda, o da yorumunu yazdırıyor.. O yazdırırken bana kulak misafiri olmuş. Diyor ki 'Ömerciğim, yazdırdıklarını duydum, Allahaşkına biraz yumuşa..' Diyorum ki 'Vedat ağabey hakerek yok, belden aşağı yok, sadece kötü oynadığını eleştiriyorum..' Diyorki; 'olsun.. Benim hatrım için daha yumuşak, daha yumuşak.. Yarın okuyunca kalbi kırılmasın, üzmeyelim çocuğu...' diyor..

1945 Bursa doğumlu olan Vedat Okyar Bursaspor'un da kurucularından. Bursaspor'da yeteneklerini gören Beşiktaş'tan teklif almış ve aşık olduğu o takıma enteresan bir olay sonunda zorda olsa gelmişti. Bu enteresan olayı Vedat abi şu şekilde anlatıyor:

"Çok büyük hamleler yapan bir Eskişehir takımı vardı. Amatör Milli Takım maçı için havaalanına indim, bavullarımı bulamadım. Bavullarımı Eskişehirliler kaçırmış. Sonra da beni kaçırdılar. İki gün Eskişehir’de kaldım. Rahmetli babacığımın Baba Hakkı’ya bir sözü vardı. Bu nedenle hiçbir pazarlık yapılmadan Beşiktaş’a geldim. Babam Beşiktaş’ın iki dönem Asbaşkanlığı’nı yaptı. Allah rahmet eylesin, yattığı yerde rahat etsin. Beşiktaş’ta parasız oynadım ama babamdan belki daha fazlasını aldım. En azından Beşiktaş’a verdiğim hizmetin karşılığını para olarak almadım, babacığımdan aldım.”

1968 ile 1978 arasında Beşiktaş forması giyen Vedat Okyar kariyeri boyunca hiç sakatlık yaşamadı. 33 kez de milli olmuş abimiz. Çok sevdiği Beşiktaş'ta kaptan olarak uzun yıllar oynasada ligde şampiyonluk yaşayamadı maalesef. Kariyeri boyunca 43 penaltı vuruşunda 42 gol kaydeden Vedat Okyar kaçırdığı penaltının öyküsünü de şu şekilde anlatıyor:

“Trabzonspor’la oynadığımız bir kupa maçıydı. İlk maçı 1-0 kaybetmiştik, turu geçmemiz için burada 2-0 kazanmamız gerekiyor. 1-0 öndeyiz ve penaltı kaçırdım. Sonra Lütfü golü attı ve turu geçtik. Golü atınca Lütfü’nün sevinçten kulağını ısırdım. Maçtan sonra da hastaneye götürdüm. O günden sonra da daha penaltı kullanmadım”

Beşiktaş'tan sonra Diyarbakırspor ve Karagümrükspor'da da top koşturan Vedat Okyar futbolu bıraktıktan bir süre sonra spor yazarlığına başladı ve gerek tarafsız yorumları ile gerekse de müthiş ön sezgileri ile herkesin beğenisini kazandı.

Hastalığının ilk günlerinde Beşiktaş taraftarlarının açtığı “Bugün dost yaralanmış, yine gönlüm hoş değil” pankart ile gösterdiği vefayı da gözleri dolarak karşılamıştı; “Pankartı görünce çok duygulandım. Zaten oğlum da hemen aradı beni bunu söylemek için. Beşiktaş’ta forma giyen futbolcuların hepsinin bu vefayı anlamaları lazım. Her zaman söylerim; benim en yakın akrabalarım Beşiktaş taraftarlarıdır, öz akrabalarım değil...”

Dün sabah ölüm haberini aldığımız ve bugün törenle uğurlanan "Güzel İnsan"a Allah'tan rahnet diliyorum ve sözlerimi Vedat abinin şu sözleri ile tamamlıyorum:

"Ben para biriktirmedim, dost biriktirdim, öldüğünde para seni uğurlamaz ama dostlar yanında olur "

12 Yaşında Profesyonel Oldu!

Güney Amerika tarihine geçti! (VİDEO)

Bolivya'da 12 yaşında bir çocuk, birinci lig maçında forma giydi ve Güney Amerika futbol tarihine geçti.

12 YAŞINDAKİ OYUNCU BU MAÇLA PROFESYONEL OLDU

Mauricio Baldivieso, takımı Aurora'nın deplasmanda La Paz'a 1-0 yenildiği maçın tamamlanmasına dokuz dakika kala oyuna girdi. Çarşamba günü 13 yaşına basacak olan Mauricio, Güney Amerika'da bir birinci lig maçında forma giyen en genç futbolcu unvanını aldı.

1994 Dünya Kupası'nda Bolivya milli takımında oynayan Mauricio'nun babası ve Aurora'nın teknik direktörü Julio Cesar Baldivieso, "Onunla gurur duyuyorum. Gerçekten çok yetenekli bir çocuk" dedi.

SERT FAUL YAPILINCA AĞLADI

Cezası nedeniyle maçı tribünden izleyen baba Baldivieso, sert bir faulle oğlunu ağlatan rakip savunmacı Jenry Alaca için "cani" derken, pozisyonda sarı kartını çıkarmayan hakeme de tepki gösterdi.

Güney Amerika'da bundan önce bir birinci lig maçında forma giyen en küçük oyuncu Perulu Fernando Garcia'ydı. Garcia o zaman 13 yıl 11 aylıktı.

Barcelona'nın Yeni Stadı!

Barça'ya rüya gibi stat!

[lgbarsa1807090.jpg]

Öncelikle belirtelim Barcelona'nın bu stada geçme ihtimali henüz kesinleşmiş değil.

Stad resimlerde de görüldüğü üzere 4 tarafı denizlerle çevrili ve Barselona şehrinin trafiğinden uzakta olucak.

Eğer olursa eğer stad 150.000 kapasiteli olucak ve yaklaşık olarak 1 milyar Euro'ya mal olucak. Stada ulaşım içinde 20 metre yüksekliğinde bir köprü yapılacak bunun yanı sıra stat içinde helikopter pistide olacak.

Olurmu bilmiyorum ama eğer olursa hem dünyanın ilk deniz üzerindeki stadı olucak hemde böyle şaşalı stadın en çok yakışacağı takım olmasından ötürü Barcelona'ya ayrı bir keyif katacak gözümüzde.


20.07.2009

Beckham'a "Evine Dön Sahtekar" Pankartı!

Geçen sezon Milan'a kiralık giden Beckham Amerika'da ki takımına dönme konusunda çok isteksizdi. Sürekli kiralık süresini uzatan İngiliz oyuncu Milan'da kalmak istediğini her fırsatta dile getirmişti.

Her ne kadar LA Galaxy'de sponsorlarla birlikte dünyanın en çok kazanan sporcusu olan Beckham huzurun para da olmadığını çok geçmeden anlamıştı. Gene de kontratı devam ettiği için Amerikan takımına dönmek zorunda kalan Beckham, takımının Milan ile yaptığı hazırlık maçında yoğun eleştirilere maruz kaldı.

Haklı olarak LA taraftarları da sürekli Avrupa'da oynamak istediğini belirten Beckham'a tepkilerini pankartlarla göstermişler. Ama ne pankart! "Go Home Fraud" (Türkçesi başlıkta)

Maç içinde top her Beckham'a geldiğinde tüm stat yıldız oyuncuyu yuhalarken eski İngiliz kaptanı iyice sinirlenerek taraftarların yanına gitmiş ve bir kabadayı edası ile "aşağı gelin" der gibi el hareketi yapmış.

Bu saatten sonra Beckham'ın Amerika'dan ayrılacağını söylemek için müneccin olmaya gerek yok. Milan hala istiyor son göz ağrısını. Ada'dan da Manchester'in mavi takımından teklif var ama Manu'ya ihanet etmeyeceği için Arap'ların teklifini kabul edeceğini sanmıyorum.



2 Hazırlık Maçı ve 44 Gol!

Villarreal biraz abarttı: 27-0

Dün akşam oynanan hazırlık maçlarından ikisinde çok ilginç sonuçlar ortaya çıktı.


Adı üstünde hazırlık maçı, normal olarak oynayan takımlar pek kasmaz, sadece oyuncu dener. Ama İspanyol Villarreal ve İtalyan Genoa ekipleri bu çizginin biraz dışına çıktılar.

Villarreal takımı amatör Navada ekibi ile yaptığı maçta tarihi bir skora imza attı. Villarreal'in teknik direktörü Valverde her 2 yarıda da sahaya farklı 11'ler sürse de Sar-Denizaltılılar gol olup yağmaya devam etmiş.

Lafı çok uzatmadan maçın skornu söyleyelim: 27-0

Bu maçta yeni transfer Pereria 7 gol atmış. Llorente ve Ruben Marcos 4'er golde kalmışlar(!)

Bir diğer gol yağmuru maç ise İtalya'da oldu. Geçen sezonu 5. sırada bitiren Genoa, Val Stubai of Neustift takımını 17-0 yenmiş.

Bu maçta yeni transferlerden Floccari ve Crespo 3'er gol attı. Maçın ilk yarısı 7-0 biterken ikinci yarıda gelen 10 golün 3'ünü sonradan oyuna giren Crespo 6 dakikada içinde (75,76,81) kaydetmiş.

Adebayor da Manchester City'de!

Geçen sezon birçok oyuncunun gelmek istemediği M.City bu yaz bombaları üstüste patlatmaya devam ediyor.

Devre arasında Kaka'yı çok istemişlerdi, 3 haneli bir ücret vermişlerdi ama Kaka kabul etmemişti gelmeyi. Bu anlaşılır birşey de İngiltere liginin vasatın biraz üstünde olan orta saha oyuncusu Scott Parker bile M.City'i reddetmişti.

Yaz transferine hızlı başlayan Manchester şehrinin mavi takımı ilk olarak Rafael Benitez'in 2 senedir almaya uğraştığı Gareth Barry'i 14 milyon euroya transfer ederek sezonu açmıştı.

Geçen sezonun devre arasında forvete Bellamy'i transfer eden M.City, önce Santa Cruz'u 21 milyon euroya Blackburn'den transfer etmiş ve uzun uğraşlar sonucunda da Tevez'i yaklaşık 30 milyon euroluk bir bedelle alarak muhteşem bir forvet hattına sahip olmuştu.

Her takımın kadrosunda isteyeceği birbirinden yetenekli 4 golcüye sahip olmasına rağmen "İngiltere'nin Ek Galacticos"u son transferini yine forvet hattına yaptı. Ama ne forvet.

Arsenal'in 25 yaşındaki Togo'lu golcüsü ve Henry'den sonra takımın en önemli yıldızı Adebayor artık M.City'de. Bu transfer için 25 milyon euroul bir bonservis ücreti verilecekken Arap'lar sadece bu yaz transfere şimdilik(!) 93 milyon euro harcadılar bile.

Tamam bu ücret belki Real Madrid'in harcadığı ücretin 3'te 1'i ama Tevez - Robinho - Adebayor - Sanra Cruz - Bellamy'li forvet hattından minimum ikisinin yedek kulübesinde olacak olması insanın ağzını açık bırakıyor.

İlk olarak adını 2003-2004 sezonunda Fransız ekibi Monaco ile duyuran Adebayor o sezon ligde 31 maçta (21'i ilk 11) 8 gol kaydetti. O sezon Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan Monaco ile Avrupa arenasında 3'ü ilk 11 olmak üzere 9 maça çıkan Adebayor bu alanda gol atamadı.

Bir sonraki sezon Monaco'nun 1. golcüsü durumuna gelen Adebayor ligde 35 maça çıkarken 9'da gol kaydetti. Fransa Lig Kupası'nda 3 maçta 3, Devler Liginde'de 8 maçta 1 gol atan Togo'lu golcü o sezon 13 gol ile tamamladı.

2005-2006 sezonun ilk yarısını Fransız ekibinde geçiren 1.90 boyundaki golcü Monaco ile 19 maçta 3'ü Uefa kupasında olmak üzere 4 gole imza attı. Ocak ayında kariyerinde büyük bir yeri olacak olan Arsenal'e transfer olan Adebayor Afrika Kupası dönüşünde dahiş olduğu Topçular'da yarım devrede 13 maça çıkarken sezonu da 4 gol 4 asist ile tamamladı ve uyum sorununu kısa sürede atlattı.

2006 Dünya Kupası'nda Togo ile ter döken Adebayor'un gücü ülkesini gruptan çıkarmaya yetmedi. 2006-2007 sezonunda Arsenal ile ligde 29 maça (21'i ilk 11) çıkan golcü oyuncu sezonu da 8 gol 4 asist ile tamamlayarak İngiltere ligine ısınmaya başlıyordu. O sezon 37'si ilk 11 olmak üzere 50 resmi maça çıkan Adebayor sezonu da 12 gol 4 asist ile tamamladı.

Togo'lu golcünün kariyer rekoru kırdığı sezon ise 2007-2008 sezonu oldu. Ligde toplam 36 maça çıkan Adebayor o sezon ligde kaleye 101 şut çekerken bunların 60'ı kaleye buldu. O sezon ligde toplam 24 gol atmasına rağmen gol krallığı yarışında C.Ronaldo'yu geride bırakamayan Adebayor, Devler Liginde'de 9 maçta 3 gol attı ve sezonu da 29 gol 4 asist ile bitirdi.

2008-2009 sezonu Şubat-Nisan arasını sakat geçirmesine rağmen çokta fena geçmedi Adebayor adına. Ligde 21'i ilk 11 olmak üzere 26 maça çıktı ve sezonu ligde 10 gol ile tamamladı. Devler Liginde'de yarı final oynayan Arsenal'in bu başarısında çıktığı 7 maçta 5 gol atarak büyük pay sahibi oldu. Togo forması altında da Dünya Kupası elemelerinde 3 maçta 5 gol kaydeden Adebayor 38 maçta 20 gol 6 asist ile sezonu tamamladı.


17.07.2009

Tuncay'ın Takım Arkadaşı Aston Villa'da!

Gareth Barry'i "Şeyh'in Takımı"na kaptıran Aston Villa uzun uğraşlar sonucunda Riverside ekibinin sembol oyuncusu kadrosuna katmayı başardı.

Aslında M.Boro ligden düşmeseydi Downing'i takımdan ayrımak zor olurdu ama her ne kadar kulübün efsaneleşen oyuncularından da olsa hiçbir oyuncu 2. ligde oynamak istemez.

Bana göre Tuncay'ın da büyük ihtimalle gideceği takım Aston Villa olucak gibi gözüküyor ama bekleyip göreceğiz.

Aston Villa aynı zamanda İngiltere Milli takımının oyuncusu olan Downing ile 4 yıllık sözleşme imzalarken bonservis ücreti olarak da 14 milyon euro verdi.

25 yaşında olan Downing futbola da M.Boro altyapısında başladı. Henüz 18 yaşını bile doldurmamışken 11 Mayıs 2002 tarihinde Leeds United maçı ile ilk profesyonel maçına çıkan İngiliz oyuncu o sezonu ve bir sonraki sezonu 3'er maç oynarak tamamladı.

2003-2004 sezonunda 2 ay Sunderland'te kiralık oynayan geri kalan sezonda M.Boro'da devam eden Downing o sezon toplam 31 maça (17'si ilk 11) çıkıyor ve o sezonu 3 gol (3'ü de kiralık gittiği Sunderland'te) 2 asist ile tamamlıyordu.

2004-2005 sezonu ise Downing'in en başarılı sezonlarından biri oluyor ve takımın değişilmezlerinden oluyordu. Premier Lig'de 28'i ilk 11 olmak üzere 35 maça çıkan Boro'nun 19 numarası Uefa'da da 9 maçta yer alıyordu. O sezon toplam 48 maça çıkan Downing o seneyi 6 gol 11 asist ile tamamlıyordu.

2005-2006 sezonu Downing için kabus gibi başlamıştı. Ağustos sonunda geçirdiği sakatlık onu 4.5 ay sahalardan uzaklaştırmış ve o sezon ligde sadece 12 maça çıkmasını sağlamıştı. Ligi 1 gol 4 asist ile tamalayan Downing, Uefa Kupası maçlarına 2. turdan itibaren katılıyor ve her maça ilk 11'de başlayarak takımının final oynamasında büyük rol oynuyordu.

O yaz Dünya Kupasında'da boy gösteren oyuncu, ertesi sene ligde 34 maçta 2 gol 7 asist, FA Cup'ta da yaptığı 5 asistle takımın değişilmez oyuncularından biri olduğunu gösteriyordu. Ligde ilk 11 çıktığı 34 maçın 30'un da 90 dakika oynadığını da belirtelim.

2007-2008 sezonunda bir rekor kırarak ligde tüm maçlarda ilk 11 başlayan oyuncu o sezon ligde oynayabileceği maksimum süre olan 3420 dakikanın 3415 dakikasında sahada kalıyordu. O sezon ligde 9 gol atarak kariyer rekoru kıran Downing 5'de asist yapıyordu.

Geçtiğimiz sezonda ligde 37 maçta ilk 11 çıkmasına rağmen takımını düşmekten kurtaramıyordu. Son senesini 2 gol 7 asist ile tamamlayan Downing toplamda 56 maça (50'si ilk 11) çıkıyor ve bir sezonda en çok maç oynadığı sezon olarak akıllarda kalıyordu geçtiğimiz sezon.

Lucio Inter'de!

Aslında bu transfer pekte sürpriz olmadı. Geçtiğimiz günlerde Bayern Münih cephesinden gelen açıklamalarda Bayern Münih Brezilya'lı oyuncuyu göndereceğinin sinyallerini vermişti.

Bizim palavra spor gazeteleri de Hamit transferi yanına Lucio transferini de ekleyerek F.Bahçe'ye getirmişti oyuncuyu. Fener'e gelmeyeceğini herkes biliyordu da Inter'in alacağını da açıkçası pek az kişi tahmin ediyordur.

31 yaşındaki Brezilya'lı oyuncunun bonservis ücreti hakkında 5 ile 8 milyon euro arasında birşey konuşuluyor, tam kesin bir rakam açıklanmadı. Kesin olan tek şey 3 yıllık imzayı attığı.

Lucio ilk olarak adını 2001-2002 sezonunda Bayer Leverkusen'de duyurdu. O sezon sürpriz bir şekilde hem Şampiyonlar Ligi'nde finale kalan, hem ligde son 2 haftaya lider giren, hem de Almanya Kupası'nda finale kalan Leverkusen'in Ballack ve Yıldıray ile beraber en önemli isimiydi Lucio. Her ne kadar o sezon Leverkusen kupasız kapatsa da bu 3 oyuncu isimlerini duyurmayı başarmıştı.

O sezon 23'ü lig 13'ü Şampiyonlar Ligi olmak üzere 36 maça çıkan Lucio 7'de gol atmıştı. Savunma oyuncusu olmasına rağmen tekniği çok iyi olan Lucio sadece duran toplarda kafa golü değil, bir orta saha gibi klas gollere de imza atıyor.

2 sezon daha Leverkusen'de kalan ve 54 maça çıkan Lucio (Bu 2 sezonda 6 gol attı), 2004-2005 sezonunda Bayern Münih'in yolunu tutuyordu.

Almanya liginin en istikrarlı oyuncularından olan Lucio, Bayern Münih'le bu sezon 5. senesini doldurdu.

Bu 5 sezonda Bayern forması ile resmi olarak 193 maça çıkan Brezilya'lı savunma oyuncusu toplamda da 11 gol attı.

Hiçbir sezon ligde 24 maçın altına düşmeyen Lucio, bu 5 sezonu boyunca sırası ile ligde şu sayıda maça çıktı: 32 - 30 - 25 - 24 - 32

2006 Dünya Kupasında Brezilya'nın çıktığı 5 maçta da ilk 11 başlayan Lucio takımının çeyrek finalde Fransa'ya yenilmesine engel olamamıştı.

River Plate'in Golcüsü Falcao Porto'da!


Lyon Benzema'nın yerini Porto'nun golcüsü Lisandro Lopez ile doldururken, Portekiz temsilcisi de transferde boş durmadı ve River Plate'ın 23 yaşındaki Kolombiya'lı golcüsünü transfer etti.

Kendisi aynı zamanda bir FM yıldızı da olan Falcao, River Plate forması ile de Arjantin liginde gayet başarılı bir grafik çiziyor.

River Plate formasını ilk olarak 17 Kasım 2005 tarihinde San Lorenzo'ya karşı giyen Falcao 5-1 biten maçta 2 gol atmış ve kariyerine süper bir başlangıç yapmıştı. O sezon çıktığı 8 maçta rakip fileleri 7 kez havalandıran Kolombiya'lı golcü 1'de asist yapmıştı.

2006-2007 sezonunda Açılış liginde daha çok sonradan oyuna giren Falcaso toplamda 12 maça (4'ü ilk 11) çıkarken golle tanışamamıştı. Kapanış liginde de 7'si ilk 11 olmak üzere 8 maça çıkan Kolombiya'lı golcü 2 golle tamamlamıştı o sezonu.

Falcao'nun esas patlaması ise 2007-2008 sezonunda oldu. Açılış liginde 5, Kapanış liginde de 6 olmak üzere çıktığı 27 lig maçında rakip fileleri 11 kez havalandıran oyuncu, Güney Amerika'nın şampiyonlar ligi olan Libertadores Kupasında'da çıktığı 7 maçta 4 gol attı.

Artık ilk 11'in değişilmezi olan Falcao geride bıraktığımız sezonda da 43 maça çıktı ve 16 golle tamamladı sezonu. Bu 43 maçta toplam 98 şut çeken oyuncu 51'inde kaleyi tutturdu.

Lisandro Lopez'i Lyon'a 24 milyon euroya satan Porto, her zamanki gibi Falcao transferini de ucuza kapadı ve sadece 3.9 milyon euro ödeyerek oyuncunun bonservisini River Plate'den aldı. Yeni yıldız adaylarını keşfederek yüklü ücretlere satan Porto, büyük olasılıkla Falcao'yu da 2-3 sene içinde yüksek bir ücretle Avrupa'nın devlerinden birine satacak.

Barcelona Inter'in Sol Bekini Kaptı!

Ezeli rakibi Real Madrid'in aksine transferde sessiz sedasız ilerleyen Barcelona ilk transferini yaptı.

Sol bek mevkiinde Abidal'ın arkasında pekte iyi bir alternatifi olmayan Katalan ekibi Inter'in sol beki Brezilya'lı Maxwell ile anlaştı. 27 yaşındaki oyuncunun bonservisi için Barcelona, Inter'e 4.5 milyon euro ödeyecek. (Bizim ülkemizde Beşiktaş, İsmail'e 5.5 milyon euro vermişti.)

81 doğumlu oyuncu 2002 yılında geldiği Ajax'ta etkileyici bir performans sergilemiş ve 2006 yazında Inter'e transfer olmuştu.

Inter takımı ile ilk sezonda 19 lig maçına (13'ü ilk 11) çıkan Maxwell 2 kez de Şampiyonlar Ligi maçlarında oynamıştı. 2007-2008 sezonunda Inter sol bekinin değişilmez isimlerinden olan Brezilya'lı oyuncu o sezon ligde 32 maça çıkmış ve Devler Liginde'de grup maçlarının tümünde ilk 11 çıkmıştı.

Inter'in yeni hocası Mourinho'nun tercihini Santon'dan kullanması nedeni ile 19'u ilk 11 olmak üzere 24 maça çıkan Maxwell sezonu 1 gol 2 asist ile tamamladı.

Sylvinho'yu takımdan gönderen Barcelona'da sol bek için alternatifin kaliteli bir isim olması Abidal'in yokluğunu pek hissettirmeyecektir. Tabi bir sürpriz olur ve 27 yaşındaki oyuncu Abidal'dan formayı da kapabilir.

Bu arada Barcelona'nın resmi sitesinden Maxwell ile ilgili transfer gelişmelerine bakarken gözüme şu haber takıldı.

Maxwell Barcelona'nın tarihinde transfer ettiği 6. Brezilya'lı defans oyuncusuymuş.

16.07.2009

Felipe Melo Juventus'ta!

Eski günlerine dönmeye çalışan Juventus Diego'dan sonra orta sahaya önemli bir transfer daha yaptı.

Fiorentina'nın bir önceki sezon Almeira'dan transfer ettiği Felipe Melo yeni sezonda Juventus formayı giyecek.

Melo'nun ismini ilk defa Mor-Menekşeler'de duymuştum açıkçası. Her ne kadar Avrupa futbolunu iyi takip ettiğimi düşünsemde 4 sezon La Liga'da oynayan bu Brezilya'lıyı geçen sezon duymaya başladım.

Fiorentina'da 88 numaralı formayı giyen 26 yaşındaki oyuncu ilk Avrupa deneyimini 2004-2005 sezonunda Mallorca forması ile tatmış. O sezon 4'ü ilk 11 olmak üzere 8 maça çıkan Melo 358 dakika forma giydi.

Ertesi sezon Racing Santander'e transfer olan Melo 2 sezon bu takımda yer aldı. Geçirdiği 2 sezon boyunca 48 maça çıkan Brezilya'lı oyuncu toplamda 6 gol ve 7 asist yaptı. Özellikle Santander'deki 2. sezonunda sakatlığı yüzünden 5 Kasım-25 Şubat arasındaki dönemi kaçıran Melo o sezon sadece 11 kere maça ilk 11'de başladı.

Santander'den sonraki durağı Almeira olan Melo, o sezon çok istikrarlı bir grafik çizdi ve ligde 34 maça (30'u ilk 11) çıktı. 2007-2008 sezonunu 7 gol ve 12 sarı kart ile tamamlayan oyuncu ertesi sezon İtalya'nın köklü kulübü Fiorentina'ya transfer olurken isminin daha fazla duyulmasını sağladı. En azından benim açımdan.

Tipik bir çift yönlü orta saha oyuncusu olan Melo, Mor-Menekşeler'de de 29'u lig 6'sı Devler ligi, 2'si de Uefa Kupası maçı olmak üzere toplam 37 maça çıktı ve 2 gol attı. Bu sezonla ilgili ilginç istatistiklerinden birisi de Melo'nun şut girişimlerini. Formasını giydiği her takımda maç başı ortalama olarak 2 şut girişiminde bulunmasına rağmen Fiorentina'da çektiği şut sayısı 37 maçta sadece 46.

Bu transfer için Fiorentina kulübüne 20.5 milyon ve Marchionni'yi veren Juventus'ta Poulsen'in bileti tamamen kesilmiş durumda artık. Her ne kadar F.Bahçe almak için çok uğraşsa da kulübün ikna olmasına rağmen oyuncusun istememesi nedeni ile bu transfer gerçekleşemiyor.

15.07.2009

Senmisin Transfer Sezonunu Kapattık Diyen!

ManU taraftarı kulübü bastı! (VİDEO)

2 gün önce Manchester United teknik direktörü Alex Ferguson yaptığı açıklamada transfere noktayı koyduklarını ve takıma daha transfer yapmayacaklarını açıklamıştı.

Yazın hem Cristiano Ronaldo'yu hem de Tevez'i kaybeden Manchester United'ta haliyle taraftarlar yıldız bir isim bekliyordu. Aslında bu beklentilerinde haksız da sayılmazlar Ronaldo'dan gelen 94 milyon euroluk bonservis ücreti düşünüldüğünde.

Transfer döneminde sadece Newcastle'dan Owen (bedelsiz), Obertan ve Valencia'yı katan Manu'da taraftarlar Ferguson'un "transfere noktayı koyduk" açıklamasına o kadar kızmışlarki kulüp binasını basarak Ferguson'un ofisinin önünde aleyhte tezahüratlar yapmışlar.

Pekde haksız sayılmazkar açıkçası. O kadar gelirden sonra şahsen herkes flaş bir transfer bekliyor.

İŞTE O GÖRÜNTÜLER!


14.07.2009

Abdel Kader Keita İmzayı Attı!



Galatasaray'ın Lyon'dan transfer ettiği Abdel Kader Keita dün akşam üzeri İstanbul'a gelmişti. Bu sabah 11.00'deki antremanda yer alan Keita saat 2'de de Florya Metin Oktay Tesisleri'nde taraftarlarında hazır bulunduğu törende resmi imzayı attı.

Daha önce 9 numarayı giyeceği açıklanan Keita, gelir gelmez 11 numara boşmu diye sormuş ve 9 yerine 11 numarayı tercih etti.



Ve Beklenen Son! Tevez Manchester City'de!


Tevez yarışını Manchester City kazandı. Uzun zamandır Chelsea'ya mi gidecek, M.City'e mi gidecek sorularının muhatabı olan Arjantin'li golcü en sonunda kararını verdi.

M.City'nin resmi sitesinin açılış resminde de görüldüğü üzere forma numarası değişmeyecek Tevez'in. Değişmeyen şeylerden biri de yaşadığı şehir olucak tabiki.

25 yaşında olan Arjantin'in genç yıldızı profesyonel olarak futbola Boca Juniors'ta başladı. 2002-2003 sezonunda henüz 19 yaşındayken 23 Mart 2003 günü Arjantin ekibi ile ilk maçına çıkan Tevez ilk maçında gol atarken o sezonu 5 maçta 5 gol ile tamamladı.

Bir sonraki sezon Boca Juniors ile 7 maçta 10 gol kaydeden Carlos Tevez sürpriz bir şekilde Brezilya ekibi Corinthias'a transfer oldu. 2005-2006 sezonunda Brezilya ekibi ile müthiş bir performans sergileyen Tevez çıktığı 47 maçta 31 gol atarak adından çokça söz ettirmeye ve Avrupa'nın devlerini peşinden sürüklemeye başlamıştı.

2006 Dünya Kupası'nda milli takımda aradığını bulamayan ve turnuvaya çeyrek finalde veda eden Arjantin'de 5 maçta sadece 228 dakika kalan Tevez tek golünü 6-0'lık Sırbistan maçında atmıştı.

O yaz herkes Chelsea'ye transfer olmasını beklenen Tevez sürpriz bir şekilde diğer yıldız adayı Mascherano ile beraber West Ham'a transfer oluyor herkesi şaşırtıyordu. Sezon başlarında pek forma şansı bulamayan Tevez, Mart ayına kadar sadece 9 kez ilk 11'de sahaya çıkıyor ama gol sevinci yaşayamıyordu. Ligin geri kalan 3 ayında sürekli ilk 11'de oynayan ve çıktığı 12 maçta 7 gol 5 asist ile oynayan Arjantin'li oyuncu hem West Ham United'ın ligde kalmasını sağlıyor hem de Manchester United'a transfer oluyordu.

O sezonun son haftasında West Ham United, Manchester United deplasmanına gitmiş ve Tevez'in attığı fririk golü takımını ligde tutmuştu.

Manchester United forması ile ilk sezonunda 48 maça (39'u ilk 11) çıkan Tevez sezonu 19 gol 9 asistle bitiriyor ve takımının lig ve Devler Ligi şampiyonluğunda büyük rol oynuyordu. Her ne kadar Tevez'in bu etkileyici performansı Sir Alex Ferguson'u çok fazla tatmin etmeyince 2008-2009 sezonunun son gününde Manu Tottenham'ın golcüsü Berbatov ile anlaşıyor ve Tevez'e de ağırlıklı olarak yedek kulübesi gözüküyordu.

Premier Lig maçlarında sadece 18 kere sahaya ilk 11 çıkan Tevez, 11 kez de yedekten oyuna giriyor ve toplam 29 maçta 1858 (Maç başı 64) dakika sahada kalıyordu. Geçtiğimiz sezon Arjantin'li golcü toplamda 16 gol atarken bunların yarısını Lig (6) ve Federasyon Kupası'nda (2) atıyordu. Ligde sadece 5 gol atabilen Tevez, Devler Ligi final maçında yedek oturması üzerine eleştirilerde bulununca Manu'da biletini tamamen kesiyordu.

Bir menajerlik şirketine bağlı olan ve 2 senedir Manchester United'da kiralık oynayan Tevez, belki de arkadaşkarından ayrılmamak için şehrin diğer takımı Manchester City'e 25.5 milyon poundluk bonservis bedeli ile transfer oldu.

Hali hazırda forvet hattında Robinho'yu da barındıran şehrin mavi takımı Tevez ve Santa Cruz takviyeleri ile mükemmel bir forvet hattına sahip oldu şüphesiz. Bakalım gelecek sezon "Şeyh"in takımı neler yapacak.


Maçın 15. Saniyesinde Kırmızı Kart Gördü!

15. saniyede kırmızı kart! (VİDEO)

Maç daha yeni başlamıştı. Hakem düdüğü yeni çalmıştı. Rakibine o anda dirsek attı, en hızlı kırmızı kartı gördü.

İŞTE O AN!

Brezilya Birinci Futbol Ligi takımlarından Cruzeiro'nun forvet oyuncusu Ze Carlos, Atletico Mineiro ile yapılan maçın daha 15. saniyesinde kırmızı kart gördü.

Libertadores Kupası'nda Cruzeiro'nun Atletico Mineiro'ya 3-0 yenildiği dünkü final maçı, ilginç bir olaya sahne oldu. Cruzeiro'dan Ze Carlos, rakip takımdan Renan'a dirsek atınca, daha 15. saniyede kırmızı kart görerek, Brezilya'da en erken oyundan atılma rekoru kırdı.

Carlos, maçın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Ayağım kaydı, topu kontrol etmek isterken kolum Renan'ın yüzüne çarptı. Kendisinden özür diledim, ancak kırmızı kart görmekten kurtulamadım. Kasten bir şey yapmadım" dedi.

13.07.2009

Jose Mourinho Sezonu Açtı!

Sivri dili ile gittiği her ülkede olay adam olan Jose Mourinho 2009-2010 sezonuna da harika bir giriş yaptı.

Bir basın mensubunun en zor işlerinden biri olsa gerek Mourinho'nun zıttına gidecek bir soru sormak. Bizim ülkemizde Fatih Terim'de bu tip hocalar arasında yer alır ama Mourinho'nun eline su dökemez.

Bir çok kişi tarafından sevilmese de (İtalya liginde hemen hemen tüm takımların hocası sevmiyor) ben bayılıyorum bu adamın açıklamalarına.

Bu sabah Milano'da bir basın toplantısı düzenleyen Portekizli hoca kendisine 2 kez "Nasıl bir savunma oyuncusu istiyorsun?" diye soran gazeteciye "Gay gibi soruyorsun. Sarışın, dürüst birini arıyorum" cevabı verip dalga geçti.

Aynı basın toplantısında Chelsea'nin başına geçen Ancelotti'nin "Chelsea'nin yeni özel adamı
ben olacağım" açıklaması için ne diyorsunuz sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Ancelotti şu an İngilitere'de olduğundan kendini Prens Charles da zannedebilir ama benim tanıdığım tek bir Prens Charles var, O da Galler prensidir. Ancelotti arkadaşım falan değil, hiç de olmadı, olamayacak."

Bir dipnot verelim : Bu sene İtalya liginin heyecanını arttırmak için devre arasında teknik direktörelere açıklama yapma zorunluluğu geliyormuş. Mourinho buna ne kadar sevinir bilemem ama bize çok mazleme çıkar.


Related Posts with Thumbnails